Her geleneğin ardında bir devrim yatar. Bu Bağımsızlık Günü’nde, ülkemizin her yıl düzenlenen 12 saatlik yasasızlığının yükselişine tanıklık edin. Basit bir deney olarak başlayan harekete İlk Arınma Gecesi’ne hoş geldiniz.
Nazi exploitation (ayrıca Nazisploitation olarak bilinir), İkinci Dünya Savaşı kurgusu üzerine çekilen, kötü Nazilerin sıklıkla esir kamplarında cinsel suçlar işledikleri, exploit ve sexploit filmlerin alt kategorisi bir türdür. Çoğu “hapisteki kadınlar” üzerine kurgulanan bu filmlerin kurgusu, yüksek sadizm, vahşet ve aşağılama içeren şekilde ölüm kamplarına, Nazi genelevlerine kaymıştır.
Her geleneğin ardında bir devrim yatar. Bu Bağımsızlık Günü’nde, ülkemizin her yıl düzenlenen 12 saatlik yasasızlığının yükselişine tanıklık edin. Basit bir deney olarak başlayan harekete İlk Arınma Gecesi’ne hoş geldiniz.
20 Temmuz’da vizyona girecek olan İlk Arınma Gecesi (The Fist Purge) filminden önce bizleri nelerin beklediğine bir göz atalım.
Her geleneğin ardında bir devrim vardır. Önümüzdeki Bağımsızlık Günü’nde ülkede her yıl 12 saat süren kanunsuzluğun yükselişine tanıklık edin. Basit bir deney olarak başlayan hareketi, İlk Arınma Gecesi’ni karşılayın.
Son yılların olay yaratan serilerinden Arınma Gecesi’nın (The Purge) yeni filmi ‘İlk Arınma Gecesi’ 20 Temmuz’da ülkemizde vizyona girecek.
Alacakaranlık Dergi‘den 13. Cuma’ya yakışan bir sürpriz; 19 Temmuz Perşembe günü herkesten önce İlk Arınma Gecesi (The First Purge) filmini izleme fırsatı yakalayın! Alacakaranlık Dergi’nin instagram ve Twitter hesapları üzerinden paylaşılan gönderiyi yine Twitter ve Instagram üzerinden retweet ve repost yapanlar filmin ön gösterimine katılma hakkını kazanıyor!
Çekilişe katılmak için :
Twitter ve Instagram hesaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
Wake in Fright, First Blood (1982) filminin yönetmeni Ted Kotcheff’den beklemeyeceğiniz bir psikolojik-gerilim. Avustralya’nın ıssız kasabalarında geçen tuhaf bir yapım. Filmin başrolünde, daha çok TV filmleri ve dizilerde oyunculuk yapmış olan Gary Bond yer alırken yardımcı rolde ise Halloween filminin Dr. Sam Loomis’i Donald Pleasence’i görmek mümkün.
Öğretmenlik yapan John Grant, hayatından hiç de memnun değildir. Okul tatile girince Sydney’deki sevgilisinin yanına gitmek üzere yola çıkan John, Bundanyabba adlı bir kasabada tek günlük konaklamak zorunda kalır. Cennet mi yoksa cehennem mi olduğuna karar verilmesi zor olan bu kasabadan John’un çıkıp gitmesi tahmin ettiğinden daha zor olacaktır.
Filmin açılışında; çölün ortasındaki ıssız bir yerde, iki küçük bina arasında mekik dokuyan John’un sıkıcı hayatından küçük bir kesit görüyoruz. Kaldığı kasabaya benzer bir iklime sahip olan Bundanyabba ise nispeten daha hareketlidir ama tabii hayalindeki Sydney gibi kesinlikle değildir. Burası aslında kolaylıkla unutabileceğiniz, Sydney’e ulaşmak için sadece tek günlük bir geçiş noktası fakat her şey John’un akşam biraz takılmak adına bara gitmesiyle değişecektir. Bar sanki kasabayı anlatmak ve misafiri, olacaklara hazırlayıp kıvama getirmek için yaratılmış kendine özgü bir mekandır. Yabbalıların aşırı misafirperverliğini, bira ve kumar aşkının yanı sıra boş vermişliğini de çok iyi özetleyen bu sekanstan sonra artık John’un yavaş yavaş değişimine şahit olmaya başlıyoruz. Kumarda kazanıp azla yetinmeyen John, son oyunda bütün parasını kaybeder ve 1 dolar ile kalakalır. Öğretmenliği bırakabilmesi için yeterli parayı kazanmayı umut ederken bir anda elindekileri kaybedince, Yabba misafirperverliği ile muhatap olmak zorunda kalacaktır. İlginç olan ise Yabba’da para olmadan yaşamanın mümkün olmasıdır. Kasaba halkından birinin evinde kalabilirsin, yemek ve sınırsız yerli içki ise bedava. Kanguru avına katılmak, bol bol kavga etmek ve kumar oynamak ise kasabanın sosyalleşme şekli. Para gerektiren tek şey ise buradan gitmeye çalışmak. Devamını oku…