iyiköfüfilm

8
Oca
2016

Le orme (1975)

Bilimkurgu Filmleri Giallo kategorilerinde yayınlandı.

le_orme_posterFlorinda Bolkan Roma’da yaşayan ve Profesör Blackmann’ın (Klaus Kinski) gizemli bir deneyinin parçası olarak Ay’da yalnız bırakılmış bir astronot hakkında tuhaf rüyalar gören bir çevirmen olan Alice rolündedir.

Bu rüyalardan birinden uyandıktan sonra Alice bilimsel bir konferansın notlarının çevirisini teslim etmek için işyerinin yolunu tutar. İşi teslim ettiği zaman onu 3 gün geciktirdiğini keşfeder –bu üç günün nasıl geçtiği hakkında hiçbir anısı bulunmamaktadır. Hatırlamaya çalıştığı zaman bir nedenle bir kaydın çevirisini yaptığını anımsar ama gerisi gelmez. Ayrıca elinde bir Türk kasabası olan Garma’dan bir otelden gönderilmiş bir kartpostal ve bir tavus kuşunu betimleyen vitray penceresi olan bir odada, o kasabada olduğunun belli belirsiz bir hissine sahiptir. Bununla birlikte giysi dolabında kan lekesi gibi görünen lekelere sahip sarı bir elbise keşfeder.

Bunun üzerine yapbozun parçalarını bir araya getirmek için Garma’ya bir uçak bileti alır. Kasaba yakınlarında bir plajda herkesin Paula diye hitap ettiği ama isminin Mary olduğunu söyleyen kızıl saçlı bir kız ona yanaşır (Nicoletta Elmi tarafından canlandırılmaktadır). Alice’e onunla daha önce tanışmış olduğunu düşündüğünü söyle ama onu Nicole ismiyle hatırlamaktadır. Alice ada sakinlerini sorgulamaya devam ettikçe tuhaf bir gerçeğe gittikçe daha da yaklaşır.

Le orme, tek bir kelime ile özetlenebilecek bir filmdir… tuhaf! Her ne kadar bazen 1970lerde İtalya’da popüler olan Giallo furyasına yaklaşsa da daha çok tuhaf astronot rüyaları formunda bilim kurgu referansları içeren bir psikolojik gizem bilmecesidir Le orme. Film oldukça yavaş ilerler ama tamamen “trip gibi” ve tek kelimeyle kaçık olmayı başarırken her şeyi bir araya getiren (bir bakıma) sonu ile izlemeye değerdir. (daha&helliip;)


10
Oca
2015

I ragazzi del massacro (1969)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

I ragazzi del massacro (1969)I ragazzi del massacro, ya da bilinen diğer adıyla Naked Violance suç filmlerinin usta ismi Fernando Di Leo’nun ilk işlerinden. Sinemaya ilk olarak senaryo yazarak başlayan Di Leo ilk döneminde genellikle Western türüyle ilgilendi ve Sergio Leone gibi yönetmenlerle çalışma fırsatı buldu. Daha sonra yönetmenlik ve oyunculuk da yapan Di Leo yirminin üzerinde film yönetti. Özellikle Poliziotteschi filmleri ve Milano üçlemesiyle hatırlanır. Bu filmler Milano Calibro 9 (1972), La mala ordina (Manhunt, 1972) ve Il boss (The Boss, (1973) dur.

Yönetmenlik kariyerine başladığı 60’lı yıllarda peşpeşe beş filme imza atan Di Leo ilk iki filmiyle dram ağırlıklı bir yol izlemiş ve Brucia ragazzo, brucia (1969) ile filmlerindeki erotizm dozunu arttırmıştır. I ragazzi del massacro ile şiddet ve çıplaklığın doruklarında gezinmeye başlamıştır.

I ragazzi del massacro plizziotteschi ve giallo’nun iç içe geçtiği en iyi filmlerden biri. Filmimizin açılış sekansı bir sınıfta gerçekleşir. Genç ve güzel bir kadın öğretmen, erkeklerden oluşan lise öğrencilerine ders anlatmaktadır. Bu sırada giallo filmlerinde görmeye alıştığımız üzere saykodelik bir müzik ve yüzlere yapılan zoomla öğrencilerin ruh hallerindeki değişikliği gözlemleriz. Öğrenciler yerlerinden kalkıp öğretmene doğru giderler ve öğretmene tecevüz edip onu öldürürler.

Olayı araştırmak için görevlendirilen Müfettiş Duca, çocukları sırayla sorgular ve bunu neden yaptıklarını araştırmaya başlar. Çocukların bir çoğunun sosyal problemleri vardır. Parasızlık, ailevi sorunlar, fuhuş ve uyuşturucu gibi. Filmimiz uzunca bir süre bu çocukların sosyal meselelerine kafa patlatıyor ve çocukların bunu neden ya da kim tarafından yönlendirilerek yaptıklarını bulmaya çalışıyor. (daha&helliip;)


14
May
2014

Aşka Susayanlar, Seks ve Cinayet (1972)

Giallo Yeşilçam kategorilerinde yayınlandı.

aska-susayanlar-seks-ve-cinayet“Giallo” İtalyanlara özgü bir tür olsa da Yeşilçam da buna kayıtsız kalmamıştır. Kalıcı bir izlenim bırakabilmesi için bir giallo’nun özel bir şeye ihtiyacı vardır. Örneğin, etrafta hiçbir ağaçtan iz yokken ağaçtan atlayarak insanlara saldıran bir katil.

Aşka Susayanlar, Seks ve Cinayet, giallo türü için çıtayı yükseltmiş filmlerden biri olan The Strange Vice Of Mrs. Wardh‘ın birebir yeniden çevrilmiş Türk yapımı versiyonu. Ancak Strange Vice bir E.T. ya da Ghostbusters değil -araklanmış Türk yapımı filmlere genelde malzeme olan dünya çapında fenomen haline gelmiş filmlerden değil. Diğer bir deyişle Strange Vice‘ı uyarlamak License To Drive‘ı uyarlamak gibidir. Her iki film de küçük bir grup için başyapıt olsa da geniş yankı uyandırmaz. Yapımcıların 1962 hiti “Sealed With A Kiss”i filmin müzikleri arasına eklemelerinin nedeni de muhtemelen budur. İnsanları bir şekilde çekmek zorundasınız.

Siyah bir trençkot, siyah eldivenler, siyah fötr şapka giyen ve güneş gözlükleri takan bir adam kareye girer ve çıplak kadınları jiletle öldürür. Çıplak kadınlar çıplaktır çünkü hiçbirisinin iç çamaşırına verecek parası yoktur. Bu sırada, Mine isimli bir kadın Meriç isimli bir adamla evlidir ama bu cinsellikten yoksun bir evliliktir. Tarık isimli bir tecavüzcüyle bir zamanlar yaşadığı sadomazoşist ilişki Mine’nin aklından çıkmamaktadır. Katilin ise bunlarla hiçbir alakası yoktur. Çok geçmeden modern dans partileri yapılır, gece yarısı karanfiller dağıtılır, insanlar birbirini aldatır, silahlar sıkılır, sinir krizleri geçirilir, parendeler ve uçan tekmeler atılır. Eğer bütün bunları takip etmek zor geldiyse endişelenmeyin. The Strange Vice Of Mrs. Wardh‘ı seyredebilirsiniz ve bu film yine de size anlamlı gelmeyecektir. (daha&helliip;)


30
Ara
2013

The New York Ripper (1982)

Giallo Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

new_york_ripper_posterZombie 2 (1979) ile beraber Amerika semalarına kanat çırpan Lucio Fulci’nin burada çektiği filmlerden biri de The New York Ripper. Tipik İtalyan giallosu ve Amerikan slasher’ının hibriti niteliğindeki filmde bu havayı ilk bakışta sezmek mümkün.

Filmin senaryosu Gianfranco Clerici, Lucio Fulci, Gene Luotto, Vincenzo Mannino ve Dardano Sacchetti’ye ait. Filmi izlediğinizde bu beş adamı azılı birer kadın düşmanı olarak görmeniz olası. Filmin gösterime çıktığı dönemlerde aldığı en büyük eleştiri kadına yönelik şiddet konusunda özendirici olması yönündeydi. Asıl kahramanımız hariç öldürülen tüm kadınlar takındıkları davetkar tavırla adeta ölümü hakediyormuş duygusunu uyandırıyor.

Filmimiz bir adam ve köpeğinin ıssız bir yerdeki gezintisiyle açılıyor. Köpek çalılıkların arasında kaybolur ve ağzında bir kadın eliyle görünür. Bundan sonraki sahnelerde bir çok kadın cinayeti beyazperdeye yansımakta. Striptizci, teşhirci bir üniversite öğrencisi ve seks düşkünü evli bir kadın vahşi şekilde öldürülür. Bu cinayetleri araştırmak ve ördek sesli katili bulma görevi New York polis departmanından dedektif Fred Williams’a verilmiştir.

The New York Ripper, Fulci’nin 70’li yılların sonlarında başladığı gore furyasının önemli işlerinden biri. Vahşi cinayet sahneleri, güzel kurbanları ve akıllardan çıkmayacak ayak mastürbasyonu sahnesiyle unutulmazlar arasında.  (daha&helliip;)


Die-Screaming,-MarianneTürkiye’de “Çığlıklar Arasında” ismiyle bilinen Die Screaming, Marianne, İngiliz yönetmen Pete Walker’ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Susan George ve Barry Evans’ın yer aldığı bir korku-gerilim filmi.

İngiliz yönetmen Pete Walker özellikle 70’li yıllar boyunca korku ve seksploitation türünde işlere imza atmış bir yönetmen. Özellikle bu iki türü harmanladığı filmleriyle bilinen yönetmen, filmlerinde genellikle otoriteyi temsil eden bir figüre ve ahlaki ve toplumsal kurallara uymadığı için cezalandırılan bir karaktere yer verir. Otoriteyi temsil eden figürler genellikle rahip ya da yargıç olurken cezalandırılan ise genellikle genç bir kadındır. Andrew Sachs ve Sheila Keith ise filmlerinde sıklıkla yer verdiği iki isimdir.

Hikaye büyük ölçüde korku- gerilim ve dönemin popüler türü giallo arasında gidip gelmekte. Büyüleyici yıldız Susan George, ailesiyle yaşadığı Portekiz’den kaçarak İngiltere’ye gelen dik başlı Marianne’ye hayat veriyor. Babası eski bir yargıç olan Marianne annesinin ölümünün ardından büyük bir servete konar ve 21 yaşına ulaştığı anda para kendisinin olacaktır. Üvey kız kardeşi ve babası portekiz’e dönmesi için yolunu gözlerken (!) o sadece paraya değil aynı zamanda babasının kirli işlerine dair sırlara da ulaşmıştır. Ana hikaye olarak bu çerçevede geçen film, önemsiz alt hikayeleri de içinde barındırıyor. Oldukça tutarsız bir şekilde ilerleyen senaryo, bir sahneyi anlamaya çalışırken birden başka bir sahneye atlıyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni