iyiköfüfilm

11
Nis
2014

Lady in the Lake (1947)

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı. Yorum Yok

Lady in the Lake 1947Robert Montgomery’nin yönetmenliğini yaptığı Lady in the Lake (1947) adlı kült kara film Raymond Chandler’ın aynı adlı romanından uyarlandı. Filmin kadrosunda Robert Montgomery (Philip Marlowe), Audrey Totter (Adrienne Fromsett), Lloyd Nolan (DeGarmot), Leon Ames (Derace Kingsby) gibi oyuncular yer alıyor.

Özel dedektif Philip Marlowe, az parayla çok pisliğin içine balıklama atlatmaktan sıkılmıştır. Polisiye ve korku üzerine ucuz hikayelerin yayınlandığı bir dergiye başından geçen bir olaydan yola çıkarak yazdığı hikayesini yollar. Dergiden onunla görüşmek istediklerine dair bir mektup alır. Marlowe, dergiye gider ve dergi patronunun güzel asistanı Adrienne’dan, umduğundan farklı bir iş teklifi alır. Patronun karısı kayıptır ve onu bulmasını ister. Marlowe baştan isteksiz de olsa bu teklifi kabul eder. Fakat bu iş göründüğünün aksine daha çetrefillidir ve Marlowe, her zamanki gibi bu kirli oyunların içine girip ipuçlarını toplamak için kendine özgü yöntemler kullanacaktır.

Lady in the Lake, hem kara film, hem de sinema tarihi açısından ilginç bir film… Filmin kahramanı Dedektif Philip Marlowe, filmin başında kameraya doğru bakar ve kendini tanıtır. Yaşadığı bir hikaye hakkında ön bilgi verir. Filmin sonuna kadar onun bakış açısıyla olanları izleriz. Marlowe ile beraber ipuçlarını takip ederiz ama o keskin zekası ve deneyimiyle hep izleyiciden bir adım öndedir. Olayları onun bakış açısıyla görsek de hep bir şeyleri kaçırırız. Öznel kamera açısı Marlowe ile tam olarak özdeşleşmemize imkan sağlamaz. Marlowe’u, filmin başında ve sonunda kameraya doğru konuşması haricinde sadece aynaya baktığı birkaç sahnede görebiliriz. Kara filmlerde kullanılan öznel bakış, karakterle özdeşleşme sağlamaz. Anlatıcı konumunda kullanılan dış ses özelliğiyle benzer bir işlev görür. Anti kahramanın kirlenmiş dünyaya karşı bir iç dökmesi, kendisiyle hesaplaşması olarak algılanması daha doğrudur. Klasik Hollywood filmlerinde olduğu gibi karakterler ne tamamen temizdir ne de kirlidir. Başkahraman yaşamak zorunda olduğu yozlaşmış dünyaya uyum sağlamak zorundadır. Onun için kullanılan öznel kamera açısı veya dış ses, kahramanla özdeşleşmeyi sağlama işlevi gütmekten çok, onun bu çetrefilli olaylarda nasıl bir tavır sergilediğini görmemize olanak sağlar.

Raymond Chandler’ın efsane karakterlerinden biri olan Philip Marlowe’u, Robert Montgomery’in canlandırdığı Lady in the Lake filminden önce, Dick Powell ile Murder, My Sweet (1944), Humphrey Bogart ile The Big Sleep (1946) filmlerinde izlemiştik. Sonrasında da birçok oyuncuda vücut bulan bu karakter, en çok Bogart performansı ile akıllarda yer edinmiştir.

Lady in the Lake, bir kara film olarak incelendiğinde görsel olarak kara film severleri tatmin etmese de, öznel kamera açısı ve Marlowe’un nükteleri ile izleyiciye ilginç bir kara film deneyimi yaşatıyor.

Müge İbrikçi

Lady in the Lake1947

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  1. Henüz yorum yapılmamış.

Yorumunuz:


İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni