10) Dream Lover (1993): Yönetmeliğini Nicholas Kazan’ın yaptığı filmin başrollerinde James Spader ve Madchen Amick var. Başarılı bir mimar olan Ray (James Spader) eşinden yeni boşanmıştır. Arkadaşı vasıtasıyla bir partide tanıştığı kadınla kısa süre evlenirler. Ray çok mutludur fakat geçmişi hakkında hiç bir şey bilmediği Lena (Madchen Amick)’nın bazı davranışlarından şüphe duymaya başlar.  

9) Yeuk ji luen (1993): İşte size sevgilinizle izleyebileceğiniz kusursuz bir CAT III filmi. CAT III  filmlerinin değişmez oyuncusu Anthony Wong’un başrolünde olduğu filmde Wong’u hastalıklı bir eş rolünde izliyoruz. Eşine hastalıklı bir tutkuyla bağlı olan Wong eşi Elizabeth’e hayatı zindan eder.

8) Rito d’amore (1990): Yönetmenliğini Aldo Lado’nun yaptığı filmin konusu gerçek bir hikayeye dayanmakta. Fransa’da yaşayan Japon bir adam Fransız bir modele aşık olur. Tutkulu bir aşk yaşan çiftin aşkları bir süre sonra hastalık bir hal alır. Genç kadın gittikçe bir “Sushi”ye dönüşür. Yönetmen Aldo Lado erotizm kokan bir dram çekerken “Yamyam” filmlerine de göz kırpıyor.

7) Cérémonie d’amour (1987): Sıra dışı isim Walerian Borowczky’nin yönetmenliğini yaptığı film aşka sürrealist bir pencereden bakarken bunu çok iyi beceriyor.  Andre Pieyre de Mandiargues’in kısa hikayesinden uyarlanan film, Fransız moda tasarımcısı Hugo ve fahişe Myriam arasındaki ilişkiyi konu ediniyor. Film, korku ve romantizm, sanat ve istismar arasında yürürken izleyiciye kolay cevaplar vermeyi reddediyor.

6) Un monde sans pitie (1989): Hippo 25 yaşında herhangi bir işi olmayan, okumayan, kardeşinin sırtından geçinen bir gençtir. Şans eseri üniversite öğrencisi Nathalie ile tanışır ve kimsenin kendisi hakkında ne düşündüğünü önemsemeyen o genç aşkın da etkisiyle hayatına başka bir yön vermeye karar verir. Hikayenin Hippo’nun gözünden anlatıldığı film, ciddiye alınmadan izlenecek, gün yüzüne çıkmayı bekleyen bir romantik komedi.

5) Delitto d’amore (1974): Usta İtalyan yönetmen Luigi Comenci’nin yönetmenliğini yaptığı film aşkı izleyiciye farklı bir yönden yansıtırken dönemin İtalya’sına dair sosyal bir analiz de sunuyor. İtalya’nın güneyinden kuzeye Milano’ya çalışmak için göç eden işçilerin yaşam koşullarını da bize yansıtan filmin kahramanları yaşam mücadelesi uğruna sağlıksız koşullarda bir fabrikada çalışan evli bir çifttir. 70’li yıllardaki İtalyan sinemasındaki sosyal içerikli önemli filmlerden biri Delitto d’amore.

4) Boku wa imôto ni koi wo suru (2007): Orijinal ismiyle My Sister, My Love yönetmenliğini Hiroshi Hondo’nun yaptığı bir manga uyarlaması. Toplumda tabu olan duyulduğunda tüyleri diken diken eden ensest bir ilişkiyi ele alıyor film. İki kardeşin birbirine olan aşkını… Filmde cinsellik arıyorsanız bu film size göre değil. Film, iki kardeşin aşkına ve bu aşkın onların çevrelerinin ilişkiye bakış açısını işliyor. Filmin en çok eleştirilen yönü oldukça durağan ve uzun diyaloglara sahip olması.

3) The Woman I Love (1937): Yönetmenliğini Anatole Litvak’ın yaptığı film 1. Dünya Savaşı sırasında bir savaş pilotu ve eşinin aşk hikayesi üzerine odaklanmış. Film bir Hollywood filmi ve 1935 Fransız yapımı L’Equipage filminin yeniden çevrimi. 1937 yılında çekilmiş bir filme göre uçak sahneleri oldukça başarılı.  

2) Un Beau Monstre (1971): Bilinen diğer adıyla Love Me Strangely trajik, grelim dolu bir aşk hikayesini anlanmakta. Ayrıca filmde ünlü Fransız şarkıcı Charles Aznavour’u da görmek mümkün. Para kazanma hırsının esiri olmuş zengin bir koca ve masum, güzel eşinin hikayesini beyazperde aktaran filmin yönetmeni ise Sergio Gobbi.

1) Rabu Hoteru (1985): Bir diğer adıyla Love Hotel, Japon Nikkatsu film şirketinin Roman Porno serisi için yapılan filmlerden biri. Filmin oyuncu kadrosu Roman porno filmlerinin tanınmış oyuncularından oluşmakta. Yönetmenliğini Shinji Somai’nin yaptığı film sinematografi ve oyunculuktaki müthiş performansıyla diğer Roman porno filmlerinden kolayca ayrılmakta. Filmin ilk 10 dakikası tipik bir istismar filmi gibi fakat daha sonra gerçek bir sinema şöleni sizleri bekliyor.

Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)