A Lizard in a Woman’s Skin benim için en favori korku (aynı zamanda giallo) filmlerinden bir tanesidir. Ayrıca en sevdiğim Lucio Fulci filmi demem de yanlış olmaz. Erotik içeriği ve hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin gösterildiği oldukça vahşi sahneleri nedeniyle sansüre uğramış olsa da mutlaka uncut versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim. Eğer bol kan ve gore sahneleri izlemeyi seven tipik bir Fulci fanıysanız bu filmi izleyince hayal kırıklığına uğramayacaksınız.
Korku filmleri yapmadan önce Lucio Fulci tıp okudu ve bu deneyim yaptığı işleri oldukça renkli kıldı. Ayrıca çoğu izleyicinin oldukça rahatsız edici bulduğu gerçekçi sahneler yaratmasına da neden oldu. Genç bir tıp öğrencisiyken Fulci, hiç şüphesiz filminde yer verdiği hayvanlar üzerindeki deneyleri bizzat kendisi uyguladı. Bu deneyimi filmlerinde bir dehşet elemanı olarak kullanmayı seçmesi hem şaşırtıcı hem de oldukça olağan.
Filmde Carol’u canlandıran Florinda Bolkan oldukça başarılı. Carol Londra’da yaşayan önemli bir avukatın kızıdır. Komşusu Julia Durer(Anita Strindberg) ile ilgili ilginç rüyalar ve halüsinasyonlar görmektedir. Psikatristine en son gördüğü rüyasını anlatır. Rüyasında komşusuyla lezbiyen bir ilişki yaşadığını ve onu öldürdüğünü görür. Fakat bir süre sonra komşusu tam da Carol’un bahsettiği şekilde öldürülünce cinayetin en büyük şüphelisi olarak gözaltına alınır. Carol bir psikiyatri kliniğine yatırılır. Huzursuz edici hayal gücü burada da bir şeyler üretmeye devam etmektedir. Lucio Fulci bu sahnelerde oldukça yaratıcı kamera teknikleri kullanmış ve unutulması oldukça güç sahneler yaratmış. Ayrıca Freud görüşüyle yaklaştığı hayal betimlemeleri izleyiciye neyin gerçek neyin hayal olduğu konusunda ikilem yaşatıyor ve Fulci bundan oldukça fazla keyif alıyor.
Carol hastane bahçesinde uykuya dalar ve uyandığında zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz. Şaşırtıcı derecede sessiz ve boş olan hastane bahçesine göz atar. Bir anda çalıların arasından kendisini birisinin izlediğini fark ederek irkilir. Hastaneye doğru koşmaya başlar; fakat bütün girişler kapalıdır. Carol korkularının yanı sıra geçmişinden de kaçmaktadır. Hastaneden içeri girdiğinde ise spiral bir merdiven karşılar onu ve hiç bitmeyecek gibi görünen beyaz koridorlar. Bu Escher tarzı manzara ise Carol’un iç dünyasındaki karışıklığın bir yansımasıdır. Sonunda açık bir kapı bulur ve içeri adımını atar; ama oda onu karanlığıyla yutar. Carol için bu bir kurtuluş değildir. Karanlığın içinde yolunu bulmaya çalışırken birden bir ışık, perdenin arkasından çıkan makas tutan bir eli aydınlatır.
Carol bu tehditkâr gölgeyi gördükten sonra onun için yeni bir korku deneyimi başlar ama Fulci’nin kamerası aniden üzerinde birçok medikal aletin olduğu bir doktor masasının üzerini gösterir. Ortada perdenin arkasındaki çılgın katil yoktur. Hatta sadece bir doktor ve aletleri vardır.
Carol koşmaya devam eder ve bu kapılardan birini açana kadar devam eder. Bu sefer odadaki ışık Carol’u gölgeler içinde saklamak yerine onu aydınlatır. Fulci kamerasını Carol’un yüzüne zoom yapar ve yüzünde büyük bir korku ifadesi belirir. Aynı anda Fulci izleyiciye de büyük bir şok yaratır ve hayvanları korkunç bir şekilde gösteren o tiksindirici sahneyi ekrana getirir. Köpekler ölü değildir fakat yavaş yavaş ölmektedir. Hayvanlar bir doktorun onlara uyguladığı bu işkenceden dolayı sızlanır ve can çekişirken, Carol’un yüzünde kendi korkularımızın ve endişelerimizin bir yansımasını görürüz. Carol bir anda yere yığılır. Vücudunun altında sanki yere saçılmış kan yığını gibi kırmızı bir zemin vardır. Ve sahne başladığı gibi biter. Hayallerle. Karanlık ve bulanık hayallerle.

- Etiketler: Anita Strindberg Florinda Bolkan Freud Giallo Gore Lucio Fulci
Fulci’nin en çok sevdiğim filmlerinde hep bir gerçek-üstü taraf olmuştur.. Bu film ise bu açıdan doruk nıktası. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, o köpekli sahneler yüzünden mahkemelik olmuş Fulci. Ama o köpeklerin, İtalyan sinemasının bir numaraları efektçisi Carlo Rambaldi yapımı olduğunu kanıtlamışlar.
Yorumunuz: