iyiköfüfilm

17
Şub
2011

Texas Chainsaw Massacre Serisi

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Christopher Lee, 100 Years of Horror belgeselinde şöyle diyor: “Birisini korkutmak için şunları söyleyin. Biliyorum, anlattıklarıma inanmayacaksın. Bunun için seni suçlamam, birisi bana aynı şeyleri anlatsaydı ben de inanmazdım. Ama bu anlatacaklarımı yaşadım.” İlki 1973 yılında çekilen Texas Chainsaw Massacre serisi de neredeyse insanlara bunu söylemişti. Alfred Hitchcock’ın Sapık filmine de ilham kaynağı olan seri katil Ed Gein’den -sözde- esinlenerek çekilmiş olan ilk film büyük yankılar uyandırdı. Günümüze kadar üç devam filmi, bir remake ve bir prequel ile gelen seriden esinlenen bir sürü film de var. Bunların hepsine sırasıyla bakacağız.

Film, Amerikalı katil Ed Gein’den serbestçe uyarlanmış. İşin aslı senarist ve yönetmen Tobe Hooper bu fikrin aklına ilk kez bir hırdavatçı dükkanında elektrikli testere bakarken geldiğini itiraf etmiş. Senaryo aşamasında ismi Leatherface olan filmin adı daha sonra yapım aşamasında Stalking Leatherface ve ardından Head Cheese olmuş. Seyirci karşısına çıktığında ise tamamen değişerek bildiğimiz halini almış. 80,000 dolar gibi küçük bir bütçeyle çekilen film başarılı bir reklam kampanyası ile sadece Amerika’da bütçesinin neredeyse 400 katı kar getirip, tüm zamanların en iyi gişe yapan bağımsız filmlerinden biri olunca bir fenomen halini almış. Başarılı reklam kampanyası ise filmdeki olayların gerçekten yaşandığını söylenmesinden ibaretmiş. Fakat işin ilginç kısmı filmin açılışında olayların 18 Ağustos 1973 tarihinde yaşandığı söylendiği halde film 15 Temmuz ve 14 Ağustos 1973 tarihleri arasında çekilmiş. Tabii film izlendikten sonra bir takım şehir efsaneleri de oluşmamış değil, bir deli filmdeki olayların gerçekten yaşandığı yerin San Antonio’daki Poth kasabası olduğu konusunda kuyuya bir taş atınca diğer akıllılar da bu taşı çıkarmaya çalışmış. (daha&helliip;)


31
Oca
2011

The Hills Run Red (2009)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Seksenli yıllar slasher alt türünün doruk noktasıydı. Birçok klasiğin ve serinin ilk temellerinin atıldığı seksenli yıllardan sonra ne yazık ki doksanlı yıllarda slasher türü birkaç örnek dışında verimli bir on yıl olamadı. İkibinli yıllara gelindiğinde ise slasher bana göre tekrar dönüşünü yaptı ve seksenler kadar parlak olmasa da başarılı örneklere imza atıldı. Her ne kadar piyasa yeniden çevrimler ve eski serilerin bilmem kaçıncı devam filmleriyle kirletilse de arada Hatchet, The Tripper ve Behind the Mask: The Rise of Leslie Vernon gibi kalburüstü yapımlar da azımsanamayacak sayıdaydı. The Hills Run Red de bu kalburüstü yapımlardan biri.

Filmin ismi hesapta seksenli yıllarda çekilmiş, çok az süre sinemalarda gösterilmiş ve sonrasında hem gösterimden kaldırılmış, hem de filmin yönetmeni Concannon’ın ortadan yok olduğu aynı isimli filmden geliyor. Bir slasher filmi olan orijinal The Hills Run Red’de Babyface isimli -ki ismini yüzüne geçirmiş olduğu bir bebek maskesinden alıyor- biraz Leatherface, biraz da Jason Voorhees’i andıran bir katil ormanda gençleri doğramaktadır.   Sinefil bir birey olan Tyler, filmin yönetmenin kızını bulur. Amacı arkadaşı Lalo ve sevgilisi Serina ile film hakkında bir belgesel hazırlamak olan Tyler, bir yandan da belki şansa filmi bulur da izlerim diye düşünmektedir. Fakat bilmediği Babyface’in gerçek olduğu ve ormana gelenlere kan işettiğidir.

Filmi izlemeden önce her ne kadar hem video için çekilmiş düşük bütçeli bir yapım olması, hem de daha önceden bahsettiğim son yıllardaki başarısız örneklerin bolca varlığı sebebiyle ön yargı ile yaklaştım. Piyasada yeterince kötü “kötü film” varken neden bir yenisiyle zaman kaybedeyim diye düşünürken zaten sürekli yaptığımın bu olduğunu farkettim ve izlemeye karar verdim. (daha&helliip;)


11
Nis
2009

Deliria (1987)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

stagefright-deliria1Argento sinema dünyasına bir çok yeni yetenekler katmıştır. Ancak Argento’nun tarzını en fazla hissetiren genç yetenek belkide Michele Soavi’dir.

Yönetmen sinemaya ilk önceleri oyuncu olarak girer. Daha sonra kötü ünlü yönetmen D’Amato’nun Conan taklidi filmlerinin senaryolarını birlikte yazdılar. Daha sonra Argento’ya kendisine iş vermesi için başvurdu. Tenebre, Phenomena ve Demoni’de yönetmen yapımcılığı yaptı.

1987 yılında D’Amato’nun yapımcı olduğu filmografisindeki en iyi iki filmden biri olan Deliria ile yönetmenliğe başladı. Deliria filmiyle benzerlikler taşıyan Argento’nun Opera’sında ikinci ekip yönetmenliği yaptı. Soavi’nin son iyi filmiyse 1994 yılında yaptığı Dellamorte Dellamore filmidir. (daha&helliip;)


29
Mar
2009

A Bay of Blood (1971)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Jason’dan da önce…Crystal gölünden de önce…Bay of Blood vardı.

abayofbloodMario Bava’nın Bay of Blood (aka Twitch of the Death Nerve) filmi gerçek bir slasher efsanesidir. Korku sinemasının bu alt türünün ilk örneklerinden olan film kendisinden sonra birçok filme esin kaynağı olmuştur. Ayrıca türün diğer filmlerine göre  özgün bir senaryo ve güçlü karakterlere sahip bir filmdir.

1971 yapımı film Friday the 13th filminin yönetmeni Sean Cunningham’a  ilham kaynağı olan film diyebiliriz. Zaten zamanında Bava’nın filminin ABD’deki dağıtımı Friday the 13th’ün yapımcıları arasında yer alan Georgetown Productions’ın sahiplerinin gerçekleştirmiş olması tesadüf değil. İki film arasındaki benzerlik konularının ana temasından ziyade mekân bağlamında. Bava’nın filminde Friday the 13th’teki gibi mazide travmatik bir deneyimden dolayı akli dengesi bozulmuş sapık bir katil yok, gözünü para hırsı bürümüş bir dizi aç gözlü saygın şahsiyetin maddi çıkar uğruna birbirlerini haklamaları anlatılıyor. Ama her iki film de yerleşim merkezlerinden uzak, doğanın içindeki bir göl kıyısındaki atıl ama yeniden faaliyete geçirilmesi planlanan bir kamp tesisinde geçiyor ve her iki filmde de bu tesise eğlenmek için gelen bir grup genç canlarından oluyor. Üstelik Bava’nın bu filminin Friday the 13th serisi üzerindeki etkisi sadece ilk filmle sınırlı da değil. Serinin ikinci filmindeki bir cinayet sahnesi Bava’nın filminden birebir kopya çekilmiştir.

Açılıştaki cinayet sahnesinden beklenmedik sona kadar seyirci filmi diken üstünde izliyor. Katilin kim olduğunu bildiğinizi düşünürken bam! Bunu şok edici ve orijinal yollarla yapıyor.

Senaryo iki şüpheli üzerinde yoğunlaşıyor. Kontes’in gayri meşru oğlu ve bir mimar. Kontesin gayri meşru oğlunun karısı ise alkolik bir medyumdur ve kartlarında geleceği görme yetisine sahiptir. (daha&helliip;)


26
Mar
2009

Slashers (2001)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

slashersposterYönetmenliğini Maurice Devereaux’un yaptığı son derece eğlenceli bir B-Movie. Film çok düşük bir bütçeyle çekilmiş. Oyuncuların çoğunun ilk ve son filmi. Çekim süresi ise sadece bir gün. Filmde korku ve komedi unsurları iyi harmanlanmış. Gore sahneler düşük bütçeye rağmen oldukça iyi.

Filmin konusu özgün, temel olarak insanların para için birbirlerini öldürmesini konu alıyor. Battle Royale filminden etkilenmeler gözden kaçmıyor. Günümüz Reality Show ve BBG yarışmalarına göndermeler de var. Konu, basit olmasına karşın oldukça etkileyici. Japonya’da yapılan bir Reality Show yarışmasına Amerika’dan altı yarışmacı katılır.

Yarışmacılar bir labirentin içinde sağ kalmaya çalışacaklar. Hem kendi aralarında hem de peşlerine düşen üç katili atlatmaya çalışacakları amansız bir yarışa girerler. Peşlerindeki üç katil ise; Chainsaw Charlie, Doctor Ripper,  Preacherman. Slasher filmlerinin acımasız katillerini andırıyorlar. Film boyunca benim en favori katilim Chainsaw Charlie oldu. Yönetmen M. Devereaux film boyunca Reality Show ve yarışma havasını seyirciye çok iyi yansıtmış. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni