iyiköfüfilm

12
Oca
2016

The Hidden (1987)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

hidden_1987_posterA Nightmare on Elm Street Part 2: Freddy’s Revenge (1985) ve Wishmaster 2: Evil Never Dies (1999) filmlerinden tanıdığımız Jack Sholder’ın yönetmenliğini yaptığı The Hidden (1987) adlı kült bilimkurgu filminde başrolü Kyle MacLachlan (Lloyd Gallagher) ve Michael Nouri (Tom Beck) paylaşıyor.

Geçmişi gayet temiz bir adam, bir anda çıldırıp soygun, cinayet gibi olaylara karışarak terör estirir. Polis onu yakalar, üstüne kurşun yağdırır bir de arabasını patlatıp adamı yakmalarına rağmen ölmez. Hastaneye kaldırılır ve ağzından çıkan böceğe benzer bir yaratığı, yanında yatan hastaya geçirerek ölür. Normalde durumu kötü olan hasta adam, gayet dinç ama Terminator gibi donuk bir ifadeyle ayağa kalkar ve adeta terör estirme görevini devralır. Bu karışık suç dosyası, itaat etmediği için üstlerinin yaka silktiği Dedektif Tom’a verilir ve yanına FBI’dan gelen çömez bir ortak atanır. Mecburi ortağı Lloyd, işi pek bilmiyor gibi dursa da şehirde işlenen cinayetler hakkında Tom’dan daha fazla bilgi sahibidir. Tom ve Lloyd bu ilginç vakayı en kısa sürede çözmelidirler ama rastgele suç işleyen ve sürekli beden değiştiren bu uzaylıyı öldürmek, tahmin edildiği gibi kolay olmayacaktır.

Ferrari ve Cadillac gibi pahalı arabalar çalan, rock müzik dinleyen, cool ve kendine has tavırlarından ödün vermeyen bu ilginç uzaylı kesinlikle “hayır” kelimesini kabul etmez ve eğer onu geri çevirme nezaketsizliğinde bulunursanız üstünüze şarjörü boşaltabilir. Ayrıca bütün bunları yapabilmesi için kimin bedenini kullandığı da çok önemli değildir. Bu kişi kendi halinde bir muhasebeci de olabilir ya da bir striptizci… Üstüne üstlük onu öldürmek de pek kolay değildir. (daha&helliip;)


2
Kas
2015

Martin (1977)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

martin1977George A. Romero’nun hem senaryosunu yazıp hem de yönetmenliğini yaptığı Martin (1977) adlı kült korku filmi, farklı bir vampir öyküsü anlatıyor. Vampir mitlerini sorgulayan bir bakış açısını işleyen filmde John Amplas, Lincoln Maazel (Cuda), Christine Forrest (Christina), Elyane Nadeau (Bayan Santini) gibi oyuncuların yanı sıra makyaj sanatçısı Tom Savini (Arthur) ve yönetmen Romero (Peder Howard) da filmde yer alıyor.

Martin, ondan pek hazzetmeyen Katolik kuzeni Cuda’nın yanına taşınır. Cuda, torunu Christina ile beraber yaşayan, huysuz ve bağnaz yaşlı bir adamdır. Martin ise 84 yaşında olmasına rağmen 20’li yaşlarında görünen, çekingen bir gençtir. Cuda’ya göre Martin bir vampirdir hatta Nosferatu’nun ta kendisidir ve ailede onun gibi bu lanetten nasibini almış başka kişilerde vardır. “Önce ruhunu kurtaracağım. Sonra seni yok edeceğim.” diyerek ailenin lanetini kırmaya ant içen Cuda ile Martin arasındaki zorlu mücadele hiç bitmeyecek gibi görünmektedir.

Martin Cuda’nın aksine vampir olduğunu inkar eder, onun kan içmesi ve yaşlanmaması sadece hastalığından dolayıdır. Bunlar haricinde ısıra ısıra sarımsak yiyebilir, güneşe çıkabilir. Haç ona zarar vermez (hatta kiliseye bile gider) ve her gün kan içmesi de şart değildir. Bildiğimiz vampirler, normal bir insandan çok daha güçlüdür ve saldırarak veya insanları hipnotize ederek kanlarını emerler. Ama Martin çelimsizdir ve onun uyku veren iğneleri vardır. İlk önce kurbanına iğne yapar sonrasında ise bileklerini keserek kanlarını emer. Adeta bir seri katil edasıyla etrafı toparlar, izleri siler ve intihar süsü verdiği kurbanını ardında bırakır. Artık onun için bir ritüele dönüşen bu alışkanlığının altında sadece kan arzusu yoktur. Kadınlarla iletişim kurmaktan çekinen Martin, kurbanlarıyla ilişkiye de girer ama bu sefer çekinmesine gerek yoktur. Çünkü onlar zaten bunun farkında değildirler. Bunun için de Martin’in en büyük hayali, uyanık olan bir kadınla seviştikten sonra onunla oturup sohbet edebilmektir. (daha&helliip;)


19
Eki
2015

L’aldilà (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the beyond laldilaAz sayıda şanslı yönetmen filmin içerisindeki bütün unsurların kusursuz bir şekilde bir araya geldiği bir filme imza atabilmiştir. Lucio Fulci çoğunlukla zombi döngüsü olarak adlandırılan dört doğaüstü korku klasiği ile bu özelliği yakalayanlar arasında. Fulci tarafından yönetilen ve The Beyond’un hemen ardından çekilen  Zombie, City of the Living Dead ve House by the Cemetery korku filmi severler arasında saygı uyandıran çalışmalardır ancak The Beyond (L’aldila) tartışmasız Fulci’nin başyapıtıdır. Birçok Amerikalı hayranının 7 Doors of Death (80lerin başlarında Thriller Video tarafından yayınlanmış ve o günden bu yana nadiren görülmüştür) olarak yeniden adlandırılan, hunharca düzenlenmiş ve film müzikleri değiştirilmiş versiyona mahkum kalmış olmaları büyük bir talihsizliktir. The Beyond’un orijinal versiyonu  90ların ortalarında, Japon lazerdisk ile tekrar gün yüzüne çıktığı zaman filmin ünü zirveye ulaştı. Filmin Quentin Tarantino’nun Rolling Thunder Pictures tarafından yayınlanan Grindhouse seçkisinin içinde yer almasıyla, gece yarısı filmleri severler arasında büyük yankı uyandırarak ününe ün kattı.

Filmin 1927 senesi Lousiana’sında geçen sepya tonlu girişinde bir grup adam Seven Doors Hotel’e ulaşır. 36 nolu odaya girerler ve Schweick isimli bir ressam ve büyücü olan oda sakinini kırbaçlamaya başlarlar. Bu sırada alt katta Emily (Keller) isimli genç bir kız Eibon’un Kitabı adlı bir büyü kitabından bir metin okumaktadır ve Schweick’in yüzünün eriyik bir çamura dönüşürken alev almasına neden olur. 1981’de terk edilmiş olan bu otel Liza (MacColl) isimli eski bir New Yorklu olan yeni sahibi sayesinde restore edilmektedir. İşçilerden biri yapı iskelesinde yaralanmaya sebep olan bir kaza geçirdiği zaman durumu kontrol altına alması için yerel doktor John McCabe (Warbeck) çağırılır. (daha&helliip;)


10
Eyl
2015

Deadly Friend (1986)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Deadly_friend_movie_posterWes Craven’ın yönetmenliğini yaptığı Deadly Friend (1986) adlı kült korku-bilimkurgu filmi, Diana Henstell’ın “Friend” adlı romanından uyarlandı. Filmin kadrosunda Matthew Labyorteaux (Paul Conway), Kristy Swanson (Samantha Pringle), Michael Sharrett (Tom ‘Slime’ Toomey), Anne Twomey (Jeannie Conway), Anne Ramsey (Elvira Parker) gibi oyuncular yer alıyor.

Paul Conway, bilime ilgi duyan yetenekli bir gençtir. Hatta kendi kafasına göre hareket edebilen BB adında bir robot bile yapmıştır. Paul, annesi Jeannie ile beraber yeni bir kasabaya taşınır. Yeni tanıştığı Tom ile hemen arkadaş olur, Samantha’ya karşı ise arkadaşlıktan öte duygular beslemektedir. Bu üç genç ve BB, cadılar bayramında pek de konuksever olmayan huysuz Elvira Parker’ın arazisindeki kilidi kırıp bahçesine girerler ve uzun zamandır kimsenin basmaya cesaret etmediği o zile basarlar. Bayan Parker’ın intikamı acı olur, tüfekle BB’yi haklar. Paul, BB’yi kaybettiğine ne kadar üzülse de hayatına yeni arkadaşlarıyla devam eder. Alkolik ve kıskanç birisi olan babası ile beraber yaşayan Samantha bir gün yine babasından şiddet görür ama bu sefer ölümle sonuçlanır. Paul, bir sevdiğini daha kaybetmek istemez ve Samantha’nın beyin ölümü gerçekleşmiş olsa da BB’nin beynini daha doğrusu mikroçipini ona takar. Samantha kendi bedeni ve bir robotun beyni ile hayata geri döner ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Deadly Friend filmi için modern bir Frankenstein uyarlaması olduğunu söylersek yanlış olmaz. İnsan beyninin gizemli sırrını çözmek isteyen Paul, işe bir robot tasarlamak ile başlar. Sonrasında bu sempatik robotun her komutunu dinlemediğini fark eder ve tehlikeli olabileceğini bile bile BB’yi imha etmez, deneylerine devam eder. (daha&helliip;)


24
Ağu
2015

Dark Night of the Scarecrow (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Dark Night of the Scarecrow (1981)Frank De Felitta’nın yönetmenliğini yaptığı Dark Night of the Scarecrow (1981) adlı televizyon için çekilmiş bu kült korku filminde Charles Durning (Otis Hazelrigg), Larry Drake (Bubba Ritter), Jocelyn Brando (Bayan Ritter), Tonya Crowe (Marylee Williams) gibi oyuncular yer alıyor.

Bir çocuğun zekasına sahip olan Bubba, Marylee adlı küçük bir kızla arkadaşlık yapmaktadır. Ama kasabanın erkekleri özellikle de Postacı Otis, Bubba’yı iri yarı potansiyel bir cani olarak görmektedir ve sürekli gözü üzerindedir. Bir gün Bubba, en iyi arkadaşı Marylee ile kırlarda koşup çiçek toplar, beraber şarkılar söylerler. Sonrasında da bir komşunun bahçesine girerler. Oradaki köpek, Marylee’ye saldırır. Bubba, küçük kızın kanlı bedenini alıp annesine götürür ve kendi annesi Bayan Ritter’ın yanına kaçar. Çünkü kasaba halkı onu suçlamak için her zaman bir sebep bulur ve tam da düşündüğü gibi olur. Olayı duyan Otis, üç arkadaşı ve avcı köpekleriyle beraber onun peşine düşerler. Bubba ise annesinin tavsiyesi üzerine tarladaki korkuluk kıyafetlerini giyip hiç çıtını çıkarmadan saklanır. Ama köpekler korkuluğun başında havlamaya başlayınca Otis, Bubba’yı vurur ve diğerleri de sanki intikam alırcasına ateş etmeye devam ederler. O sırada bir haber gelir. Küçük kızın, bir köpeğin saldırısına uğradığını ve durumunun iyi olduğunu öğrenince planlar değişir. Önlerinde suçsuz bir adamın cesedi vardır. Otis, Bubba’nın eline tırmığı verir ve mahkemede nefsi müdafaa olduğunu söyler. Hapse girmekten kurtulurlar. Ama kısa bir süre sonra Bubba’yı öldürenlerin tarlalarında bir korkuluk belirir ve birtakım kazalarla tek tek ölmeye başlarlar. Otis bir yandan hapse girmemek için şüpheli hareketlerde bulunmamaya çalışırken öte yandan sıranın eninde sonunda kendisine geleceğini de bilmektedir. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni