iyiköfüfilm

17
Ara
2010

Zombi Filmleri

Kavram-Kuram-Fenomen Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı. 6 Yorum Var

Zombileri Neden Seviyoruz?

Zombiler. Bu yaratıklarda bizi kendine çeken şey ne? Eğer bir sosyolog olsam muhtemelen bu soruya şöyle cevap verirdim:

“Zombileri ve türü seven insanların bazılarının bu filmleri sevme nedeni büyük şirketler veya devlet yapısı gibi yanına yaklaşılmayacak kurumların sebep olup da tekrar kendisini yıkarak bir anarşi ortamı yaratması yapılabilecek mantıksal çıkarımlardan biridir.”

Bir sosyolog olmadığım için mecburen soruya şöyle cevap veriyorum: “Çünkü dirilen ölülerin yaşayanlarla kendilerine ziyafet çekmelerini görmekten zevk alan bir avuç ruh hastasıyız.”

Başlangıç

R.Ö. (Romero’dan Önce) olarak isimlendirmek istediğim bu zaman diliminde şu an bildiğimiz zombiler yoktu. 1968 öncesi kuşağı zombileri tamamen farklı bir şeydi. O zaman bilinen yaşayan ölüler vudu kültürünün bir ürünüydü ve filmlerde de aynı şekilde resmedilmişlerdi. White Zombie (Beyaz Zombi – 1932) ve Revenge of the Zombies (Zombilerin İntikamı – 1943) gibi filmlerde ölüler, gömüldükten kısa zaman sonra mezarlarından çıkarılmış ve efendisi olan insanın emirlerini yerine getirilmek üzere hayata döndürülmüştü.

1968: Modern Zombinin Doğuşu

Tam da yaşayan ölüler teması sadece Ed Wood filmleriyle anıldığı sırada bir adam korku sinemasında devrim yaratacak bir filmle ortaya çıktı. George A. Romero tarafından yazılmış ve yönetilmiş olan, Night of the Living Dead (Yaşayan Ölülerin Gecesi) adındaki bu düşük bütçeli, siyah-beyaz film 1968 yılında sinemalara bomba gibi düştü. Romero’nun türdeki çığır açan ele alış tarzının etkileri hâlen günümüz filmlerinde bile hissedilebilir düzeydedir.

“Seni almaya geliyorlar Barbara” cümlesinden itibaren zombiler bir daha kaybolmamak üzere gün ışığına çıktı ve bolca kullanılan kan türün olmazsa olmazı oldu.

1970’ler: Zombi Türünün Gelişme Sancıları

Yetmişli yıllar Zombi türünde bir çok büyüme sancısına yol açan yıllardı. Yapımcılar korku kataloguna yeni eklenen bu seçeneği nasıl kullanacaklarını tam olarak bilemiyorlardı. Children Shouldn’t Play with Dead Things (Çocuklar Ölü Şeylerle Oynamamalı – 1972) ve Garden of the Dead (Ölülerin Bahçesi – 1972) gibi birkaç iyi örnek de vardı. Harika olmasalar da en azından kötü filmler değillerdi. Yetmişli yılların daha iyi filmleri Avrupalı film yapımcılarından çıktı. Avrupa Korku Sineması, Tombs of the Blind Dead (Kör Ölülerin Mezarları – 1971) ve Horror Rises from the Tomb (Mezardan Yükselen Dehşet – 1973) gibi muazzam filmlere imza attı.

1978 yılında Romero tekrar yarattığı türe bir baba şefkatiyle yaklaşarak Dawn of the Dead (Ölülerin Şafağı) filmini yarattı. Türün gideceği yönü sağlamlaştıran ise Lucio Fulci’nin Zombi 2 (1979) filmi oldu.

Çılgın Seksenler

Yürüteçini kullanmayı bırakan bir çocuk gibi Zombi filmleri de seksenli yıllarda kendi başına gelişmeye başladı.

Yazının devam bölümlerinde bahsedeceğim filmler ve seksenli yıllarda çekilmiş zombi filmleri çok fazla olduğundan türün klasiklerini yazmak daha uygun olacak: Dead and Buried (1981), Evil Dead (1982), Zombie Island Massacre (1984), Day of the Dead (1985), The Return of the Living Dead (1985), Night of the Creeps (1986), Evil Dead 2 (1987) ve The Dead Next Door (1988)

Aynı yıllarda türün yine vazgeçilmezleri olacak kurallar yavaş yavaş icat edildi. Bu kurallardan bazıları kabul gördü, bazıları görmedi ve hepsi de parodi yapmak için bolca kullanıldı:

•    Ölmediyseniz zombi olamazsınız.
•    Zombiler yamyam değildir. Bu yüzden birbirlerini değil, sadece yaşayanları yerler.
•    Bir zombiyi durdurmanın en garantili yolu kafasına zarar vermektir (Çekiç, kazma, silah, balta gibi aletlerle).
•    Zombiler güçlerini zekalarından almazlar.

Geri kalan kurallardan bazıları filme göre esneklik gösterebilir ama bunlar kesinlikle dokunulmayan kurallardır.

90’lı Yıllar: Zombi Yapımcıları Yollarını Kaybetti…

Gençler her şeyi bildiklerini ve asla zarar görmeyeceklerini düşünürler. Ve herkes en çok hatasını gençlik yıllarında yapmıştır.

Bu hata yapma dönemi zombi filmleri için doksanlı yıllara denk geliyor. Braindead (1992) ve Dellamorte Dellamore (1994) gibi birkaç mükemmel film olsa da diğer başarısız örnekler o kadar çoktu ki başarılı örnekleri bulmak tamamen şans işiydi.Bu başarısız örnekler arasında Dead Men Don’t Die (1990), Zombie Rampage 2 (1992), Zombie Holocaust (1995) ve Zombie Doom (1999) gibi filmler yer alıyordu.

2000 – Şimdi: Gelecek Parlak Görünüyor

Bugün, zombi filmleri sorumluluk sahibi yetişkinler gibi görünüyor. Son yıllarda gayet iyi filmler yapıldı, bunlar arasında Land of the Dead (2005), Dawn of the Dead (2004), Shaun of the Dead (2004), [REC] (2008), 28 Days Later (2002) ve 28 Weeks Later (2007) gibi örnekler göze çarpıyor.

Hala sabırsızlıkla beklediğim birkaç film daha var ve zombi filmlerinin geleceği konusunda gayet iyimser düşünüyorum.

Unutmayın… Eğer işiniz canınızı sıkıyorsa, evinizde sinir bozucu olaylar yaşıyorsanız ve hayatınız yoluna girmeyecek gibi görünüyorsa insanı hiçbir şey insanların paramparça edildiği yenildiği kanlı bir zombi istilası kadar mutlu edemez. İnsanoğlunu toplumun kederleri için suçlayıp, karşılığında hak ettiği şekilde cezalandırıldığını görmek istediğinizde tek ihtiyacınız olan şey peş peşe izleyeceğiniz birkaç zombi filmidir.

Yazının devamında Avrupa’da çekilmiş Zombi filmlerinin üzerinden geçeceğim.

Çeviren: Mert Kutay (mert@iyikotufilm.com)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  • gorcun
    18 Ara 2010 02:23

    Türün kısa ve güzel bir özeti olmuş. Sıkılmadan okudum teşekkürler…

  • Karagöz
    18 Ara 2010 13:34

    Tolga çok güzel yazı omuş bayıldım ve zevk aldım müsadenle bir iki ayrıntıda ben ekleyeyim.Danny Boyle ağır aksak zombi hareketlerine ve zekalarına romeroya pek sadık kalmadan hızlandırmış Marvin Krenve ise Rammbock (2010)’da bilinen tüm klişe virüsün yayılımı, kafaya kurşun,sese duyarlılık,fototaxi vs. ek olarak fotoğraf makinası flaşı kullanarak bir adım atmıştır…Yaşasın zombiler bu arada favorim ingiliz zombileri …

  • Tolga D.
    18 Ara 2010 16:22

    teşekkürler yorumlar için. küçük bir ayrıntı belirteyim yazı iyi”kötü film”in bir diğer neferi mert’e ait. avrupa zombi filmleri yazısını da heyecanla bekliyoruz mert 🙂

  • ifestionas
    19 Ara 2010 14:16

    guzel bir yazi ,tebrikler

  • Uğur
    23 Ara 2010 23:44

    cemetery man (dellamorte dellamore) filmini 7-8 sene önce izlemiştim daha henüz kopya vcdler varken adları bulgar cd iken,doğru mu hatırlıyorum bilemedim ama sanki filmin 2.cdsinin başlarında dellamorte mezarlıkta klubesinde otururken radyoda sezen aksu’nun hadi bakalım parçası çalıyordu (yani o yıllarda yabancı bir filmde bu şarkıyı duyup çok şaşırdığımı hatırlıyorum gayet net ama filmi hatırlayamadım (: )

  • Mert
    26 Ara 2010 11:27

    Evet Uğur, filmin ortalarında Sezen Aksu’nun Hadi Bakalım parçası çalıyordu. Yazıya dahil etmeyi unutmuşum ama ülke filmleri bölümlerinde edeceğim. 🙂

  • Yorumunuz:


    İyiKötüFilm Hakkında
    İyiKötüFilm Röportajlar
    İyiKötüFilm Bağlantılar
    Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

    İyiKötüFilm Feeds


    İyiKötüFilm
    yeni