Ninja filmleri özellikle 70lerin sonunda ve 80li yıllarda dünya pazarında oldukça iyi iÅŸ yapıyordu. Ãœlkemizde de 80li yıllardaki video furyası döneminde en çok talep edilen filmlerin başında vurdulu kırdılı filmler gelmekteydi. Bu dönemde YeÅŸilçam filmlerinde jönler karate filmlerinden fırlamışçasına döner tekmeler savuruyor ve rakiplerini alt ediyordu. Karate filmlerimizin gelmesi gecikmedi ama yerli yapım bir Ninja filmine Türk izleyicisi ne tepki verecekti, bu bir soru iÅŸaretiydi. Türk Sineması’nın Jet Rejisör lakaplı yönetmeni Çetin Ä°nanç, o dönemde birçok ortak yapıma imza attığı Cüneyt Arkın’ la “Dünyayı Kurtaran Adam”dan sonra yine fantastik bir projeye imza atıyorlardı: Ölüm Savaşçısı.
Film bir grup Ninja’nın çimenlik bir arazideki antrenmanı ile açılıyor. Ninjaları alışılageldik siyah kıyafetleri ile deÄŸil beyaz karate GI giysisi ile görüyoruz. Daha sonra liderleri olduÄŸu anlaşılan siyah GI kıyafetli bir adam Ninjaların arasında beliriyor. Ve o sırada o kiÅŸiden geldiÄŸini anladığımız bir dış ses kulaklarımızda yankılanıyor: “Bu gece ay doÄŸarken yarasalar, Ninjalar yeniden canlanacak. Ölülerimiz toprağın altından çıkacak. Düşmanlarımız korkudan çıldıracak; çığlık ve feryatlar dünyayı saracak. Ölüm savaşçısı bunları duyacak ve sonsuz savaÅŸ baÅŸlayacak: Ä°ntikam savaşı.” Bu cümlelerden sonra bizi neyin beklediÄŸini az çok tahmin etsek de filmi izledikten sonra hayal dünyamızı ne kadar sınırlı tuttuÄŸumuzun farkına varıyoruz.
Ölüm Savaşçısı filminde Çetin Ä°nanç’ın 1982 yapımı Son Savaşçı filminden eklenen birçok sahne mevcut. Bu bana Ninja filmlerinin usta yönetmeni Godfrey Ho’yu anımsattı. Godfrey Ho da birçok filminde eski filmlerinden ya da baÅŸka filmlerden sahneler eklemesi ile ün yapmış bir yönetmendir. Ölüm Savaşçısı filmi muadili olan Asya yapımı Ninja filmlerine konu olarak benzese de nitelik olarak fantastik bir yapım.
Film özellikle yurt dışında oldukça popüler. Ãœlkemizde ise unutulmaya yüz tutmuÅŸ bu film 80’li yıllarda YeÅŸilçam’ı etkisi altına alan Arabesk furyasına karşı koyamamış ve ilgisizlikten unutulup gitmiÅŸ.
Filmin başındaki yeÅŸil alanda yapılan antrenmanın ardından katil Ninjaların bir seri cinayetini izliyoruz. Daha sonra Cüneyt Arkın’ ı güzel bir bayanla deniz keyfi yaparken görüyoruz. Aralarında ise şöyle bir diyalog geçiyor:
– O hayali yine görüyor musun?
– Bu kâbus beni bir kader gibi çağırıyor.
– Onunla karşılaşırsan n’apıcaksın?
– Savaşıcam..SavaÅŸmadan elde edilen sevginin deÄŸeri yoktur.
Bu sahneden sonra Cüneyt Arkın’ ı yine yeÅŸil bir alanda elinde bir kılıçla birini beklerken izliyoruz. BeklediÄŸi kiÅŸi çok geçmeden havada naralar atarak beliriyor. Bu kiÅŸi bizim bildiÄŸimiz yerli Bruce Lee Nihat YiÄŸit’ten baÅŸkası deÄŸil. Film kendi içinde o kadar tutarsız ilerliyor ki birbirinden alakasız sahnelerin ardı arkası kesilmiyor. Filmin ilerleyen bölümlerinde bizleri bir zombi ve ne olduÄŸu belirsiz bir yaratık bekliyor.
Bir diÄŸer Ninja filmimiz ise yönetmenliÄŸini Cevat Okçugil’ in yaptığı 1986 yapımı Ninja Gece Savaşçısı. Filmimizdeki Ninja’lar Ölüm Savaşçısı’na göre UzakdoÄŸu’daki muadillerine kıyafet olarak daha benzer. Filmin inanılmaz bir açılış sahnesi var. DeÄŸme gore filmlere taÅŸ çıkartan bu sahnede bir grup Ninjayı bir sunağın etrafında bir genç kızı kurban ederken izliyoruz. Buraya kadar ne var ki bunda diyebilirsiniz ama genç kızın kurban ediliÅŸi gerçekten vahÅŸice. İç organları çıkarılan genç kızın kanını da bir kadehte ekibin lideri olduÄŸu belli olan bir kaç kiÅŸi içiyor. Sonrada çıkarılan organları mideye indiriyor. Daha sonra anlıyoruz ki bir grup çete ve onlar için çalışan Ninjalar genç kızları kaçırıp kendi kanlı emellerine alet ediyorlar. Aziz adlı genç ve sevgilisi ise bu çeteye karşı savaşıyorlar.
Filmin baÅŸrolünde Aziz Köp adlı bir isme rastlıyoruz. Aziz Köp 80li yıllarda vurdulu kırdılı filmlerin rüzgarını arkasına alarak üç filmde oynuyor. Bunlardan Ninja Gece Savaşçıları filminde ise baÅŸrolü kapıyor. Sinema dışında da Uzak DoÄŸu sporları ile ilgilenen Aziz Köp’e internet üzerinde yaptığım araÅŸtırmalardan sadece xing’deki profiline ulaÅŸabildim. Kendisi hala uzakdoÄŸu sporuyla profesyonel olarak ilgilenmekte.
Yukarıda bahsettiÄŸim gibi 80’li yıllar Ninja filmlerinin altın çağıydı. Hiç bir furyayı es geçmeyen YeÅŸilçam nedendir bilinmez ama bu furyayı araÅŸtırmalarım sonucu edindiÄŸim bilgiye göre sadece iki filmle geçiÅŸtirmiÅŸtir.
Yine buralarda bir yerde söylemiÅŸ olmalıyım. Ä°lle de seçim yapma meraklısı deÄŸilim ma kesinlikle Dünyayı Kurtaran Adam’dan daha çok sevdiÄŸim bir film olduÄŸunu söylemeliyim. Hangisini desem, ninjaların tarihini mi, zombi ninjayı mı, havuz başı katliamını mı? Yoksa finalini mi? Ya diyaloglar? Tek kelimeyle muhteÅŸem bence.
ne yazık ki avrupa ve amerikada çokca takip edilen bu tür filmlerin.şöyle eli yüzü düzgün formatlarda dvd leri ülkemizde henüz yok.olanlarda film şirketlerinin depolarında çürümeye yüz tutmuş bir halde.
Yorumunuz: