Sex&Fury, yönetmenliğini Norifumi Suzuki’nin yaptığı 1973 yapımı bir Japon Pink Violence filmi. Şiddet, intikam ve soft-core bir pornografi barındıran film, 70’li yılların Japon istismar sinemasının bir başyapıtı, Japon Pink Violence türünün de doruk noktası. Sex&Fury için birçok açıdan “eşsiz” tanımı kullanılabilir. Ocho karakterini canlandıran Reiko Ike’nin performansı, karakterlerin bir çizgi romandan çıkmış izlenimi veren halleri, görüntü ve atmosfer, dövüş sahnelerindeki koreografi ve bol kanlı ve erotik ultra şiddetli sahneler ustaca filmde kendine yer bulmuş.

Filmin hikayesine gelince, Ocho Inoshika gözü önünde babasının Yakuzalar tarafından öldürülüşüne şahit olur ve içinde babasının katillerine karşı duyduğu intikam ateşiyle büyür. Genç bir kadın olduğunda ise o masum küçük kız yerini çok iyi kılıç kullanan, kumarbaz bir hırsıza bırakmıştır. Yine bir kumarbaz olan arkadaşı öldürülürken, son isteği olarak Ocho’dan geneleve satılan kız kardeşini kurtarmasını ister. Ocho bu teklifi kabul eder ve kızı kurtarmaya karar verir. Fakat çıktığı bu yolculuk onu aynı zamanda babasının da katillerine götürür.

Sex&Fury de başrolde oynayan Reiko Ike’nin yanı sıra Thriller-A Cruel filminde de yer alan bir istismar sineması ikonu Christina Lindbergh de oynuyor. Lindbergh 1950 yılında İsveç’de doğmuş bir aktris. Oyunculuğun yanı sıra modellik ve gazetecilik kariyeri de olan Lindberg, İsveç’in en tanınmış istismar film yıldızı.Erotik, softcore ve istismar türünde 23 filmde rol alan güzel oyuncunun, İsveç ve bazı Avrupa ülkelerindeki çalışmaları haricinde Japonya macerası da bulunmakta. Exponerad filmi ile kazandığı tanınırlık sonrası Japonya’ya yaptığı seyahat ile Japon istismar filmlerinde oynamaya başlar. Sex&Fury ise ilk olarak oynadığı filmdir.  Reiko Ike ve Christina Lindbergh istismar sinemasının şüphesiz çok önemli isimleri. Özellikle Kill Bill filmini izlerken bu iki oyuncunun ve filmlerinin etkilerini görmek mümkün. Sex&Fury, Lady Snowblood ve Thriller-A Cruel Picture filmlerinin Kill Bill’in ortaya çıkmasında büyük etkileri var.

Filmin yönetmeni Norifumi Suzuki ise bir nunsploitation filmi olan School of the Holy Beast filminin de yönetmeni. Kariyerinde özellikle yakuza, sukeban ve roman porno filmleri bulunan yönetmen, 1985 yılında Yokohama Film Festivali’nde de bir ödül ile çalışma hayatını taçlandırmış. Suzuki’nin yönetmenliğini yaptığı başka bir film olan Beautiful Girl Hunter ise belki de yapılmış en başarılı ve şok edici Pink filmi. Suzuki’nin filmleri sadece teknik açıdan başarılı değil aynı zamanda estetik açıdan da oldukça zengin. Özellikle kamera kullanımındaki ustalığı çok başarılı.

Sex&Fury türünün çok başarılı bir örneği. Bir Pink Violence filminde olması gereken her şey bu filmde var. Şiddet, çıplaklık, kan, dövüş ve soft-core pornografi. Özellikle istismar sinemasını, Japon Pink Violence filmlerini sevenler için biçilmiş kaftan. Kesinlikle sıkılmadan izlenecek, bol aksiyonlu, türünün hakkını veren bir film.

Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)