“Ben, şeytan tarafından korunuyorum. Kurşun sıçıyorum.”
Yasaları çiğnemekten pek de geri durmayan, sert ve güçlü polis memuru, makineli tüfek taşıyan, kamburu çıkmış, psikopat bir katilin peşine düşer.
Bu özetin filmi tam olarak yansıttığından emin değilim… Ama olsun. Ben bu filmi çok sağlam oyunculukla çekilmiş, eğlenceli bir film olarak kabul ediyorum.
Maurizio Merli, Napoli Violenta ve Roma Violenta filmlerinde de oynadığı gibi bu filmde de komiser (Leonardo Tanzi) rolünde. Diğer filmler gibi bu film de aynı dönem içinde çekilmiş. (1975 – 1976). Bu filmleri izlerken kısa süre içerisinde favorilerimin arasına giren bir diğer aktör Thomas Milian. Filmin genelinde önemli etkileri olan nahoş kambur Moretto’yu canlandırıyor. Bir ambulansı çaldığı sahne gerçekten çok iyi.
Genel anlamda filmde hikaye biraz kopuk ilerliyor. Hikaye örgüsü Tanzi’nin azılı suçlu Ferrender’in izini sürmesi üzerine kurulmuş. Sürekli Moretto’yu takip ediyor çünkü Moretto’nun, Ferrender’in gizlendiği yeri bildiğine inanıyor. Ferrender ile ilgisi olan bir uyuşturucu satıcısından ve bir de Tanzi’nin bir saldırı/tecavüz suçuyla ilişkilendirerek takip ettiği bir grup gençten bahsediliyor. Bunların dışında, belki de Tanzi’nin kural tanımaz karakterini sağlamlaştırmak ve biraz eğlenceli kovalamaca ve yüzleştirmeler sağlaması için, filmin yarısından fazlasını kapsayan bu küçük küçük parçalar, asıl hikayenin ilerlemesine fazla bir katkıda bulunmuyor.
Tanzi’nin kariyerinde medya etkisinin ilginç etkileri var, polis yüzbaşısı olarak Tanzi’nin hareketlerinin sonuçlarını her zaman tartması, medyada yayınlanması durumunda kendisine ne gibi etkilerde bulunabileceğini hesaplaması gerekiyor.
Görünüşe bakılırsa Umberto Lenzi korku ve giallo filmleri dışında Poliziotteschi filmleriyle favori yönetmenlerim arasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Filmde küçük bir rolde izlediğiimiz Tomas Millian, Almost Human ve Violent Naples gibi filmlerde de oldukça iyi bir kötü adam portresi çiziyor. Lenzi, iyi ışıklandırma ve güzel fotograflarla, bize harika bir Roma portresi de sunuyor. Özellikle çatılarda geçen kovalamaca sahneleriyle Roma şehrinin tüm güzelliğini gözler önüne seriyor. Filmin tarzına çok şeyler ekleyen, beklenmedik alan derinlikleri içeren, gerçekten de oldukça harika sahneler var… bir sıra halinde yüze odaklanmalar, özellikle bir sahne var ki oldukça etkili, otoparkta uzun bir zoom yapılır, ve sonra yakın çekim bir arabanın içine kayar ve biz dikiz aynasından Merli’nin gözleriyle karşılaşırız. Eurocrime tarzında yapılmış çoğu polisiye filmi, sıradan aksiyon fimleri gibi görünsede izlemesi oldukça keyifli ve heyecanlı filmlerdir. Biraz daha fazla ruhla harmanlanmış olan bu film ise yukarıda da belirttiğim gibi oldukça eğlenceli ve türünün en iyilerinden.
Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Yorumunuz: