Richard Kern’in Transgression ve Horror Porn Sineması
Richard Kern, Transgression Sinemasının önemli isimlerinden biri. New York’da ortaya çıkan bu yeraltı film türü, sanat galerileri ve barlarda gösterimleri yapılan düşük bütçeli, bağımsız ve tabu yıkan filmleri bünyesinde barındırıyor.
Orjinalleri 80lerde ve 90ların başlarında piyasaya çıkmış olan bu filmler 2012 yılında Blu-Ray olarak tekrar piyasaya sürüldü ve artık HD olarak bile sinemaseverler tarafından izlenebiliyorlar. Kern’in filmlerinin kendine has özelliklerinden biri profesyonel oyuncular yerine arkadaşlarının ve müzisyenlerin yer alması. Bu isimlerden bazıları diğerlerine göre daha ünlü. Lydia Lunch, JG Thirlwell, Henry Rollins, Karen Finley, Tommy Turner, David Wojnarowicz, Nick Zedd ve Kembra Pfahler bu kişilerden bazı örnekler..
Kern’in filmleri bu yönüyle David Markey’in aynı dönemde çekilmiş olan Super 8 filmlerinin Doğu Yakasındaki kuzenleri gibi diyebiliriz. Desperate Teenage Lovedolls ve Lovedolls Superstar gibi filmleri örnek olarak verebiliriz. Bu filmler de yönetmenin arkadaşlarını bünyesinde barındırıyordu. (Redd Kross’un çeşitli üyeleri, The Bangles’tan Vicki Peterson, Jello Biafra ve diğerleri..)
Bunun yanında David Markey’nin filmlerinde kamera önü cinselliğe yer verilmediğini görüyoruz. Bu noktada tekrar karşımıza “pornografi nedir?” sorusu çıkıyor. Kern’in filmlerini düşük bütçeli porno filmlerden farklı kılan unsurlar nelerdir?
Silikon göğüslü sarışınlar yerine bu filmlerde erkekler de kadınlar da genelde bir hayli zayıf yapılı ve androjen bir kimliğe sahipler. Bunun yanında bir diğer özellikleri genelde gotik olmaları. Dövmesiz Suicide Girls görüntüsünü de içeriyorlar.
Örneğin Lung Leg (diğer adıyla Elizabeth Karr) ana akım standartlarına göre seksi sayılanın antitezi bir görünüme sahip. Dağınık saçlar ve vahşi bakışlarıyla, çok da sık karşılaşmadığımız aktiviteleri filmlerde sergiliyor. Kertenkelelerin yüzünde dolaşmasına izin vermek, kameraya doğru bağırırken yerde sürünmek, keçi kafasının da bir parçası olduğu bir elbise giymek gibi.. (Kendisini Sonic Youth’un EVOL albümünün kapağından ve Kern’in yönettiği, Lydia Lunch’ın da vokal yaptığı Death Valley 69 adlı şarkılarının videosundan hatırlayabilirsiniz.)
Richard Kern’in filmlerinin grotesk yönleri, bazı efektler ne kadar amatörce olsa da ilgi çekici diyebiliriz. Bu filmler korku filmlerinin porno parodileri değil. Bunlar cinsel unsurların bir hayli yoğun olduğu korku filmleri. Nick Zedd’in hem erkek hem de kadın başrol oyuncusu olduğu “Thrust In Me” intihar ve nekrofili kavramlarını içeriyor. Bu film için 1982 yılı yapımı fantastik bilimkurgu filmi Liquid Sky’ın daha ekstrem bir versiyonu diyebiliriz.
“Submit To Me” ve “Submit To Me Now” adlı filmlerinin her ikisi de cinsellik ve vahşet içeriği konusunda iddialı yapımlar. Birincisinde yarı çıplak insanların iplerle bağlanmış halde dans ettikleri görüntüler mevcut. Bunun yanında kana bulanmış çığlık atan insanlar da var. İkincisinde ise bir kadın kendi elbisesini bir bıçakla kesiyor bir başka adam da bu sırada kameraya bakıp gülüyor.
Bu filmlerin bir başka önemli özelliği ise yüksek tempolu müzikleri. Led Zeppelin’den alınan samplelar, Thirlwell’in kompozisyonları, Lydia Lunch ve Butthole Surfers..
Anlatım tarzı olarak bakınca bazı filmlerin “roughie” stilinde çekildiğini görüyoruz. Lydia Lunch tarafından yazılmış olan Right Side Of My Brain adlı filmde kirli bir odada Thirlwell ile olan sahnelerinden sonra Henry Rollins tarafından terkedilmiş bir binaya kadar kovalanıyor ve yatak odalarının birinde yakalanıyor. Bu durumu yatağın arkasından elinde bıçak olan bir çocuk izliyor ve sonrasında kavga eden çifte o da katılıyor.
Yine Lunch tarafından yazılmış olan Fingered adlı filmde, daha geleneksel bir anlatım tarzı görüyoruz. Bir özel telefon hattı operatörünü canlandıran Lunch müşterilerinden birini (Crowbar Salvation’dan Marty Nation) yanına çağırıyor. Cinsel ilişki yaşadıktan sonra ise çeşitli suçlara karışmak üzere ortaklık kuruyorlar. Kern’e göre bu film Lunch’ın Nation ile ergenlik yıllarında gerçekten yaşadığı olaylara dayanarak çekilmiş.
Bunlara rağmen Kern’in tüm filmleri kasvetli değil. Karanlık bir film olan Submit To Me Now’da bile Clint Ruin adıyla tanıtılan Thirlwell’in deri bir motorsiklet ceketi içinde sakız çiğnediği, mastürbasyon yaptığı ve kameraya baktığı enteresan bir sahne var. Woman at the Wheel adlı filmde ise bir kadın arka koltukta bulunan kişilerin cinsel ilişkiye girdiğini hayal ederken trafik kazası yapıyor.
Cinsellik, korku ve toplumsal eleştiri unsurları Kern’in filmlerinin günümüzde halen konuşuluyor olmasının nedenleri. I Hate You Now, kadın ve erkeğin domestik durumlarının bir parodisi. Birlikte olduktan sonra, kadın, yüzü deforme olmuş partneri ağırlık çalışırken onun için yumurta pişiriyor. Daha sonra adamın tişörtünü mutfak masasında ütülemek için hazırlanırken kadın yüzünü yakıyor, böylece partnerine benzeyeceğini düşünüyor. Adam ise bu durumdan hiç hoşnut olmuyor bunun üzerine kadın kendini yakıyor.
Ressam ve yönetmen David Wojnarowicz, Stray Dogs’da kendine zarar vermeyi seven “Fan” rolünde karşımıza çıkıyor. Bu filmde de sosyal farklılıklar ile alakalı mesajlar veriliyor. Zengin bir adam resim yapabilsin diye fakir insanlar kendilerini öldürüyor.
Tabi ki içerik her zaman korku ya da hormonal durumlar değil. King of Sex, My Nightmare ve The Bitches gibi filmlerde daha alışıldık pornografik içerik bulunuyor. Cross-dressing ya da strap-on dildolar gibi kavramlar bu filmlerde çokça görülüyor.
Tüm bunlara baktığımızda aklımıza şu soru geliyor: Bu filmler halen transgressive mi? Kendi kendine yapılan piercing konusundaki 1986 yapımı Pierce ve Marquis de Sade’nin Philosophy in the Bedroom adlı eserindeki aktiviteleri gerçekleştiren 1992 yapımı The Sewing Circle, vücut modifikasyonu çılgınlığından da önce ortaya çıkmışlardı.
Şimdilerde sex tape, Youtube, açık saçık fotoğraf gibi unsurlar artık alışıldık mevzular. Bu nedenle bu filmlerin de artık çok provokatif olmadığını düşünenler olabilir ama bana göre bu filmler halen eskiden oldukları kadar etkileyici. Richard Kern’in estetik anlayışı sıradışı, ilgi çekici ve akıllı bir yaklaşım içinde. Aynı zamanda ilham verici olduğunu da söyleyebiliriz. Marilyn Manson’ın görsel çalışmalarında onun etkisini görebilirsiniz. Bunun yanında Kern’in grubun 1995 tarihli Lunchbox adlı şarkısının videosunu çekmiş olduğunu da belirtmek gerek.
Günümüzde bile Richard Kern’in filmleri şok edici diyebiliriz. Bunun nedeni ise sadece şiddet içerikli ya da cinsel içerikli olması değil. Filmler eşitlik anlayışına yaptıkları vurguyla da kayda değer. Örneğin çapraz cinsiyet temalı içerik çağdaşlarına ve günümüzdeki sinematik manzaraya oranla bir hayli iddialı. Belki de en transgresif içeriği bu oluşturuyor.
Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Yorumunuz: