iyiköfüfilm

27
Ara
2011

Kült Yönetmen Luigi Cozzi Röportajı

Röportaj kategorilerinde yayınlandı. 1 Yorum Var

Tolga Demirtaş: Merhaba Luigi Cozzi. Bize biraz son zamanlarda neler yaptığınızdan bahseder misiniz?

Luigi Cozzi: 2011 yılında Fransız Kanalı Canal Plus için kariyerim ve İtalyan gotik ustalar hakkında ROMA FANTASTICA adında 60 dakikalık bir belgesel yaptım. 2012 için ise bazı yeni planlarım var; ama hala sır.

Tolga Demirtaş: Genç yaşlarda yönetmenliğe başladınız ve ilk profesyonel işiniz benim de favori giallo filmlerimden olan Killer Must Kill Again. Bize biraz filmden bahseder misiniz? Giallo filmlerinde alışık olmadığımız bir tarzda katili bize filmin başında gösteriyordu. Bunun sebebi neydi?

Luigi Cozzi: Bu farklılığın sebebi, filmin başından beri katilin kim olduğunu bilerek de iyi bir giallo yapılacağını göstermekti.

T.D.: Dario Argento’nun sizin sinema kariyeriniz boyunca önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Kendisiyle tanışmanız nasıl oldu ve bunun kariyerinize katkısı nedir?

L.C.: Onunla röportaj yapmaya gitmiştim, konuştuk, sevdim O’nu, o da beni. Arkadaş olduk ve bana bir sonraki filmi  4 FLIES ON GREY VELVET’in (1971) senaryosunu yazmakta yardımcı olabileceğimi teklif etti. Bugün hala arkadaşız, 40 yıldır.
T.D.: İtalyan  sinemasında Fulci, Joe D’Amato ve daha birçok yönetmenin başvurduğu, gişede başarı yakalamış filmlerin rip-offlarını yapma işine siz de Starcrash ile başvurdunuz diyebilir miyiz? Starcrash’a Star Wars’tan farklı olarak ne kattığınızı söyleyebilirsiniz?

L.C.: STARCRASH, yalnızca yapımcının STAR WARS’un bir rip off’unu yapmak istemesi sebebiyle yapıldı. Ama benim kendisi için yaptığım film Star Wars’dan oldukça farklıydı ve bu sebeple film bugün bile hala gösteriliyor ve birçok insan tarafından seviliyor. Ray Harryhausen stilinde saf bir fantezi, Barbarella ve Sinbad’ın bir karışımıydı, Star Wars değildi.

T.D.: 70’li ve 80’li yıllar İtalyan korku sinemasının altın dönemleriydi. Şimdi günümüze baktığınızda İtalyan korku sineması ve bunun genelinde dünyadaki korku sinemasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

L.C.: Günümüz sineması 70ler ve 80lerden tamamiyle farklı. Hala seviyorum, bazen, ama çok çok çok farklı. 3D ‘yi seviyorum ama! Umarım bunu kullanabilirim!

T.D.: 70’li yıllarda Türk sineması İtalyan sinemasından oldukça etkilenmiştir. Birçok İtalyan erotik komedi ve hatta Sergio Martino’nun The Strange Vice of Mrs Wardh filminin de bir remake’i yapıldı. Bunun yanı sıra İtalyan aktris Sonia Viviani Türkiye’de rol aldığı iki filmle hala Türk izleyicisinin hafızlarındaki yerini koruyor. Türk sineması ve İtalyan sineması o dönemlerde böyle bir etkileşim içindeyken sizin Türkiye’de film yapma gibi bir düşünceniz ya da bu konuda aldığınız bir davet olmuş muydu?

L.C.: İtalyan yapımcıların Türk şirketleriyle ortak yapımlar yaptığını biliyorum ve güzel Sonia Viviani’nin de ülkenize geldiğini.. ama benim filmlerimin çoğunluğu Amerikan şirketler tarafından finanse edilmişti ve onların da ortaklık antlaşmaları İtalyanlarla idi. Bu sebeple diğerlerine olanak kalmamıştı! Ama birgün Türkiye’de çalışmayı çok isterim. Benim için çok güzel bir ülke gibi görünüyor.

T.D.: Dijital teknolojinin gelişmesi ve internet sayesinde insanlar eski filmlere daha kolay ulaşabilir oldu. Ve bu sayede birçok film tekrar keşfedildi. Hercules 2, Starcrash ve Killer Must Kill Again gibi filmleriniz kült mertebesinde sayılıyor. Bu sebeple bunun şuan ki kariyeriniz için olumlu yönde bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

L.C.: Öyle olduğunu düşünüyorum, günümüzde filmleri izlemek çok kolay… Hatta satın alabiliyorsunuz! 70’lerde DVDler ve internet yoktu: benimle konuşmak için bana yazman, pul alman ve bana mektup göndermen gerekiyordu. Sonra da cevabım için 3 veya 4 hafta beklemen…

T.D.: Sizi son dönemlerde etkileyen yönetmenler ve filmler nelerdir?

L.C.: Woody Allen’ın MIDNIGHT IN PARIS filmini izledim ve çok beğendim.

T.D.: Sinemayla ilgili yeni projeleriniz var mı?

L.C.: Sinemayla ilgili çok değil ama TV ile ilgili var.

T.D.:  Geçtiğimiz günlerde benim de ziyaret ettiğim Profono Rosso dükkanıyla ilgileniyorsunuz. Bize biraz Profondo Rosso’dan bahsedebilir misiniz? Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

L.C.: Bu Dario Argento’nun fikriydi. Dünyanın birçok yerinden hayranlar için bir buluşma noktası yaratmak için. Daha sonra bu işi yapmak için bana söyledi ve 20 yıldan fazladır hala çalışıyor. 1989 yılında açmıştık.

T.D.: Türkiye’deki fanlarınız ve İyi “Kötü Film” takipçilerine son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

L.C.: Arkadaşlıkları ve destekleri için çok çok teşekkürler. Ve lütfen Roma’daki dükkana gelip beni ziyaret edin. Konuşuruz…

Röportaj: Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Geçtiğimiz haftalarda ziyaret ettiğim Luigi Cozzi’nin Profondo Rosso dükkanı.

Luigi Cozzi Interview

Tolga Demirtaş: Firstly, what do you do these days? Can you tell us a bit about your upcoming projects?

Luigi Cozzi: In 2011 I made ROMA FANTASTICA, a 60 minutes documentary about my career & Italian gothic masters for French tv Canal Plus. For 2012 there are some new plans, still secret.

Tolga Demirtaş: You have started film directing career at young ages and your first professional job was, which is my favorite giallo film, Killer Must Kill Again. In giallos we generally see the killer at the end of the movie, but in Killer Must Kill Again we saw it in the beginning. What was the reason about it?

Luigi Cozzi: Mostly to make it different showing that it was possible to make a good giallo even knowing who was the killer since the very beginning.

T.D.: We know that Dario Argento holds an important place in your career. How did you meet him and how did he effect your career?

L.C.: I went to interview him, we talked, I liked him, he liked me, we became friends and then he offered me to help him writing his next movie, 4 FLIES. We’re still friends today, forty years after.

T.D.: In Italian cinema many directors like Fulci, Joe D’Amato has made the rip-off of the films that achieved success at the box office.  Can we say that you also made it with Starcrash? What did you add this film different from Star Wars?

L.C.: STARCRASH was made only because the producer wanted to do a rip off on STAR WARS. But the movie I did for him was quite different from STAR ARS and that is the reason why my movie’s still been shown today and liked by many people. It’s a pure fantasy in the Ray Harryhausen style, a mix between Barbarella and Sinbad, no STAR WARS at all.

T.D.: 70s and 80s were the golden ages of Italian horror cinema. What do you think about the contemporary Italian horror cinema and in general horror cinema in the world?

L.C.: Today’s cinema is totally different from the 70’ and 80’s cinema. I still like it, sometimes, but it’s very, very, very different. But I do love 3 D! I wish I could use it!

T.D.: In 1970s Turkish cinema was heavily influenced by Italian cinema. Many Italian erotic films and also Sergio Martino’s film The Strange Vice of Mrs Wardh were remade . Furthermore , Italian actress Sonia Viviani is still in the memories of Turkish audience with her 2 Turkish films. There was such an interaction between Turkish and Italian cinema that time, have you ever thought about directing a movie in Turkey?

L.C.: I know many Italian producers made co-production deals with Turkish companies…and I do know lovely Sonia Viviani went there too…but most of my movies were financed by American companies and their co-producing deals were made with Italians…so there was no room left for others! But I personally would love to work in Turkey some day, it does look like a beautiful country to me.

T.D.: By the evolution of the digital technology and the internet, it is more easy to reach old movies. And thanks to this, many movies came to light again like Hercules 2, starcrash and Killer Must Kill Again. Do you think it is effected your career positively?

L.C.: I think so, today it’s much easier to see movies…you can even buy them! In the 70’ dvds and internet did not exist: to speak with me you had to write, buy a stamp and send me a letter, then wait 3 or 4 weeks for my answer…

T.D.: Which films that affected you lately and directors?

L.C.: I’ve just seen Woody Allen’s MIDNGHT IN PARIS and I do love it.

T.D.: Are there any new projects about cinema?

L.C.: Not much about cinema, more about tv.

T.D.: We know that you are interested in Profondo Rosso store and I have visited it last weeks. Can you tell us a bit about the store? How did the idea of the store come into existence?

L.C.: It was Dario Argento’s idea…to create a meeting point for fans from all over the world. Then he told me to make it work…and it’s still working after more than twenty years: we opened it in 1989!

T.D.: What do you want to say to your Turkish fans and followers of Iyi “Kotu Film” ?

L.C.: Many, many thanks  for their friendship and support. And please come and visit me at the
shop here in Roma. We’ll talk…

Interview: Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  • Murat Ocakcan
    28 Ara 2011 12:38

    yahu iki ay önce dükkanını ziyaret edip onca eşelendik içinde ama orada duran adamın luigi cozzi olduğuna uyanamadık. kitabını da aldık ya, bunu ben yazdım demedi; gülyüzlü, alçakgönüllü bir abiymiş velhasılı. we love you, luigi cozzi! 🙂

  • Yorumunuz:


    İyiKötüFilm Hakkında
    İyiKötüFilm Röportajlar
    İyiKötüFilm Bağlantılar
    Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

    İyiKötüFilm Feeds


    İyiKötüFilm
    yeni