Yönetmenliğini Günay Kosova’nın yaptığı film için yönetmenin seks furyasına yumuşak bir geçiş yaptığı ilk film diyebiliriz. Aynı zamanda Günay Kosova’nın üçüncü yönetmenlik denemesi olan film diğer ilk iki filmi gibi aventür.
Filmi hepsiburada.com adlı alışveriş sitesinden edindim. Açıkçası tipik Yeşilçam erotiklerinden biri çıkacağını düşünürken “trash” sınırlarını zorlayan bir filmle karşılaştım. Daha filmin adından başlıyor merak. “Katran Bebek” acaba filmdeki hatunlar nasıl? Bebek gibi diyor baksana hem Seyyal Taner’de oynuyor filmde ama Seyyal Taner furyayı az filmle ve çok fazla soyunmadan geçiştirdi. Fakat filmde bir diğer erotik yıldızımız Nilgün Ceylan’ı görmek beni gerçekten heyecanlandırdı. CD kabında filmin konusu kısaca özetlenmiş: “Uzakdoğu’dan çok kıymetli ve kutsal bir heykel çalınır…”
Filmin ilk sahnesinde Levent Çakır ve çıplak bir kadın yatağa uzanmış öpüşmektedirler. Filmin bütünüyle alakasız sahnesinden sonra, uzun saçlı (peruk) hippi görünümlü bir adam gerilimli bir müzik eşliğinde etrafa şüphe saçarak dolaşmaktadır. Murat 124 marka araba içinde Seyyal Taner adamı izler. Takip ve heyecan doruktadır.
Derken bizim hippi ve iki adam karşı karşıya gelirler. Uzun uzun bakışıp bir düelloya hazırlanıyor gibidirler. Hiç konuşmadan bir arabaya biniyorlar. Seyyal öndeki arabayı takip ediyor. Hala filmde tek bir konuşma yok. Aslında böylesi daha iyi çünkü diyaloglar başladığında film başka bir faciaya bürünecek.
Filmin ilk diyalogları başlıyor. “Katmandu’dan çıkmam zor oldu, bütün Nepal polisi peşime takıldı.”, “Getirdin mi?”, “Para?”, elinde çanta beklemekte olan adam öne çıkıyor ve hippiye yaklaşıyor. Bizim hippi poşetten heykelciği çıkartıyor. Heykeli alan adam seviniyor. Hippi belindeki tabancayı çıkartıyor ve adamları tek tek temizliyor. Hem paralar hem de heykeller hippide artık.
Bütün bu olanlar şehrin en işlek caddesinde oluyor. Daha sonra hippiyi bir kadının evinde görüyoruz. Kadın çıplak. Hippi çantadan çıkardığı paraları kadının vücudunda gezdiriyor. Daha sonra birden alakasız bir sahneye geçiyoruz. İki karate elbisesi giymiş adam samanlıkta talim yapmaktadır. (Samanlık? Ne alaka?) Bu kısa karate şovunu izledikten sonra dazlak kafalı (Cevdet Balıkçı)heykelin bekçisi Türkiye’ye gelerek heykeli geri almaya karar veriyor.
Seyyal nihayet iniyor Murat 124’ten kısa etek ve apartman topuk çizmeler, gayet seksi çıtı pıtı bir kız. Seyyal, Dazlak adama yaklaşıyor garip bir diyalog geçer aralarında: “Geldi mi?”, “Evet dün geldi.”, “Güzel gidelim.” Birlikte bir eve giderler evde bir zenci ile karşılaşırlar. Filmin bundan sonrasında kurgusal herhangi bir mantık yok. Film rastgele bağlanmış. Böyle olması da başka bir avantaj katıyor filme yani anlaşılmaz oluyor ve garip bir gizem bürünüyor filme.
Filmin bir diğer sahnesinde kamera plaj benzeri bir yere dönüyor. Seyyal Taner 70’lerin bikini modasını bize son derece cesurca sergilemektedir. Bu sefer meşhur Murat 124’ün içinde değil üstündedir. Evet yanlış okumadınız arabanın üstünde sere serpe güneşlenmekte olan Seyyal adeta Pirelli takviminden çıkmış gibidir. Dazlak ise bir kum tepeciğinde bir süper kahraman gibi durmaktadır. Filmde ki kurgu o kadar alakasız ki kamera birden filmin jönü Levent’e döner sarı bir telefon kulübesinde olan Levent telefonda filmin başında gördüğümüz hippi ile konuşmaktadır. (Sonradan öğreniyoruz ki adamın adı Gabriel Figaro’ymuş.) Belli ki telefon tam bir sevişmenin ortasında gelmiş. Filmin bundan sonrasını gerçekten tam bir arapsaçı kim kimin adamı, kim kimin peşinde anlamak gerçekten zor.
Filmdeki dazlağı canlandıran Cevdet Balıkçı’nın performansı beni oldukça eğlendirdi. Özellikle çivili tahtadaki uyuma sahneleri gerçekten izlemeye değer. O dönemde beş ayda 10 film çeviren Seyyal Taner oyunculuk döneminin zirvelerinde geziniyordu. Sonuç olarak dönemin Yeşilçam çöplerine meraklı olan iyi”kötü film” takipçilerinin izlemesi gereken filmlerden biri Katran Bebek. (Filmi CG’dan edinebilirsiniz. Kendi ripimdir.)

abi şu sol alt köşedeki karede noluyo allaşkına?
🙂 tepe gibi bir yerden seyyali izliyor dazlak. seyyal’de Murat 124’ün üstünde güneşlenmekte. filmdeki en cool kare bu 🙂
Yorumunuz: