iyiköfüfilm

5
Ağu
2012

Hausu (1977)

B-Film Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı. 1 Yorum Var

Deneysel filmlerle başlayıp, deneysel kavramında yer almayan, aslında yine deneysel bir iş gerçekleştirdiği filmi “Hausu”, Nobuhiko Obayashi’nin bilinen işlerinden. Bunun yanında, 1988 yapımı “Ijin-tachi to no natsu/The Discarnates/Summer Among The Zombies” in de yönetmeni aynı zamanda. Ustanın “The Discarnates” ile benzer tatta olan soft kalan işleri, pink olabilecekken o türe yanaşmaktan itinayla kaçan ustanın aynı zamanda 1983 yılında yaptığı sci-fi işi olan “Toki o kakeru shôjo/The Little Girl Who Conquered Time” ile de benzerlik gösteriyor. “Huzursuz ruh sendromu” ve bunun Japon düşünce tarzı ile ilişkisi dehşetengiz biçimde yer tutarken, usta yönetmen Nobuhiko Obayashi’nin deneysel filmleriyle sinema dünyasına girişinin tarihi 1960 zamanları. 

Annesi öleli sekiz yıl olan Angel(Kimiko Ikegami), tatilini babasıyla birlikte geçirme planları -son anda ortaya çıkan,babasının artık mutlu bir yuva kurup hayatına devam etme endişesiyle- cici anne potansiyeline sahip Bayan Ema ile tanıştırılmasıyla suya düşer. Bunun üzerine büyük hayal kırıklığı yaşatan babasıyla(Saho Sasazawa) üvey annesini(Haruko Wanibuchi) yalnız bırakarak Karuizawa’ya gelmeyi reddeden Angel; uzun zamandır görmediği teyzesine(Yoko Minamida) haber vererek(eski filmlerin yankılı mektuplarıyla) gelmek istediğini belirtir. Bu arada okuldaki arkadaşları, Angel’ın kendileriyle gelememesine üzülürken; öğretmenleri Bay Togo(Kiyohiko Ozaki) rehberliğinde gitmeyi planladıkları kamp gezisinin iptal olmasıyla birlikte Angel’ın da davetiyle teyzesinin köşküne gitme kararı alırlar. Tatillerini hep birlikte çoşkuyla geçirme hayali kuran yedi kız ve yolculuk boyunca yanlarında olamayacak ancak daha sonra onlara katılabilecek olan Bay Togo ile teyzenin evine varmadan, Angel ile teyzesinin en son on yıl önce görüştüğünü öğrendikten sonra araya sıkıştırılan “yaşlı bir kedi ön patisiyle bir kapıyı açabilir; ama onu sadece bir cadının kedisi kapatabilir…” şeklinde verilen alt metinle olaylar gelişir. Aslında hikaye, ustanın kızı Chigumi Obayashi’nin küçüklüğünden kalma olaylardan ortaya çıkmış. Bununla birlikte Chiho Katsura’nın yazarlığının da yanında örgüde kullanılan İkinci Dünya Savaşı zamanları da Nobuhiko ustanın hayatından. Filmde verilen, teyzenin umudunu kaybetmeden aşkını beklemesi ama savaş yüzünden hiç haber alamaması, filmin yarısından sonra meydana gelen olayların nedenini oluşturuyor. Obayashi’nin , filmde karakterlerini büründürdüğü yetenekler, piyano-yazarlık ile olan ilişkisini de açıklar nitelikte. Tıpla olan geçmişinden hemen sonra deneysel filmlerle başlattığı teknikleri fazla soft. Bütün bunlar dışında filmin sanki ikiye bölünmüş. İlk kısım ciddi olmayan bir şekilde ilerlerken(soft çekimleri araya katmadan) bir anda seyri değişiveriyor. Yarısına geldikten sonra kan kullanımı, çekim, atmosfer derken asıl film şimdi başladı şeklinde gibi. Şöyleki; ilk yarıda izlediğimiz ölümler film boyunca gerçekten oldu mu, olmadı mı?! şeklinde kalınan ikilem, ikinci yarıdan sonra filmin levelini artırarak ciddileşmesiyle eğlenceli hal almaya başlıyor. (Saatli sahne)

*sürprizbozan*

Angel’ın yardım bulabilmek için evden ayrılmasından sonra teyzesinin iç dünyasına yaptığı yolculuk sırasında karşılaştıkları kişinin ruhunun, teyzesine ait olmadığını anlamasının ardından bu kötücül ruhun evlenme arzusunu yerine getiremediğinden dolayı evlilik çağındaki kızları öldürerek beslenen sistemiyle birlikte gelinlik giymeye adım adım yaklaşan bir ruh olduğunu öğrenir.

*

88 dakika süren Hausu, sürekli değişen arka planlar –ki mavi screenler kullanılmış-(chroma key effect denilen şeylerle)  video oyunu seyrinde ilerlerken diğer bir ek olay film tamamlanmadan film ekibinin de  bu mavi planları kullanırken tam olarak ortaya nasıl bir şey çıkaracaklarını bilememelerini öğrenmem oldu.

Ucunun ta The Criterion Collection adlı video dağıtım şirketiyle birlikte, “Janus Films” dağıtım şirketi tarafından alındıktan sonra zor bulunan kült filmlerin dağıtımını yapan Eclipse Dvd ile yaptıkları işbirliğine dayanmasının haricinde soundtrackler de gayet iyi. Bir çok kişinin ortaklaşa çalışmasıyla birlikte (Wikipedia’ya göre) yönetmen Obayashi’nin televizyon reklamlarında birlikte çalıştığı Asei Kobayashi’nin de katkısıyla piyano parçaları halledilmiş. Filmin en eğlenceli kısmı “snowy”li bombastik kapak görseli!  

İzlerken heyecanlandıran bir yer de filmin sonlarına doğru “big lips” denilen kısımla birlikte sekansın tam olarak “The Rocky Horror Picture Show”a çaktığı selam. Her birinin ayrı bir özelliği vurgulanan altı kızla(özellikle kung Fu’da başarılı olanın diğerlerini koruması durumu) birlikte esas kız Angel’ın evin içinde açıklanamayan olaylar dahilinde yaşadıkları olaylar yan unsur. Ana unsur aslında “Snowy” adındaki beyaz kedi de değil ama yönetmenin 1988 yapımı (ingilizce çevrimiyle) “The Discarnates” filminde de sık sık gözüken yemek yeme ve ayna ile olan(evcil olan şeylerle) ilişkiye çok sık yer verilmiş. Filmin yer yer barındırdığı erotizme karşın -ki ilk yarıda hiç yok- (başrol oyuncusunun utangaçlığıyla birlikte) çıplaklık da çok nadir kullanılmış. Ayrıca son sahnedeki üvey anneyle Angel arasındaki diyalog esnasında kedi ‘snowy’nin geçtiği sekans, klip havasında. Yönetmenin “The Discarnates”inde kullandığı Pentaxla yaptığı girişin bir benzeri , Hausu’nun kapanışında yaptığı aşk vaatli yapılan final sahnesi!

Yağmur Özdemir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  • Hande
    5 Ağu 2012 18:33

    Hausu’yu yazmanıza bayıldım! İzlemiş ve izlerken de çok eğlenmiştim; hakkında okumak pek güzel oldu!

  • Yorumunuz:


    İyiKötüFilm Hakkında
    İyiKötüFilm Röportajlar
    İyiKötüFilm Bağlantılar
    Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

    İyiKötüFilm Feeds


    İyiKötüFilm
    yeni