İyi “Kötü Film” siz takiçilerine hediyeler vermeye devam ediyor. Bu seferki hediyemiz sevgili dostumuz Fatih Danacı imzalı Korkunun Canavarları kitabı.
Çeşitli dergi, e-dergi ve internet sitelerinde fantastik dünyaya ait sinema ve edebiyat üzerine yazıları yayınlanan yazarın basılı ilk kitabı olan Korkunun Canavarları, korku sineması severler için adeta bir kılavuz niteliğinde. Kitapta geçmişten günümüze kadar korku sinemasının önemli figürlerini oluşturan canavarlara dair keyifli bir incelemeyi bizlere sunuyor.
On bölümden oluşan Korkunun Canavarları için kitabın arka kapağında sevgili Giovanni Scognamillo’nun yazdıkları şöyle:
“Canavarsız bir sinema düşünebilir misiniz? Ben düşünemem, bu kitabin yazarı da öyle! Bu yüzden birbirimizi bulduk ve anlaştık, kendisi kitabı yazdı ben de arka kapağı. Şimdi temel bir soru ile başlayalım: “Canavarlar hiç sevilir mi, sevilebilir mi, canavarsever olunabilir mi?”
Sinema meraklısı iseniz her tür film izliyorsanız canavarlara muhakkak bir aşinalığınız vardır, ister sevin ister korkun. Şayet korku filmi meraklısı iseniz canavarlar bir çeşit kapı komşunuz oluverir kaçınılmaz bir şekilde, çünkü canavarlar korkunun olmazsa olmazıdır.“
Bu kitaba sahip olmanız için yapmanız gereken ise “Hangi filmdeki hangi canavar olmak istersin?” sorusunu nedeniyle birlikte kısaca aşağıdaki yorum kısmına yazmak. 30 Ekim Pazar gününe kadar devam edecek olan hediye çekilişimizin kazananını aynı gün sitemizden ve Facebook sayfamızdan öğrenebilirsiniz.
Sipariş için: idefix
Kazanan Eylem Yıldız

Yellow Submarine Jeremy
Canavar kavramını genişletip yaratıkları da katarsak “Pan’ ın Labirenti” nde Pan. Çok özgün bir karakter olması sebebiyle. Canavarlardan da Predator olmak isterdim. Tam teçhizatlı, hiçbir zeval gelmez…
Nedeni yazmayı unutmuşum ehehe çünkü sinir bozucu fakat renkli bi canavar.
Elbette 1933 yapımı King Kong filminin yeri ayrı. Ama Peter Jackson’ın, dış görünüşü bir canavar fakat o görünüşün altında yatan sevgi dolu karizmatik King Kong portesini de hiç unutamadığım,izlerken kendimi onun yerine kolaylıkla koyabildiğim ve diğer canavarlardan biraz “farklı” olduğu için, sanırım dünyanın sekizinci harikası “King Kong” olmak isterdim.
Tabii ki Kont Dracula…
Sinema tarihindeki en müthiş canavar profili…Gizemli,bir o kadar da aristokrat,rahatsız edici ama bir o kadar da saatlerce sohbet etme isteği uyandırıcı,snob ama bir o kadar da karizmatik,her istediğini elde edebilecek özgüvende,görünüm olarak değme jönleri cebinden çıkaran bir aura,insanlığın en büyük özlemi olan ölümsüzlük arzusuna ezelden sahip bir yaratılış…
Kont Dracula olmak bir lanetten çok lütuf olsa gerek,beni de geçtim kim Dracula olmayı istemez ki?
Stephen King’in Needful Things adlı kitabından uyarlanan filmdeki Leland Gaunt olmak isterdim…
Nedeni ise insan psikolojisini ezbere bilmesi ve onları kendi zaaflarına yenik düşürmesi…Ayrıca huzursuz edici bir çekiciliği ve kainattaki bütün bilgilere sahip bir havası var.
Murnau’nun eşsiz “Nosferatu” filmindeki Nosferatu olurdum kesinlikle. Son derece cool, gizemli, korkunç ve kusursuz. Çok eğlenceli bir konu bu, Svankmajer’ın Otesanek’i, Zulawski’nin Possession’daki Isabelle Adjani, Dracula ve tabii Frankenstein’ın yarattığı canavar, hepsini severim:)
Sevdiğim canavarlar konsept olarak biraz daha farklı ama “olmak istediğim” kesinlikle Freddy Kruger…Sebep basit, sınırsız hayal gücü ve bu hayal gücünden destek alan envai çeşit katliam! Bir canavar başka ne ister?
1, 2, Freddy’s coming for you.
3, 4, better lock the door.
5, 6, get a crucifix.
7, 8, better stay up late.
9, 10, never sleep again.
Yüzüklerin efendisindekikapaksız göz sauron….yaptığı kötülüklerin hiç birisi için çocuklukta yaşadığı travmalar, aile içi şiddet ve ya cinsel sorunlarına atıfta bulunmadan sadece kötü olduğu için kötü bir karakter.Sınırsız bir güç …
O yer cücesi hobbitlere nasıl yenildiğini hala aklım almıyor: )
Bride of Frankenstein – monster’s bride.
cinsiyeti kız ama normal olarak toplumdaki dişi birey özelliklerinin hepsini barındırmıyor.hüzünlü.popüler kültürün çıkış sebeplerinden birisi aslında
Pet Sematary’nin vefalı hortlağı Victor Pascow. Dr. Creed’in iyiliğini unutmamış, yardımcı olmak için dönüp ne kadar kadirşinas bir kişilik olduğunu göstermiş, gönlümde taht kurmuştur.
Kesinlikle The Thing’in “the thing’i” olmak isterdim. Gelmiş geçmiş en korkunç “şey” olmak ve her bedende yaşamını sürdürebiliyor olmak gibi iki tane göz ardı edilemeyecek sebepten dolayı tabi ki.
Tremors- Yeraltı canavarı. Ayakları yerden kesebiliyor daha ne olsun.
Jennifer Check – Jennifer’s Body
Çünkü içinde gizli bir canavar barındırıyordu filmdeki gibi olmasa da,metafor anlamında da olsa insanlığın karanlık yönünü temsil ediyor bana göre.
ben braindead’deki zombi rahip mcgruder olmak isterdim.adam hem yakışıklı,hem zombi,hem karate biliyor.bi de o bembeyaz saçlar,mor röpteşambırla rahip kıyafetinin üstüne giydiği beyaz pijama…adam bildiğiniz stil sahibi ve cool:)
Yorumunuz: