iyiköfüfilm

14
Eyl
2015

Eurosleaze Sinemasında BDSM

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı. Yorum Yok

Fifty Shades of Grey (2015)

Sosyal medya ve geleneksel medyadaki mevcut trendler/güncellemelere ve karşınıza çıkabilecek herhangi popüler kültür ya da kitlesel ticaret unsuruna dayanarak BDSM’nin yepyeni bir şey olduğunu varsayabilirsiniz. Ya da en azından sinema ve popüler sanattaki etkisinin sonunda hissedildiğini düşünebilirsiniz. Bunlardan ilkinin doğru olmadığını biliyoruz, insanlar tarihin başlangıcından beri birbirlerine keyifle teslimiyet ve hakimiyet gösteriyorlar. Ve ister inanın ister inanmayın ikincisi de doğru değil. BDSM birçok ülkede, türde ve yapımda yıllardan beri sinemanın bir unsuru olmuştur. Porno filmlerden animasyona, türe özgü sinema tuhaflıklarına ve popüler kültür erotik gerilim filmlerine BDSM sinemaya seyircinin kabul edeceğinden daha fazla işlemiştir.

Cruising, Secretary ya da yakın zamanda gösterime giren The Duke of Burgundy gibi filmlerin bir hayranı olarak BDSM’nin popüler sinemadaki kabulüne işaret eden önemli ve tanımlayıcı bir alana odaklanmak istiyorum: Eurosleaze. Bu terim sıklıkla kullanılıyor ama her zaman doğru anlamda değil, ve burada exploitation alt türleri ile kategorize edilen ve ağırlıklı olarak cinsel içeriğe odaklanan Avrupa menşeli filmleri ele alıyoruz. Bu kapsamlı bir liste olmasa da BDSM bakımından daha ezoterik ve tatmin edici bir içeriğe açılan bir kapı olması amaçlanmıştır.

Baba Yaga (1973)

Farina’nın hayalperest, neredeyse çizgi roman tadındaki bir cazibe, fotoğrafçılık ve bondage hikayesini andıran eseri Marquis DeSade’ın kaleminden çıkmış bir Blow-Up’ı andırıyor. Popüler sanat hassasiyetini avangart/art-house film yapımcılığı ile bir araya getirerek bir moda fotoğrafçısı, azgın bir büyücü ve S&M giyimli bir kuklanın hikayesini anlatıyor. Bu listedeki diğer başlıklardan bazıları kadar ucuz olmayan etkileyici bir şekilde ölçülü ve olgun bir çalışma ve listedeki yerini hak edecek şekilde 91 dakikalık yeterli heyecanı sunuyor. Aynı zamanda Kiss Me, Kill Me adı altında piyasaya sürüldü ve genellikle bilindiği adından daha kışkırtıcı olması amaçlandı.

Baba Yaga (1973)

Exposed (1971)

Cristina Lindberg They Call Her One Eye’daki rolü ile seyircilerin akıllarına kazınmış olabilir ama bu film yayınlanmadan önce Almanya’dan sıkı bir sexploitation filmi olan Exposed’da rol almıştı. Lindberg’in canlandırdığı karakterin her türlü cinsel aktiviteyi, çoğunlukla da karmaşık sonuçlar doğuran şiddet içerikli cinsel aktiviteleri hayal etmesi ile Belle De Jour’a göz kırpıyor. Karşılıklı rızaya dayalı bol miktarda BDSM içeriğe sahip ve her şey iyi kurgulanmış. Bu hiçbir açıdan muhteşem bir sinema örneği değil ancak Bunuel’in üstün yönetmenliği ve Lindberg’in cesur ve sağlam oyunculuğuna eşlik ediyor.

Exposed (1971)

Justine de Sade (1972)

Bu listeye gerçek De Sade içeriği eklemeden olmazdı ve bu film Jess Franco’nun Marquis’nin bilinen eserinin versiyonundan biraz (belki de çok) daha iyi. Pierson’ın filmi olması gerektiği gibi oldukça sert ama hiçbir zaman aşırı olmak adına aşırılık hissi vermiyor. En azından kaynak içeriği sterilize etmeye çalışan bir film değil (Quills’in aksine) ve Franco’nun Justine’inden çok daha ustaca yönetilmiş. Film, başrol oyuncusunun çeşitli cinsel zevklere sahip bir adamdan diğerine geçmesi ve çeşitli farklı zevklerin  ekrana getirilmesiyle romanın yapısını takip ediyor. Sadece 100 dakika için de olsa Justine karakterine canlandıran softcore yıldızı Alice Arno’nun umursamazlığına tanık olmak gerçekten de yorucu. Bu listede bulunan ve kolay izleme imkanı sunan bir film olmayabilir ama De Sade söz konusu olduğunda en iyi uyarlamadır.

Justine de Sade (1972)

Maitresse (1975)

Schroeder’in filmi burada listelenen en eğlenceli ve keyifli filmdir. Bir hırsız ile bir dominatriks arasındaki bir çeşit aşk hikayesini olan Maitresse duygusal içeriği bakımından ağır olduğu kadar exploitation bakımından ağır değil ve çoğunlukla bir BDSM ilişkisinin hafif ögelerini içeriyor. Bol miktarda cinsel içeriğe sahip olan film aşırı müstehcen olmaktan kaçınıyor ve ABD’de X sınıflandırmasına tabi edildi ama şaşırtıcı şekilde transgresif. Belle De Jour’u hatırlatan bu film, her ne kadar insanlar bu türü geri getirmeye çabalamış olsa da 1970lerden sonra varlığını yitiren tuhaf bir art-house-porn diyarında yaşıyor. Schroeder’in filminin oldukça eğlenceli olması bu listede bulunan ve tansiyonu her zaman yüksek filmlere göre izlemeyi kolay hale getiriyor.

Maitresse (1975)

Salon Kitty (1976)

70lerde Avrupa’da bondage Nazisploitation ile birbirini tamamlıyordu.  Bu kategori altında yer alan ve saygı uyandıran filmler bulunmaktadır – The Night Porter ve The Damned ve başta Ilsa başlığı altında olmak üzere her şey ile birlikte olabildiğine ucuz yapımların diğerleri. Yine de bunlardan çok azı ucuzluk ve saygınlığı Tinto Brass’ın randevuevi filmi kadar iyi dengeleyemiyor. Adını SS tarafından kurulan ve Madame Kitty tarafından idare edilen randevuevinden alan bu Brass filmi iyi bir yapım olduğu kadar aynı zamanda exploitative. Dönemin detaylarına büyük önem verilirken bedensel arzular ve çeşitli cinsel sapkınlığı vurgulayan Salon Kitty bu türün örnek teşkil eden bir üyesi ve rahatsız edici olduğu kadar şehvet uyandırıcı da olabiliyor.


Salon Kitty (1976)

Successive Slidings of Pleasure (1974)

Bu listeye hangi Robbe-Grillet filminin eklenmesi gerektiğine karar vermek kolay değildi. Onun neredeyse bütün çalışmalarında BDSM ile birlikte her türlü fetiş yer almaktadır. Bana göre ise Successive Slidings of Pleasure sadece onun en iyi filmi olmakla kalmıyor, aynı zamanda en kışkırtıcı filmi. Sadece The Prisoner ve Nora olarak tanıdığımız karakterler arasındaki bir dom/sub ilişkisini konu alan bu Robbe-Grillet filmi bir ilişki araştırması olduğu kadar bu ilişki etrafındaki diğer her şeyi de gözler önüne seriyor: ellerinden yatak başlarına bağlanmış ve kalbi makas ile deşilmiş bir kızın cinayeti de dahil olmak üzere. Filmdeki görüntüler son derece güzel olmanın sınırında ve sapkınlık ve tuhaflıklarından hiçbir zaman kaçınmayarak aşırı olmaktan çok avangart bir hava katıyor.

Successive Slidings of Pleasure (1974)

Succubus (1968)

Jess Franco olmazsa bir BDSM listesi neye benzer? Succubus Franco’nun saygı uyandıran ve deneysel filmlerinden biri ve aynı zamanda son derece müstehcen. Bu listede yer alan filmler arasında en eskisi (sınırları zorlayan The Libertine ile aynı tarihli) olan Franco’nun bu filmi yukarıdaki filmler kadar S&M’ye ağırlık vermiyor ama zamanına göre cinsel tabuları açık bir şekilde tasviri ile çığır açıyor. Her zaman tutarlı olmayan senaryo izleyicinin tanık olmak istemeyeceği türden hipnotik, 60lardan çıkmış bir gece kulübü hissi uyandırıyor. Neredeyse Killing of a Chinese Bookie’deki teatral gösterimlerin sınırında olan bu film aynı zamanda birçok tuhaflık ve bol miktarda çıplaklık içeriyor.

Succubus (1968)

Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Facebookta paylaş Twitterda paylaş Mail ile gönder



  1. Henüz yorum yapılmamış.

Yorumunuz:


İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni