iyiköfüfilm

3
Haz
2014

Sinemada Kurtadam

Kavram-Kuram-Fenomen Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

David Naughton in AN AMERICAN WEREWOLF IN LONDON, 1981.

Kurtadam, genel anlamıyla, bir insanın kurda ya da kurt benzeri bir canlıya dönüşmüş halidir. Bu dönüşüm, bazen bilinçli olarak isteyerek gerçekleşirken bazen de istemeden, lanet ya da hastalık gibi sebeplerden dolayı gerçekleşir. Bu tema, sinema dünyasında da oldukça ilgi görmüş ve bu konuyu içeren birçok film çekilmiştir.

Kurtadamın ingilizce karşılığı “werewolf”tur. Bu isim, Kadim İngilizce’de yetişkin erkek anlamındaki “Wer” ve kurt manasındaki “Wulf” kelimelerinden türemiştir. Kurtadamlık ise birçok eski kaynakta “lycanthropy” olarak anılmaktadır. Bu da Antik Yunan’da doğmuş bir terimdir. Kurt manasındaki “lukos” ve insan manasındaki “anthropos” kelimelerinden doğmuştur.

Kurtadam filmlerinin genel motiflerini şu şekilde sıralayabiliriz; Karakterimiz tam olarak ne olduğunu anlayamadığımız bir hayvan ya da kurt tarafından ısırılır. Ardından yavaş yavaş fiziksel bir dönüşüm içine girer. Dolunay olduğunda ise şekil değiştirerek kurtadama dönüşür. Bu dönüşüm, genellikle karakterin istemi dışında gerçekleşir. Finalde ise gümüş kullanılarak (genellikle gümüş kurşun) kurtadamımız öldürülür.

Tarih boyunca birçok mitolojik öyküye ve şehir efsanelerine konu olan kurtadamlık, sinemanın doğumu ile beraber kendini beyaz perdede göztermekte de geç kalmadı. Kısa zamanda da önemli bir korku figürü haline geldi. (daha&helliip;)


9
Kas
2013

The Cabin in the Woods (2012)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the-cabin-in-the-woodsDrew Goddard’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “The Cabin In The Woods”, Goddard’ın senaryoyu birlikte yazdığı arkadaşı Joss Whedon ile görsel efektleri yapamadıkları şeylere saklama merakıyla başlıyor. Alias ve Lost’un prodüktörlüğünü ve yazarlığını yapmış olduğunu öğrenmem bir şey ifade etmiyor aslında benim için, bu iki diziden de haz etmiyorum çünkü. Ama ilk yönetmenliğini bu filmle yapmış olması ekstra harika, çünkü film sarkastik bir korku çorbası! 

Ne kadar az CGI, o kadar iyi makyaj mottosuna sadık kalan yönetmen ve ekip, görsel efektlerin gerçeğin yerini tutmamasında hemfikir. Ama efektler kostüm ve makyajla da ancak bir yere kadar gidebildiği için sadece ve sadece yapamadıkları durumlarda görsel efekt kullanma sözüne sadık kalmışlar. Labirentli sahnelerde kullanılan bilgisayar efekti basit olmasına karşın labirent/mühendislik açısından daha karışık bir tarafı da var. Aynı zamanda ağız sulandıran canavarların hücum etme sahnesi öyle bir hal alıyor ki, sırf hangi canavar nerde, kime saldırıyor derken ufak tefek hatalar göze batmıyor bile. Şeffaf dönen küplerin birbirlerine uyum sağlayacak şekilde durdurulmaları baya zor olmuş. Çoğunu yeşil ekranda çekip kalanını sonradan eklemişler. Asansörlü sahnede özellikle(o kadar fazla asansör var ki) rastgele canavar çekimi yapmışlar. Küpleri de yine somut şekilde nasıl kullanacaklarını belirleyebilmek için en ufak küpün içine kocaman böcekler koyup onlarla çalışmışlar.

Beyindeki tetris olayı hesabının yani bu canavarların asansörden puzzle halindeki çıkış fikri detayının ayrıntılı şekilde işlenmiş olması da ayrı bir eğlenceli! (daha&helliip;)


Orgy of the Dead, yönetmenliğini Stephen C. Apostolof’un yaptığı ve senaryosu Ed Wood’a ait bir film. Korku ve erotizmin iç içe geçtiği filmin senaryosu, Ed Wood tarafından kendi romanından beyazperdeye adapte edilmiş. Filmin başrollerinde ise Jeron Criswell Konig ve Pat Barrington yer alıyor. Jeron Criswell Konig, sahnede The Amazing Criswell adıyla bilinen bir medyum aslında. Rol aldığı az sayıdaki filmde de genellikle kendisini oynamış. Yine Ed Wood’un Plan 9 From Outer Space filminden kendisini hatırlamak mümkün. Pat Barrington ise bir burlesque dansçısı.

Yönetmen Stephen C. Apostolof ise Bulgar kökenli bir Amerikalı. Burgaz’da dünyaya gelen yönetmen hayatının bir dönemini de İstanbul’da geçiriyor. Fakat bir cezaevinde. Bulgaristan’dan kaçmaya çalışırken bindiği gemi Türk karasularında yakalanıyor ve yönetmen Bulgar casusu suçlamasıyla İstanbul’da bir süre hapis yatıyor. Robert Lee adıyla da bilinen yönetmen özellikle düşük bütçeli istismar ve erotik filmleriyle biliniyor. Aynı zamanda yönetmen Ed Wood ile çalışmış az sayıdaki isimden biri. Ed Wood ile beraber yaklaşık 15 filme imza atmışlar. Ayrıca Marsha Jordan ve Rene Bond gibi 60 ve 70’li yılların sexploitation ikonlarıyla da filmleri var. Orgy of the Dead yönetmen Apostolof ve Ed Wood arasındaki başarılı işbirliğinin başladığı film, bu birliktelik ise Ed Wood’un 1978 yılındaki ölümüne dek devam ediyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni