iyiköfüfilm

29
Nis
2014

Spermula (1976)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

spermula_posterFransız ressam ve film yönetmeni Charles Matton’un hem senaristliğini hem de yönetmenliğini yaptığı film, softcore bir fantastik sinema seyri sunuyor.

1930’lu yılların Amerikasında aşka dair her düşünceyi, sanatsal olguları tamamen reddeden ve cinsel özgürlüğü var oluşun temeli olarak gören bir tarikat varlığını sürdürmektedir. 1937 yılında tarikatın tüm müritleri ortadan kaybolur. Fakat yıllar sonra bir gazeteci tarafından Güney Amerika’nın ormanlarında izlerine rastlanır. Ortadan kaybolan tüm müritler gibi gazeteciden de bir daha haber alınamaz. Film böyle bir açıklayıcı anlatımla açılıyor. Spermula, bedensiz kadın varlıkların yaşadığı bir gezegendir. Başka bir gezegenin gölgesinde tüm ışığını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalınca gezegeni tahliye edip Dünya’yı ele geçirmeye karar verirler. Bunu yaparken de kadın görünümünde tüm erkekleri önce baştan çıkarıp insanoğlunun soyunu tüketmektir amaçları. Bunu da erkekleri spermulize ederek yapacaklardır yani tüm spermlerini kendilerinden alarak.

Film, artistik erotik sahneleri, gerçeküstü tavrı ve görüntüleriyle oldukça başarılı. Spermula gezegeninin Alman dışavurumcu film setlerini andıran modern atmosferi, kamera kullanımıyla film belki de bir klasik haline gelebilecekken gösterildiği dönemde Fransa’daki “X yasası” nın mağduru olmasıyla biraz arka planda kalmış.

Filmin orijinal Fransız versiyonu her ne kadar artistik bir erotizm sunsa da İngilizce versiyonu bolca sansüre uğrayıp bilim-kurgu komedi halini almış. (daha&helliip;)


The Party at Kitty and Stud'sEn çok bilinen ismiyle Italian Stallion, 1970 yapımı bir softcore adult filmi. Özellikle Sylvester Stallone’nin ilk filmi ve ilk başrolü olması dolayısıyla daha da çok ilgi toplayan film için Stallone’ye çalıştığı 2 gün için ödenen ücret ise yalnızca 200 dolar. Film 1970 yılında 8 mm olarak çekiliyor. 1976 yılında Rocky’nin bütün dünyayı kasıp kavurmasıyla film 35 mm olarak tekrar piyasaya sürülüyor ve bu sefer artık ünlü bir oyuncu olan başrol oyuncusunun ününü kullanmak maksadıyla Italian Stallion adıyla lanse ediliyor.

Senaryo oldukça sıradan. Stallone’nin canlandırdığı Stud, seks bağımlısı ve oldukça ateşli bir adamdır. Kız arkadaşı Kitty (Henrietta Holm) ise Stud ile aralarındaki zaman zaman sadomazoşist bir boyuta varan ilişkilerine çok bağlıdır. Stud bir gün bir ilan panosuna verecekleri partiye insanları davet etmek için bir ilan asar. Stud ve Kitty’nin evinde toplananlar grup seks yaparlar.

Stallone’nin 24 yaşındayken, sokaklarda yatmak zorunda kaldığı oldukça umutsuz bir anında karşısına çıkan bu rol için çoğu röportajında çaresizlikten bu teklifi kabul ettiğini açıklıyor. Hatta bir röportajında 200 dolar kazandığı bu rolü ya kabul etmesi gerektiğini ya da hırsızlık yapmayı seçmesi gerektiğini söylüyor. Ron Jeremy gibi bir gelecek Stallone’yi beklerken bambaşka bir kariyer planlaması yapıyor.

Filmde hardcore sahneler olmadığını belirtmek gerek. 2004 ve 2007 yılında Amerika’da DVD’si piyasaya sürülen filmin, 2008 yılında Almanya’da Roger Colmont tarafından hardcore versiyonu yapılmış fakat Stallone’nin yer aldığı bir hardcore versiyonu yok.  (daha&helliip;)


6
Eki
2013

A Scream in the Streets (1973)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

a_scream_in_the_streetsHarry Novak’ın yapımcılığını yaptığı, Carl Monson’un da yönettiği A Scream in The Streets, bir suç filmi. Filmin başrollerinde Joshua Bryant, Sharon Kelly, Frank Bannon, Linda York ve Rosie Stone yer alıyor. Yönetmen Carl Monson, düşük bütçeli bağımsız seksploitation ve grindhouse filmleriyle bilinen bir isim. 70 ve 80’li yıllar kariyeri için en verimli dönem olan yönetmenin en bilinen filmleri ise Blood Legacy (1971), Booby Trap (1973) ve Deatyh Feud (1986). Filmin yapımcısı Harry Novak ise “seksploitation kralı” olarak isim yapmış. 60’lı yılların başlarından 70’lerin ortalarına kadar birçok istismar filminin yapımcılığını ve distribütörlüğünü yapan Novak, Mantis in Lace (1968), Kiss me Quick (1964), The Secret Sex Lives of Romeo and Juliet (1969) ve Please Don’t Eat my Mother (1974) gibi birçok filmin yapımcılığını üstlenmiş.

Filmin oyuncu kadrosunda bulunan isimlerden Sharon Kelly ise (gerçek ismi Colleen Brennan) Amerikalı bir porno yıldızı. HRCO Hall of Fame isimli, adult eğlence sektörüne ait, her yılın en iyilerinin (en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi kadın oyuncu vb.) seçildiği listede 1988 yılının kadın oyuncusu olarak listede ismi geçen bir isim.

Konusu ise genel olarak özetlenirse iki dedektifin Los Angeles’da tecavüzcü bir katilin izini sürmeleri üzerine kurgulanmış. Şehre korku salan tecavüzcü katilin peşine düşen iki dedektifin işi çok da kolay değildir. Çünkü katil kadın kılığında kurbanlarına yaklaşmaktadır ve bunda da oldukça inandırıcıdır. Kadın kıyafetleri içinde oldukça mutlu, çılgın bir katille karşı karşıyayız. Filmin video kalitesi oldukça kötü fakat oyunculuklar için çok kötü demek haksızlık olur. (daha&helliip;)


28
Nis
2013

Bacchanale (1970)

XXX kategorilerinde yayınlandı.

Bacchanale (1970)Benzer filmlerden beklenmeyecek bir şekilde, sessiz bir mezarlığın görüntüleriyle açılıyor filmimiz ki filmin tasasını aktaracak atmosferin ilk ipuçlarını buluyoruz jenerikte. Uyku sırasında çoğumuzun yaşadığı fenomeni deneyimleyen, kendi içinden çıkarak uyuyan bedenine şaşkın gözlerle bakan Ruth (Uta Erickson) adlı sarışın ve etine dolgun genç bir kadının o gece rüyasında yaşadığı acayip olaylara yelken açan öykü kurgusunun ilk durağını, evin odasında sakıncasızca sevişen kimliği belirsiz bir çiftin pornografik görüntüleri oluşturuyor. Ruth, yüzünde el izleri olan bu genç çifte önce şefkatle yaklaşıyor; ne zaman ki olay malafatı kılıfına sokmaya dönüşüyor, o zaman tiksintiyle odayı terkediyor.

Film bir tiyatro mizanseniyle oluşturulmuş çeşitli sahnelerden mürekkep. Odasında tanık olduğu manzaranın etkisiyle yangın merdivenine yönlenen Ruth, kendisini bir helezon gibi davet eden sarmal merdivenlerden inerken aniden bir defile ortamına düşüyor. Oldukça acayip bu partide itici birçok karakterin dışında bir de tabut var; Ruth ilk kez burada “Tabuttaki Adam”la karşılaşıyor. Siyah bir kumaş maske takan fötr şapkalı bu gizemli şahıs Ruth’un sınanmasında kilit vazife görüyor.

Bazı konuşmalardan Ruth’un annesinin öldüğünü anlıyoruz. Annesinin, Ruth ve abisi Gordon arasındaki uygunsuz ilişkiyi onaylamayan despot bir kadın olduğunu öğreniyoruz. Acaba Ruth bu rahatsız rüyayı abisine karşı hissettiği ensest düşüncelerinin verdiği suçluluk duygusuyla mı görmektedir? Film bu sakıncalı ilişki hakkında kesin bir bulgu vermezken Gordon’un Vietnam savaşında hayatını kaybettiği yönünde aktarılan bilgiler filmi zorlama bir politik sahaya çekiyor. (daha&helliip;)


erotic_night_of_the_living_deadErotik filmler ve korku filmleri arasında bir köprü kurma çabasıyla, yönetmen Joe D’Amato her iki türün de takipçilerinin ilgisini çekecek bir film yapmaya karar verince ortaya Erotic Nights of the Living Dead çıktı. Söz konusu film (“Sexy Nights of the Living Dead” olarak da bilinir) adından da anlaşıldığı gibi, erotik görüntüler ve vahşi, klasik zombi sahnelerinin karışımını bol miktarda içeriyor. Gösterildiği Grindhouse sinemalarında eminim ki izleyicilerin garip duygular içinde çığlık atmalarına neden olmuştur. Bunun yanında ilk bir saat ve 15 dakika içinde daha çok erotizme yönelilirken son 40 dakikada korku türü devreye girip dozunu arttırıyor hatta filmi tamamen ele geçiriyor demek mümkün. Enteresan bir ayrıntı ise başrol oyuncularından George Eastman’ın film boyunca pantolonunu tam olarak çıkarmıyor olması.

Konuya geldiğimizde, Karayiplerdeki terkedilmiş bir adada zenginler için ilgi çekici bir mekan yaratmayı planlayan girişimci ruhlu biriyle karşılaşıyoruz. Etrafındaki tanıdıklarından gelen bütün uyarılara rağmen “Cat Island” adını vereceği bu mekanı yaratmak konusunda ısrarlı olan girişimcimiz bu amaçla genelde tshirtsüz olarak görülen (ama daha önce de belirttiğim gibi asla tam olarak çıplak kalmayan) Larry’i (George Eastman) görevlendiriyor. Adaya geldiklerinde aslında buranın o kadar da “terkedilmiş” olmadığını ve Laura Gemser ile büyükbabasının adayı çoktan istila etmiş olduklarını görürler. Aynı zamanda onların bir tür değişim içindeki canlıların (kısaca zombiler diyelim) sona kalan örnekleri olduğunu da zamanla anlarlar. Ziyaretçilere karşı da tahmin edileceği gibi pek sıcakkanlı değiller. Ama tabi ki ziyaretçiler de geri adım atmak niyetinde değildir ve bu durumla mücadele etmeye karar verirler. Ta ki adada yaşayan ve öldü sanılan diğer insanlar zombi olarak adaya geri dönene kadar.. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni