iyiköfüfilm

28
Ağu
2012

The Beyond (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

1996 yılında vefat eden Fulci, gore sinemasının en önemli yönetmenlerindendir. Peki, Fulci’yi nasıl bilirdik; “Zombie” serisi, “Demonia”, ” City Of Living Dead”,” The Eroticist”,  “The House by the Cemetery”,” Don’t Torture Duckling”  ve tabii unutulmaz “The Beyond”. Başrollerini Catriona MacColl ( Liza Merril) ve David Warbeck’in ( Dr John McCabe) paylaştığı The Beyond (E tu vivrai nel terrore! L’aldilà), İtalyan korku sinemasının en önemli örneklerindendir.

“The Beyond”, Amerika’nın Louisiana eyaletinde ismi ile müsemma Seven Doors Hotel’de geçmektedir. Film,  1927’de Schweick adında bir ressamın otelde katledilmesiyle başlar. “Bu günahsızı neden çiviliyorlar” denilmesine gerek kalmadan kendisinin cadı ilan edilerek katliamını izleriz. Bundan yıllar sonra oteli yeniden işletmek için alan New York’lu Liza Merril (Catriona MacColl) cehennemin yedi katına açılan geçit üzerinde at koşturduğundan bihaberdir. Böylece cehennem kapısı aralanmaya başlar.

Filmde korku türünün her türlü öğesini görmek mümkün. Cehenneme açılan kapı, önüne geleni harcayan geçit öğesi, hayaletler, korkunç küçük kız, zombiler, bütün uyarılara rağmen lanetli mekandan çıkmayan yeni ev sahibesi, başrolde anlamsız bakışlar atan bu kızımıza tutulmuş bir doktor… Zombi, kapısı ve aşığı olarak gelişen “The Beyond”,  her ne kadar Dario Argento filmleri (özellikle atıl kurt sahnesiyle/ Suspiria) ile karşılaştırılsa da kendine özgüdür. Kütüphaneci örümcek fantezisiyle beyinlerimize kazınan bu kült yapım, sürekli akılda dönen müziğiyle de unutulmamaktadır. (daha&helliip;)


8
Şub
2012

Don’t Torture a Duckling (1972)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

Don’t Torture a Duckling, gore’un usta ismi Lucio Fulci’nin yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Florinda Bolkan, Barbara Bouchet, Tomas Milian gibi karakteristik yüzlerin yer aldığı 1972 yapımı bir film. Film aslında yönetmen açısından bir önem taşıyor, çünkü Fulci’nin ilk şiddet efekti içeren sahneleri bu filmle başlıyor ve devamı diğer filmleriyle geliyor.

Hikaye İtalya’nın güneyinde, insanların ritüelleriyle yaşadığı küçük bir kasabada geçiyor. Fakat kasaba çocuklarının başı derttedir. En tanınanlarından üçü seri şekilde öldürülür. Birçok şüpheli vardır; çocukların ‘Big Baby’ diye alay ettikleri röntgenci Giuseppe veya voodoo büyüsü ile haşır neşir Francesco, bir de ilk sahnede kanlı ellerle gördüğümüz kadın Maciara var. Maciara, ölü çocuk doğurmuş ve akli dengesini bu nedenle kaybetmiştir. Maciara ölen üç çocuğun kilden vodoo bebeklerini yapmıştır ve en fazla şüpheyi o çekmiştir. Aslında bir de arsız, kendini reşit olmayan bir çocuğa izleten, şehir kızı Patriza var işin içinde. Acaba hangisi katil? Hepsi sorgulanır fakat sanılanın aksine hiç biri suçlu değildir. Bu trajik ve şiddet dolu hikayenin asıl suçlusu en güvenilen adam mıdır yoksa? Bu sorunun cevabını Fulci sağ gösterip sol vurarak veriyor. Herkes aklı başı yerinde olmayan sosyal anlamda dışlanmış karakterlerden şüphelenir. Bu durum her daim güncel olan bir sorundur. Yönetmen bu durumu vurgulayarak aslında toplumsal bir mesaj da gönderiyor.

Don’t Torture a Duckling seri katil cinayetlerini barındıran bir film; fakat öldürülenler ne seksi kadınlar ne de katilin işine burnunu sokan adamlar. Bu kez çocuklar öldürülüyor ve başladığı andan itibaren bizi suçlu arama cümbüşüne ortak ediyor. Film boyunca, şüpheli birçok çılgın insan karşımıza çıkıyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni