iyiköfüfilm

19
Eki
2015

L’aldilà (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the beyond laldilaAz sayıda şanslı yönetmen filmin içerisindeki bütün unsurların kusursuz bir şekilde bir araya geldiği bir filme imza atabilmiştir. Lucio Fulci çoğunlukla zombi döngüsü olarak adlandırılan dört doğaüstü korku klasiği ile bu özelliği yakalayanlar arasında. Fulci tarafından yönetilen ve The Beyond’un hemen ardından çekilen  Zombie, City of the Living Dead ve House by the Cemetery korku filmi severler arasında saygı uyandıran çalışmalardır ancak The Beyond (L’aldila) tartışmasız Fulci’nin başyapıtıdır. Birçok Amerikalı hayranının 7 Doors of Death (80lerin başlarında Thriller Video tarafından yayınlanmış ve o günden bu yana nadiren görülmüştür) olarak yeniden adlandırılan, hunharca düzenlenmiş ve film müzikleri değiştirilmiş versiyona mahkum kalmış olmaları büyük bir talihsizliktir. The Beyond’un orijinal versiyonu  90ların ortalarında, Japon lazerdisk ile tekrar gün yüzüne çıktığı zaman filmin ünü zirveye ulaştı. Filmin Quentin Tarantino’nun Rolling Thunder Pictures tarafından yayınlanan Grindhouse seçkisinin içinde yer almasıyla, gece yarısı filmleri severler arasında büyük yankı uyandırarak ününe ün kattı.

Filmin 1927 senesi Lousiana’sında geçen sepya tonlu girişinde bir grup adam Seven Doors Hotel’e ulaşır. 36 nolu odaya girerler ve Schweick isimli bir ressam ve büyücü olan oda sakinini kırbaçlamaya başlarlar. Bu sırada alt katta Emily (Keller) isimli genç bir kız Eibon’un Kitabı adlı bir büyü kitabından bir metin okumaktadır ve Schweick’in yüzünün eriyik bir çamura dönüşürken alev almasına neden olur. 1981’de terk edilmiş olan bu otel Liza (MacColl) isimli eski bir New Yorklu olan yeni sahibi sayesinde restore edilmektedir. İşçilerden biri yapı iskelesinde yaralanmaya sebep olan bir kaza geçirdiği zaman durumu kontrol altına alması için yerel doktor John McCabe (Warbeck) çağırılır. (daha&helliip;)


11
Eyl
2012

The Toolbox Murders (1978)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Abel Ferrara’nın 1979 yapımı kült mertebesindeki “The Driller Killer” filminin esin kaynağını oluşturan yapımlardan biridir “The Toolbox Murders”. Yönetmen Dennis Donnelly‘nin ‘sözde gerçek bir hikayeden ön bilgisiyle sunduğu 1978  yapımı film, 1980 yapımı ‘Shining’teki kapılı sahne ile ‘The Slumber Party Massacre’ slasherındaki matkaplı sahnelere esin kaynağı olur. Aynı zamanda beş sezonluk “The A-Team” dizisinin de yönetmenliğini yapmış olan Donnelly yönetmenliğindeki ‘The Toolbox Murders’, 70’li yıllarda şiddetin yalın halinin fazla allanıp pullanmadan seyirciye verildiği  ‘video nasty’ listelerine girmekte gecikmez.

1980’lerde The British of Film Classification (BBFC) (İngiliz Film Sansür Heyeti) tarafından yasaklanan “The Toolbox Murders”ın, vhs formatlarından dvd formatına geçmesi baya yıl almış. Ki bu da 2000’li yıllara denk geliyor. Şu anda bulması oldukça güç ama 2000 yılı sonlarında İngiltere’deki VIPCO (Video Instant Picture Company) film şirketi tarafından dakikalık kesilen sahneleriyle dağıtılma fırsatı bulmuş.  ‘VIPCO’; yasaklanan, kült, düşük bütçeli, b tipi korku filmlerinin distribütörlüğünü bizlerden pek esirgememekle birlikte Lucio Fulci’nin “The Beyond (1981)’u ile birlikte “Zombie Flesh Eaters” serilerinin haricinde Cannibal serilerinin ve daha (aslında dağıtımcılığını yaptığı filmleri saymaya kalkarsak liste çok uzun) pek çok filmde ismi geçen bir şirket. 

The Texas Chainsaw Massacre ile birlikte, Eaten Alive (1977), Poltergeist (1982), Salem’s Lot (1979), Invaders from Mars (1986), The Funhouse (1981) ve ‘Tales From the Crypt’ dizisiyle de aşina olduğumuz Tobe Hooper ustanın 2004 yılında tekrar “Toolbox Murders” ismiyle çekmeye karar verdiği (dikkat bu sefer ‘the’ yok) 1978 yılı kült yapım bu şekilde bilinilirliğini biraz daha arttırdı. (daha&helliip;)


28
Ağu
2012

The Beyond (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

1996 yılında vefat eden Fulci, gore sinemasının en önemli yönetmenlerindendir. Peki, Fulci’yi nasıl bilirdik; “Zombie” serisi, “Demonia”, ” City Of Living Dead”,” The Eroticist”,  “The House by the Cemetery”,” Don’t Torture Duckling”  ve tabii unutulmaz “The Beyond”. Başrollerini Catriona MacColl ( Liza Merril) ve David Warbeck’in ( Dr John McCabe) paylaştığı The Beyond (E tu vivrai nel terrore! L’aldilà), İtalyan korku sinemasının en önemli örneklerindendir.

“The Beyond”, Amerika’nın Louisiana eyaletinde ismi ile müsemma Seven Doors Hotel’de geçmektedir. Film,  1927’de Schweick adında bir ressamın otelde katledilmesiyle başlar. “Bu günahsızı neden çiviliyorlar” denilmesine gerek kalmadan kendisinin cadı ilan edilerek katliamını izleriz. Bundan yıllar sonra oteli yeniden işletmek için alan New York’lu Liza Merril (Catriona MacColl) cehennemin yedi katına açılan geçit üzerinde at koşturduğundan bihaberdir. Böylece cehennem kapısı aralanmaya başlar.

Filmde korku türünün her türlü öğesini görmek mümkün. Cehenneme açılan kapı, önüne geleni harcayan geçit öğesi, hayaletler, korkunç küçük kız, zombiler, bütün uyarılara rağmen lanetli mekandan çıkmayan yeni ev sahibesi, başrolde anlamsız bakışlar atan bu kızımıza tutulmuş bir doktor… Zombi, kapısı ve aşığı olarak gelişen “The Beyond”,  her ne kadar Dario Argento filmleri (özellikle atıl kurt sahnesiyle/ Suspiria) ile karşılaştırılsa da kendine özgüdür. Kütüphaneci örümcek fantezisiyle beyinlerimize kazınan bu kült yapım, sürekli akılda dönen müziğiyle de unutulmamaktadır. (daha&helliip;)


10
Eyl
2011

Video Nasties

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Tüm Video Nasty yapımların aşırıya kaçtığı zamanlarda bu durum bize olağanüstü gelirken, şimdi geriye baktığımızda bunun insanları bu kadar şaşırtmaması gerektiğini anlıyoruz. Kurulu düzen, özellikle genç jenerasyon tarafından benimsenen tüm yeni medya araçlarını büyük bir şüphe ile izlemekteydi. Sinema yapımlarına karşı olarak ortaya çıkan müstehcenlik denemeleri “Oh! Calcutta” ve 1960ların sonlarına ait “Oz” gibi hiciv dergileri, 1980lerin başındaki olaylara karşı insanlarda iç karartıcı bir kabullenme hissi sağladı. Yaşanan bu ahlaki kasırgalar, ağır sosyal ve politik dönemlerde patlama gösterdi, böylelikle yüksek işsizlik, ırkçılık çatışmaları, ekonomik duraklama ve artan suç oranının yüksek olduğu 1980lerin başlarında, bu yeni tür sonunda kabul görmeye başladı. Bütün yaşananlar aynı zamanda, kamu düzenini haberdar etmek isteyen ufak ilgi gruplarının artık güçlü bir dostları olduğunu gösteren etkileyici bir ders niteliğindeydi.

İngiliz sinemasının emekleme aşamasında ve kontrolsüz olduğu dönemlerde video endüstrisinin kendisine renkli reklam kampanyaları ve tanıtımlar ile ayrıcalık tanımaması bu konunun dışında bir durum. Video yapımlarının patlama yapması, garaj dışlarında ve ufak taşra kasabalarda iş yapan, yüksek bütçeli Hollywood yapımlarına ulaşamayan, yüzlerce yeni marka ortaya çıkardı ve böylelikle artan video talebini karşılama çabası İngiltere’de daha önce ortaya çıkmamış bir malzeme ile sonuçlandı. Bugün video pazarına, büyük Hollywood stüdyolarının video kolları tarafından hükmedilmektedir. 1981’de bu büyük stüdyolar çok şüpheciydiler ve oyuna yavaş yavaş dahil olmaktaydılar çünkü eğer video pazarını bir denize benzetmemiz gerekirse bu video pazarında büyük balıklar yerine küçük balıkçıklar vardı. Iver Film Services, Intervision, VTC ve World of Video 2000 (ki aslında World of Video 1984 olmalı, çünkü ticari işlevini o yılda sonlandırdı) gibi şirketler bir gecede ortaya çıkıp neredeyse bir gecede ortadan kalktılar. Bu şirketlerle birlikte sapıkça, çeşitli, popüler olmayan ucuz bir ürün ortaya çıkmış oldu. (daha&helliip;)


5
Ara
2010

Lucio Fulci (1927-1996)

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Lucio Fulci (17 Haziran 1927 –  13 Mart 1996) İtalyan yönetmen, senaryo yazarı ve aktördür.  Polisiye filmler, kovboy filmleri ve komedi tarzı çeşitli filmler çektiği halde Zombi 2 (1979) ve The Beyond (1981) isimli vahşet yapımları ile bilien Fulci, Herschell Gordon Lewis tarafından kendisine takılan “Vahşetin Babası” (Godfather of Gore) lakabıyla tanınır.

Yaşamı ve Kariyeri

Fulci 1927 yılında Roma’da doğmuştur. Üniversitede tıp eğitimi alıp bir süre sanat eliştirmeni olarak çalışan Fulci, senaryo yazarı olarak sinema kariyerini yeğlemiş, daha sonraları yönetmen olarak genellikle komedi türünde çalışmıştır. İlk başlarda 1960’ların ortalarına kadar Fulci, çoğunluğunda Franco ve Ciccio’nun İtalyan komedi takımının rol aldığı bir düzineden fazla komedi filmi yönetmiştir.

1969 yılında, vahşet ve din tasvirleriyle tartışmalara yol açan ve ticari yönden başarılı polisiyeler (Lizard in a Woman’s Skin ve The Psychic) ile aksiyon filmleriyle (White Fang ve The Four of the Apocalypse) gerilim alanına yönelmiştir. Lizard filmindeki uzuvları kesilmiş hayvanlar ve hayvan deney odalarını içeren özel efektler o kadar gerçekçiydi ki, bunların yapay köpek kuklaları (Carlo Rambaldi isimli özel efekt üstadı tarafından yapılmışlardır) olduğunu ispat edip, gerçek hayvanlar olmadığını açıklayana dek mahkemelerde süründü ve hayvan vahşeti ile suçlandı.

Ülkesinde onu şöhrete kavuşturan ilk film, iğneleyici bir toplum eleştirisi ve yönetmenin markalaşacak vahşet anlayışının karışımı olan Don’t Torture a Duck isimli yapımdı. Fulci Katolik bir anlayışla yetiştirilmişti ve kendini bir Katolik olarak adlandırırdı. Buna rağmen, bazı filmlerinde (Beatrice Cenci ve Don’t Torture A Duckling gibi) anti-Katolik bir görüntü oluşturduğundan, Marksist olduğu düşünüldü. Filmlerinin birinde bir rahip katil ruhlu bir çocuk katili olarak tarif edilmiş, bir başka filmde ise kendini asarak intihar eden ve şeytan olarak reenkarne olan bir başka rahip yer almıştır. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni