iyiköfüfilm

10
Eyl
2011

Video Nasties

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Tüm Video Nasty yapımların aşırıya kaçtığı zamanlarda bu durum bize olağanüstü gelirken, şimdi geriye baktığımızda bunun insanları bu kadar şaşırtmaması gerektiğini anlıyoruz. Kurulu düzen, özellikle genç jenerasyon tarafından benimsenen tüm yeni medya araçlarını büyük bir şüphe ile izlemekteydi. Sinema yapımlarına karşı olarak ortaya çıkan müstehcenlik denemeleri “Oh! Calcutta” ve 1960ların sonlarına ait “Oz” gibi hiciv dergileri, 1980lerin başındaki olaylara karşı insanlarda iç karartıcı bir kabullenme hissi sağladı. Yaşanan bu ahlaki kasırgalar, ağır sosyal ve politik dönemlerde patlama gösterdi, böylelikle yüksek işsizlik, ırkçılık çatışmaları, ekonomik duraklama ve artan suç oranının yüksek olduğu 1980lerin başlarında, bu yeni tür sonunda kabul görmeye başladı. Bütün yaşananlar aynı zamanda, kamu düzenini haberdar etmek isteyen ufak ilgi gruplarının artık güçlü bir dostları olduğunu gösteren etkileyici bir ders niteliğindeydi.

İngiliz sinemasının emekleme aşamasında ve kontrolsüz olduğu dönemlerde video endüstrisinin kendisine renkli reklam kampanyaları ve tanıtımlar ile ayrıcalık tanımaması bu konunun dışında bir durum. Video yapımlarının patlama yapması, garaj dışlarında ve ufak taşra kasabalarda iş yapan, yüksek bütçeli Hollywood yapımlarına ulaşamayan, yüzlerce yeni marka ortaya çıkardı ve böylelikle artan video talebini karşılama çabası İngiltere’de daha önce ortaya çıkmamış bir malzeme ile sonuçlandı. Bugün video pazarına, büyük Hollywood stüdyolarının video kolları tarafından hükmedilmektedir. 1981’de bu büyük stüdyolar çok şüpheciydiler ve oyuna yavaş yavaş dahil olmaktaydılar çünkü eğer video pazarını bir denize benzetmemiz gerekirse bu video pazarında büyük balıklar yerine küçük balıkçıklar vardı. Iver Film Services, Intervision, VTC ve World of Video 2000 (ki aslında World of Video 1984 olmalı, çünkü ticari işlevini o yılda sonlandırdı) gibi şirketler bir gecede ortaya çıkıp neredeyse bir gecede ortadan kalktılar. Bu şirketlerle birlikte sapıkça, çeşitli, popüler olmayan ucuz bir ürün ortaya çıkmış oldu. (daha&helliip;)


8
May
2011

Nazisploitation Filmleri

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Nazisploitation: Nazi exploitation (ayrıca Nazisploitation olarak bilinir), İkinci Dünya Savaşı kurgusu üzerine çekilen, kötü Nazilerin sıklıkla esir kamplarında cinsel suçlar işledikleri, exploit ve sexploit filmlerin alt kategorisi bir türdür. Çoğu “hapisteki kadınlar”  üzerine kurgulanan bu filmlerin kurgusu, yüksek sadizm, vahşet ve aşağılama içeren şekilde ölüm kamplarına, Nazi genelevlerine kaymıştır. Bu türde çekilmiş en etkili isme sahip ve en kötü şöhretli film Kanada yapımı Ilsa, She Wolf of the SS (1974) isimli filmdir (ayrıca bu türün standartlarını belirleyen film olmuştur). Filmin sürpriz başarısı ve devam filmleri, çoğu İtalyan birçok Avrupalı film yapımcısının Nazi vahşeti üzerine onlarca film yapmalarına neden oldu. Ilsa ve Salon Kitty serileri başarılı yapımlar olurken diğer filmlerin çoğu gişe başarısızlığıyla sonuçlandı ve bu janr 1980’lerin ortasında ortadan kayboldu.

İtalya’da bu filmler “il sadiconazista” olarak bilinen dönemin bir parçasıydı ve Tinto Brass’ın Salon Kitty, Liliana Cavani’nin The Night Porter ve Pier Paolo Pasolini’nin Salò isimli filminden etkilenmişlerdi. Bu janrın göze çarpan yönetmenleri Paolo Solvay (The Beast in Heat olarak bilinen La Bestia in Calore, SS Hell Camp), Cesare Canevari (Last Orgy of the Third Reich olarak bilinen L’ultima orgia del III Reich) ve Alain Payet (Hitler’s Lust Train, Love Train for The SS olarak bilinen) idi ve hepsi 1977’lerdendi. (daha&helliip;)


4
Ağu
2009

La bête (1975)

Korku Filmleri XXX kategorilerinde yayınlandı.

la_betePolonyalı yönetmen Walerian Borowczyk’in yönetmenliğini üstlendiği La bête / The Beast / Hayvan belki de günümüze dek yapılmış en tartışmalı ve en cesur filmlerden birisi. İnsan doğasına aykırı ve kabul edilemez çoğu şeyi cesurca sergileyen bir film.

Lucy Broadhurst (Lisabeth Hummel) Amerikalı, büyük bir mirasın varisi bir kadındır. Genç kadın teyzesi Virginia (Elizabeth Kaza) ile beraber Fransa’nın bir kasabasına evleneceği adam Mathurin’i (Pierre Benedetti) ziyerete gider. Adamın babası Pierre de l’Esperance (Guy Trejan) perişan halde bir Fransız aristokratıdır. İki tarafında aileleri ve akrabaları oldukça heyecanlıdır. Lucy ve annesi adamın evine yerleşirler. Burada ormanda yaşayan efsanevi bir hayvandan haberdar olur. Efsaneye göre evin eski hanımı bu yaratıkla ters ilişkiye girmiştir ve duyduğu bu hikayeden sonra Lucy kendisini bu olayla ilgili hayallerin içinde bulur.

Filmin açılış sahnesinde izleyici ilk olarak aristokratın oğlu Mathurin ile tanışıyor. Mathurin harasında bir atla kısrağın çiftleşmesine nezaret etmektedir. Bu olayı Lucy de görür ve makinesiyle anın fotoğraflarını çeker. Lucy gördükleri karşısında büyük heyecan duymaya başlar ve yoğun fanteziler kurmaya başlar. Kurduğu fanteziler onu Mathuri’nin Pierre’in oğlu değil ölen eşi ve ormandaki hayvanın çocuğu olduğunu düşünmeye iter. Lucy zamanının büyük bir çoğunluğunu cinsel fanteziler kurarak geçirmeye devam eder fakat bu fanteziler normalin oldukça dışındadır. Bir kadın (Mathuri’nin annesi) ve bir ayıya benzeyen bir hayvanı sürekli cinsel ilişkiye girerken görmektedir. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni