iyiköfüfilm

22
Ara
2012

Maniac (1980)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Yönetmenliğini William Lusting’in yaptığı Maniac, gösterime girdiği yıllarda oldukça tepki çekmiş, şuan için kült bir mertebeye erişmiş bir seri katil filmi. Filmin başrolünde yer alan ve Frank Zito karakterine hayat veren Joe Spinell aynı zamanda filmin senaristleri arasında yer alıyor.

Frank Zito orta yaşlı, sahibi olduğu apartman dairelerini kiraya veren bir adamdır. Çocukluğunda yaşadığı olayların etkisiyle psikopat bir ruh haline bürünen adam,  genç ve yalnız kadınları öldüren bir seri katildir. Kadınları vahşice öldürdükten sonra ise tatmin olmayıp onların kafa derilerini yüzer ve kıyafetlerini de alıp evinde bulunan ve sayıları günden güne artan cansız mankenlerine giydirir. Bir gün, fotoğrafının bir moda fotoğrafçısı olan Anna tarafından çekildiğini görür. Kadını takip eder fakat kadından etkilenmiştir. Belki de Anna onu bu yoldan döndürecek olan kişidir ya da bir diğer kurbanı olacaktır…

Gore sahnelerin fazlaca yer aldığı Maniac, çoğu eleştirmen tarafından en rahatsız edici filmler içinde gösteriliyor. Oldukça soğukkanlı bir şekilde işlenen cinayetler son derece acımasız ve kanlı. Şiddetin bir bakıma pornografik tasviri de olan Maniac’da Joe Spinell psikopat katil Frank Zito karakterinde çok başarılı. Frank’in kadınları öldürüşünü oldukça detaylı bir şekilde izleyiciye yansıtan film, sadece Zito’nun dünyasında geçiyor. Çünkü filmde onun dışında gördüğümüz hiç kimse bir karaktere dönüşemeden öldürülüyor. Ayrıca seri katil filmlerinde görmeye alışık olduğumuz katili yakalamaya çalışan ya da onu durdurmaya çalışan bir karakter de yok bu filmde. (daha&helliip;)


11
Eyl
2012

The Toolbox Murders (1978)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Abel Ferrara’nın 1979 yapımı kült mertebesindeki “The Driller Killer” filminin esin kaynağını oluşturan yapımlardan biridir “The Toolbox Murders”. Yönetmen Dennis Donnelly‘nin ‘sözde gerçek bir hikayeden ön bilgisiyle sunduğu 1978  yapımı film, 1980 yapımı ‘Shining’teki kapılı sahne ile ‘The Slumber Party Massacre’ slasherındaki matkaplı sahnelere esin kaynağı olur. Aynı zamanda beş sezonluk “The A-Team” dizisinin de yönetmenliğini yapmış olan Donnelly yönetmenliğindeki ‘The Toolbox Murders’, 70’li yıllarda şiddetin yalın halinin fazla allanıp pullanmadan seyirciye verildiği  ‘video nasty’ listelerine girmekte gecikmez.

1980’lerde The British of Film Classification (BBFC) (İngiliz Film Sansür Heyeti) tarafından yasaklanan “The Toolbox Murders”ın, vhs formatlarından dvd formatına geçmesi baya yıl almış. Ki bu da 2000’li yıllara denk geliyor. Şu anda bulması oldukça güç ama 2000 yılı sonlarında İngiltere’deki VIPCO (Video Instant Picture Company) film şirketi tarafından dakikalık kesilen sahneleriyle dağıtılma fırsatı bulmuş.  ‘VIPCO’; yasaklanan, kült, düşük bütçeli, b tipi korku filmlerinin distribütörlüğünü bizlerden pek esirgememekle birlikte Lucio Fulci’nin “The Beyond (1981)’u ile birlikte “Zombie Flesh Eaters” serilerinin haricinde Cannibal serilerinin ve daha (aslında dağıtımcılığını yaptığı filmleri saymaya kalkarsak liste çok uzun) pek çok filmde ismi geçen bir şirket. 

The Texas Chainsaw Massacre ile birlikte, Eaten Alive (1977), Poltergeist (1982), Salem’s Lot (1979), Invaders from Mars (1986), The Funhouse (1981) ve ‘Tales From the Crypt’ dizisiyle de aşina olduğumuz Tobe Hooper ustanın 2004 yılında tekrar “Toolbox Murders” ismiyle çekmeye karar verdiği (dikkat bu sefer ‘the’ yok) 1978 yılı kült yapım bu şekilde bilinilirliğini biraz daha arttırdı. (daha&helliip;)


8
Şub
2012

Don’t Torture a Duckling (1972)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

Don’t Torture a Duckling, gore’un usta ismi Lucio Fulci’nin yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Florinda Bolkan, Barbara Bouchet, Tomas Milian gibi karakteristik yüzlerin yer aldığı 1972 yapımı bir film. Film aslında yönetmen açısından bir önem taşıyor, çünkü Fulci’nin ilk şiddet efekti içeren sahneleri bu filmle başlıyor ve devamı diğer filmleriyle geliyor.

Hikaye İtalya’nın güneyinde, insanların ritüelleriyle yaşadığı küçük bir kasabada geçiyor. Fakat kasaba çocuklarının başı derttedir. En tanınanlarından üçü seri şekilde öldürülür. Birçok şüpheli vardır; çocukların ‘Big Baby’ diye alay ettikleri röntgenci Giuseppe veya voodoo büyüsü ile haşır neşir Francesco, bir de ilk sahnede kanlı ellerle gördüğümüz kadın Maciara var. Maciara, ölü çocuk doğurmuş ve akli dengesini bu nedenle kaybetmiştir. Maciara ölen üç çocuğun kilden vodoo bebeklerini yapmıştır ve en fazla şüpheyi o çekmiştir. Aslında bir de arsız, kendini reşit olmayan bir çocuğa izleten, şehir kızı Patriza var işin içinde. Acaba hangisi katil? Hepsi sorgulanır fakat sanılanın aksine hiç biri suçlu değildir. Bu trajik ve şiddet dolu hikayenin asıl suçlusu en güvenilen adam mıdır yoksa? Bu sorunun cevabını Fulci sağ gösterip sol vurarak veriyor. Herkes aklı başı yerinde olmayan sosyal anlamda dışlanmış karakterlerden şüphelenir. Bu durum her daim güncel olan bir sorundur. Yönetmen bu durumu vurgulayarak aslında toplumsal bir mesaj da gönderiyor.

Don’t Torture a Duckling seri katil cinayetlerini barındıran bir film; fakat öldürülenler ne seksi kadınlar ne de katilin işine burnunu sokan adamlar. Bu kez çocuklar öldürülüyor ve başladığı andan itibaren bizi suçlu arama cümbüşüne ortak ediyor. Film boyunca, şüpheli birçok çılgın insan karşımıza çıkıyor. (daha&helliip;)


22
Kas
2011

Perversion Story (1969)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

Lucio Fulci’nin yönetmenliğini yaptığı 1969 yapımı filmin başrollerinde Jean Sorrel, Marisa Mell ve Elsa Martinelli yer alıyor. Yönetmenin Amerika’da çektiği film gizem ve gerilimin iç içe olduğu bazı anlarda izleyicide giallo tadı bırakan bir hikayeyi konu alıyor. Fakat gialloların tipik özelliği olan seri cinayetler üzerine yoğunlaşan bir film değil.

Film yukarıda da bahsettiğim gibi zaman zaman giallo tadı verse de ve bazı kişilerce bu sınıfın içine sokulsa da aslında Hitchcock sinemasına çok yakın. Özellikle Hitchcock’un ünlü filmi Vertigo ile benzerlikler yakalanabilir. Bunda tabi ki filmin lokasyon olarak San Francisco’da geçmesi ve ana fikrin benzerliğinin etkisi büyük. Fakat Fulci’nin kendine özgü tarzı ile birlikte.

San Francicso’lu ünlü ve çapkın doktor George Dumurrier (Jean Sorrel) evlidir fakat aynı zamanda bir sevgilisi vardır. Astım hastası olan karısı ölür ve polis kadının zehirlendiğini belirler. Doktor karısının ölümüyle sigortadan aldığı 2 milyon $ sonrasında polis tarafından karısının ölümünden sorumlu tutulur. Bir gün sevgilisiyle gittiği bir striptiz kulübünde dans eden kadın karısına ikizi kadar benzemektedir. Sadece sarı saçlısıdır. Hatta kadının evine gittiğinde onun da karısıyla aynı ilaçları kullandığını görür. Bundan sonra izleyicinin kafasında kadının gerçekten ölüp ölmediğiyle ilgili sorular oluşur. Doktor gerçekten suçlu mudur yoksa kadın yaşıyor mudur? (daha&helliip;)


4
Kas
2011

Body Double (1984)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Body Double, ünlü yönetmen Brian De Palma’nın yönetmenliğini yaptığı 1984 yapımı bir Amerikan thriller filmi. Başrollerinde Craig Wasson, Melanie Griffith ve Gregg Henry’nin oynadığı film Alfred Hitchcock’un Vertigo ve Rear Window’una adeta bir saygı duruşunda. Bu anlamda aslında Body Double çoğu kişi tarafından yanlış anlaşılmış bir film. Bazıları tarafından bir Hitchcock rip-off u olarak değerlendirilirken, bazıları tarafından da Hitchcock için bir tribute olarak nitelendiriliyor. Film bunların çok ötesinde, adeta bir analizin sonucu. Gösterildiği dönem “You can’t believe everything you see” yani “Gördüğünüz her şeye inanamazsınız” tanımlamasıyla pazarlanan film, Vertigo ve Rear Window’un hikayelerini çok güzel harmanlarken, filmi farklı bir çerçeveden ele alış şekliyle çok başarılı.

Brian De Palma’nın yaptığı filmleri iki kategoride toplamak mümkün. Sisters, Obsession, Dressed to Kill, Raising Cain, Blow Out ve Body Double gibi psikolojik thrillerlar ve Scarface, The Untouchables, Carlito’s Way ve Mission: Impossible gibi ticari filmler. De Palma başka yönetmenlere ait işleri referans alarak yaptığı filmlerle de ünlü bir yönetmen. Örneğin, Michelangelo Antonioni’nin Blowup filmi ve Francis Ford Coppola’nın The Conversation filmlerinin konularını esas aldığı Blow Out, Sergei Eisenstein’ın The Battleship Potemkin filminden sahneler içeren The Untouchables, Vertigo’dan izler taşıyan Obsession, Hitchcock’un Psycho’suna saygı duruşu niteliğindeki Dresses to Kill gibi.  (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni