iyiköfüfilm

Stephen_King2

Gökten 10 Stephen King korku uyarlaması yağsa, diğer taraflara düşenleri de unutmadan, muhtemelen tepemize düşecek olan filmler az çok bellidir. Genelde uyarlamaları takıntı haline getirilebilen televizyon serileri ya da filmlerden oluşur. Bazen bu takıntı, öyle bir hal alır ki mutfak masanızda Stephen King uyarlaması bir film bulsanız, izlemekten kendinizi alıkoyamazsınız. Mutfak masanızda niye bulasınız, ben buldum o ayrı… Tüm bu olan biten içinde Stephen King de postacı, pizzacı niyetine bazı filmlere figüran olarak konuk olmuştur. “Kara Kule” yi beklerken, en iyi 10 Stephen King korku filmi uyarlamasını sizin için listeledik. (daha&helliip;)


24
Şub
2013

Invaders from Mars (1986)

Bilimkurgu Filmleri Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

invaders_from_mars_1986_poster_01David, babası NASA’da çalışan bir ilkokul öğrencisidir. Göktaşı yağmuru izlediği bir gece, evlerinin arkasındaki tepenin ardına bir uzay gemisi indiğine şahit olur. Oğlunun anlattıklarına pek inanmayan baba ertesi sabah bir göz atmak için söz konusu yere gider. Döndüğünde ise davranışları tuhaflaşmıştır ve ensesinde bir yara izi vardır. Küçük çocuk sonrasında annesinin, öğretmeninin, sıra arkadaşının ve kasabadaki birçok insanın da garip davrandığını fark eder. Konuyu, o güne dek kendisine hep iyi davranan okul hemşiresi Linda’ya açar.

Tobe Hooper korku sineması takipçilerinin oldukça iyi bildiği bir isim. Öncelikle 1974 yapımı slasher klasiği “The Texas Chain Saw Massacre”a imza atan yönetmenin şöhretini perçinleyen bir diğer yapım da 1982 tarihli “Poltergeist”tır. Ayrıca 1979 yılında televizyon için çektiği, Stephen King’in aynı isimdeki romanından uyarlanan “Salem’s Lot” da hiç fena değildir. 1995’te yaptığı bir başka King uyarlaması olan “The Mangler” ise muhtemelen yönetmenin filmografisindeki en kötü halka. 2004 yılı mahsulü “Toolbox Murders” eski güzel günlerine bir dönüş çabası olarak görülse de maalesef önceki filmlerini aratır nitelikte.

“Invaders from Mars” ise 1986 yılına ait. 1953 yapımı aynı adlı filmin yeniden çevrimi. Yeni filmin senaryo ekibinde, daha çok “The Return of the Living Dead” ile tanınan Dan O’Bannon’ı görüyoruz. Jenerikten itibaren 1950’ler bilim kurgularının o naif havasının filme yedirilmeye çalışıldığı hissine kapılıyoruz. (daha&helliip;)


26
Tem
2011

Amicus Antolojileri

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

1964 yılında İngiltere’de kurulan Amicus Prodüksiyon Şirketi, Hammer Stüdyoları ile beraber korku türünde dönemin önemli örneklerine imza atmıştır. Amicus, İngiltere’de kurulmasına rağmen kurucusu olan iki yapımcı Max Rosenberg ve Milton Subotsky Amerikalıdır. Stüdyonun ilk iki işi Subotsky’nin yazdığı müzikal gençlik komedileriydi fakat asıl ses getiren ilk filmleri 1965 yılında çektikleri Dr. Terror’s House of Horrors adlı filmdi.

Burada bir noktaya dikkat çekmek istiyorum, Hammer Stüdyoları ile Amicus sık sık karıştırılır. Bunun genel sebepleri ise Christopher Lee ve Peter Cushing gibi aktörlerin iki stüdyonun filmlerinde rol alması, filmlerin birbirine benzeyen tonları ve tabii ki iki stüdyonun da İngiltere çıkışlı olmasıdır. Aslında Hammer filmleri daha gotik bir kurulumla izleyici karşısına çıkarken Amicus mahsulü filmler genelde modern zamanlarda geçer. Ve Amicus, bu yazımıza konu olacak olan antoloji korku filmleri ile ünlenirken Hammer Stüdyoları’nın o taraklarda bezi -en azından seksenli yıllara kadar- çok yoktur. Seksenli yıllarda televizyon için iki dizi yapan Hammer Stüdyoları, Hammer House of Horrors ve Hammer House of Mystery and Suspense adlı bu dizilerle türe göz kırpsa da seriler pek uzun ömürlü olamayıp ikisi de 13’er bölümde sonlandırılmışlardır. (daha&helliip;)


Clive Barker, bilindiği üzere çok fonksiyonlu bir sanatçı. Kendisi yazar, ressam, sinema ve tiyatro yönetmenliğinin yanı sıra oyun sektörüne de elini atmış tuhaf bir insan. Ülkemizde sadece ilk üç tanesi Kan Kitapları ismiyle basılan Books of Blood, yazarın sekiz ayda geceleri oturup yazdığı altı kitaplık bir korku antolojisi. Kitaplardaki hikayeler kısa fakat detaylı. Clive Barker bazı yazarların yaptığı gibi uzun bir hazırlanma bölümü ardından gelen korkutucu final şablonu yerine daha basit bir yöntem izlemiş. Hikayeler sıradan (ve genellikle isminden başka bir şey bilmediğimiz) insanların başından bir anda geçen korkunç hikayelerden ibaret, hatta bazılarını okurken creepypasta sitesindeymiş gibi hissedebilirsiniz.  Bu yüzdendir ki bu seriden uyarlanan filmler genellikle uzun metraj olabilmesi için senaryoyu yazan kişiler tarafından yazarın hayal gücüne ekstra eklemeler yapıldığı için pek başarılı olamıyor. Kan Kitapları’ndan uyarlanan filmler serideki hikaye sırasına göre şöyle: Book of Blood, The Midnight Meat Train, The Yattering and Jack, Dread, Rawhead Rex, The Body Politic, The Forbidden ve The Last Illusion. (daha&helliip;)


İzleyici karşısına çıkıp da beğeni toplayan bir filmin hesapta yokken devamının çekilmesi genellikle kaçınılmazdır. Bu devam filmleri nadiren orijinalinden iyi olsa da genellikle ilkinin gölgesinde kalan, bir takım insanların parsayı götürmesi için çekildiği gün gibi ortada olan filmlerdir. Hele bir de orijinal filmle alakası olmayan devam filmleri var ki bu filmler bol bölümlü serilerde ekseriyetle görülüp ayın ondördü gibi göze çarpar. Bu yazıda aklıma geldiği kadar bu filmleri yazdım. Baştan uyarayım, yazının geri kalanı filmler hakkında spoiler içeriyor.

Mangler 2 (2001) : Filmin yönetmeni Michael Hamington-Wright sinema sektörüne ilk adımını Retroactive filmi için yazdığı senaryo ile atmış. Keşke orada kalsaymış! Retroactive gayet hoşuma giden bir filmdi fakat Michael bununla yetindi mi? Yetinmedi. Üst üste başarısız film senaryoları yazdı, yazdığı yetmezmiş gibi bir takım insanlar bunları çekti. Sene 2002 olduğunda ise kamera arkasına geçti, bu film aynı zamanda senaryosunu da yazdığı Mangler 2′ydi. Burada durup ilk Mangler filmine geri dönmekte fayda var. Mangler, Stephen King’in 1972 yılında yazdığı, bizde Hayaletin Garip Huyları ismiyle yayınlanan Night Shift adlı antoloji kitabındaki kısa bir öyküydü. Kitabın Türkçesindeki ismi Canavar, orijinalinde The Mangler  1995 yılında Tobe Hooper’ın yönettiği,  içinde “Buffalo Bill” veya “Stottlemeyer” Ted Levine ve Robert Englund’ın olduğu -ki kendisinin her filme tat katan “tatlandırıcı” bir aktör olduğunu düşünüyorum fakat bu filmde en fazla sakkarin etkisi yapabilmişti- bir uyarlamaya dönüştü. Çoğu Stephen King uyarlaması ile aynı makus talihi paylaşan ilk film pek ses getiremedi çünkü bir çamaşırhanede çalışan insanları kapıp parçalayan bir çamaşır katlama makinesi hikaye olarak neyse de beyaz perde için pek ilgi çekici bir fikir değildi. İkinci filme döndüğümüzde, ilk filmde yaşananlarla zerre kadar alakası olmayan bir devam filmiyle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Filme ismini de veren Mengene, yapay zeka sahibi bir bilgisayar virüsü. Okudukları okuldaki diğer öğrencilerin sömestr tatiline çıkması sonucu okulda kalan gençler, deneme aşamasındaki güvenlik sistemine yanlışlıkla bulaşan bu virüsle kedi fare oyunu oynamaya başlarlar. Çünkü okulda akla gelebilecek her şeyi kontrol edebilen bu virüs gençleri düşman bellemiş, onlara kan işetmek için elinden geleni yapmaya başlamıştır. Şahsi kanaatim, ilkiyle kıyaslanınca daha izlenebilecek bir gençlik-korku filmi olduğu. Çok umrunuzdaymış gibi de belirteyim; filmin IMDB puanı 10 üzerinden 2,3. Ama film, “Bishop” Lance Henriksen’i hemen altta göreceğiniz gibi, çok acayip bir rolde izlemek için bulunmaz bir nimet. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni