iyiköfüfilm

3
Ağu
2016

Viridiana (1961)

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

viridiana-poster“Viridiana” dini inançların, insani erdemlerin sınanmasını anlatan en iyi, en özgün yapımlardan birisi. Tabi bunda hiç kuşkusuz ünlü yönetmen Luis Bunuel’in anlatımı da en büyük etken…

Banuel, İspanya iç savaşından beri ayrı olduğu ülkesinden 1960 yılında film yapmak üzere ülkesine davet edilir. Fakat filmin yarattığı etkiden sonra ülkeyi tekrar terk etmek zorunda kalır. Virdiana, Bunuel’in İspanya’da çektiği ilk film olma özelliğine de sahip.

Filme genel olarak din ve faşizm karşıtı olarak bakılması filme bir bakıma zararlı olmuştur. Virdiana, faşizme ve dine karşı sayılabilir, ama filme sadece bu açıdan bakmak filmin asıl derinliğini görmemizi engeller. Bunuel burada yaşamdan korkmanın asıl diktatörlüğü desteklemek demek olduğunu gösterir. Korkunun aynı zamanda kendini yok eden bir devinim yarattığına da tanık oluruz.

Viridiana, kendini her türlü yaşantıya kapalı tuttuğu bir manastırda rahibe olmayı seçmiş bir kadındır. Bir gün ölen teyzesinin kocası tarafından bir çiftliğe davet edilir. Fakat Viridiana bu daveti kabul etmek istemez fakat diğer rahibeler Viridiana’nın tüm masraflarını karşılayan bu adama saygısızlık etmemesini söyleyip onu ikna ederler. Viridiana’nın bu teklifi kabul etmemesinin korkusunun sebebi cinsel nedenlerden ileri geldiği ahırda geçen bir sahnede açıkça görülür. Emektar yardımcılardan biri Viridiana’ya ineği sağmasını öğretir. Sinemanın en erotik bölümlerinden biri olan bu sahnede Viridiana’nın eli titreyerek ineğin sarkan memesine dokunur, sinirli bir hareketle memenin ucunu avucunun içine alır ve gülerek onu çeker. Banuel filmde Viridiana’nın inançlarının bir bir nasıl yıkıldığını anlatsa da Viridiana ve onun dini inançlarına da saygı göstermekten geri kalmaz. (daha&helliip;)


4
Kas
2014

The Lake of the Damned (1958)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

The Lake of the Damned posterKåre Bergstrøm’un yönetmenliğini yaptığı The Lake of the Damned (De dødes tjern, 1958) adlı Norveç yapımı kült korku-gerilim filmi André Bjerke’nin aynı isimli romanından uyarlandı. Filmde; Henki Kolstad (Bernhard Borge), Bjørg Engh (Sonja), Henny Moan (Liljan Werner), Per Lillo-Stenberg (Bjørn Werner), Erling Lindahl (Kai Bugge), Georg Richter (Harald Gran), Leif Sommerstad (Tore Gråvik) gibi oyuncular yer alıyor.

Liljan’ın erkek ikiz kardeşi Bjørn, yaz tatili için yeşillikler içinde göle yakın bir kulübeye gider. Liljan da ardından 5 arkadaşı ile birlikte aynı yere giderler. Fakat Liljan ikiz kardeşi için endişe etmektedir. Ondan haber alamamıştır ve içinde bir sıkıntı vardır. Kulübeye ulaştıklarında endişesi haklı çıkar. Bjørn ortalıkta yoktur. İlk önce intihar ettiğini düşünürler. Sonrasında ise gölün lanetiyle ilgili efsaneden yola çıkarak Bjørn’e ne olduğunu bulmaya çalışırlar. Bjørn, öldürülmüştür ama hayalet Tore Gråvik mi yoksa başka biri mi öldürmüştür?

The Lake of the Damned, Norveç korku filmlerinin olmazsa olmazı olan karlı atmosferden uzak bir yaz filmi… Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız “gençler ıssız bir kulübeye tatile giderler ve bir katil veya kötü, şeytani bir ruh tarafından teker teker öldürülür” temasının ilk örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Çekim tarihinden ötürü o kadar adam ölmüyor ve etraf kan gölüne dönmüyor. Film, korkudan çok gerilim ağırlıklı ve Bernhard’ın saf ve nükteli esprileriyle komik bir havası da var. (daha&helliip;)


25
Eki
2014

Dead of Night (1945)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

dead_of_night_poster_01Alberto Cavalcanti, Charles Crichton, Basil Dearden, Robert Hamer adlı 4 yönetmenin ve 4 yazarın hikayelerinden uyarlanan Dead of Night (1945) adlı İngiliz korku filminde Mervyn Johns (Walter Craig), Frederick Valk (Doktor Van Straaten), Michael Redgrave (Maxwell Frere), Googie Withers (Joan Cortland) gibi oyuncular yer alıyor.

Mimar Walter Craig bir çiftlik evine davet edilir. Bu daveti kabul eden Walter, eve geldiğinde tuhaf bir şeyler olduğunu fark eder. İçeri girdiği anda sanki o evi önceden görmüştür ve evdeki insanlarla tanışmış gibidir. Fakat kimse onu tanımıyordur. Walter sürekli tekrarlanan aynı rüyanın bir tekrarını yaşıyordur. Tam olarak rüyanın sonunu hatırlayamayan Walter, bu rüyanın kabusa dönmesine korkuyordur. Walter’ın bu yaşadıklarına inanmayan Doktor Van Straaten, bunun psikolojik olduğunu dile getirir. Doktor haricinde herkes Walter’a inanır. Çünkü hepsinin başına tuhaf doğaüstü olaylar gelmiştir. Evdeki konukların hepsi yaşadıkları birer olayı anlatmaya başlarlar. Ama en önemlisi Walter’ın rüyası gerçekleştiğinde sonunda neler yaşanacağıdır.

Dead of Night filminde anlatılan hikayeler, H.G. Wells (Golfing Story), E.F. Benson (Hearse Driver ve ana hikaye), John Baines (The Haunted Mirror ve “The Ventriloquist’s Dummy) ve Angus MacPhail (Christmas Party)’e ait. Lanetli bir aynanın anlatıldığı Robert Hamer’ın yönetmenliğini yaptığı “The Haunted Mirror” ve Cavalcanti’nin yönetmenliğini yaptığı bir vantrilok hikayesi olan “The Ventriloquist’s Dummy filmin en iyi kısımları… (daha&helliip;)


29
Ağu
2014

Dark Passage (1947)

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

dark_passage_1947Delmer Daves‘in yönetmenliğini yaptığı David Goodis‘in aynı adlı romanından uyarlanan Dark Passage (1947) adlı kara filmin oyuncu kadrosunda Humphrey Bogart (Vincent Parry), Lauren Bacall (Irene Jansen), Agnes Moorehead (Madge Rapf), Clifton Young (Baker) gibi isimler yer alıyor.

Vincent Parry, karısını öldürmediği halde hapse mahkum edilmiş bir adamdır. Suçsuz olduğunu kanıtlamak için hapisten kaçar. Herkes onu aramaktadır. Tanımadığı genç bir kadın ona yardım eder. Ama bütün gazeteler, onun boy boy resimlerini bastıklarından işi hiç kolay değildir. Onun için yüzüne estetik operasyon yaptırır ama üçkağıtçı bir adam, onun peşini bırakmayacaktır. Gerçeği kanıtlayabilmesi için önünde aşması gereken birçok engel vardır.

Kara filmlerin efsane oyuncusu Humphrey Bogart’ın başrolde olduğu Dark Passage’da aktörün yüzünü ilk bir saat göremeyiz. Filmin başlarını çoğunlukla Parry’nin öznel bakış açısıyla görürüz. Lady in the Lake (1947) filminde de bu denenmiştir. Hatta bütün film öznel bakış açısıyla izleyiciye sunulmasına rağmen Dark Passage’da bu açı daha tadında ve merak unsuru ön planda tutularak kullanıldığı için daha yerinde olmuştur. Parry’nin estetik operasyondan önceki halini sadece bir gazete sayfasındaki bir resimde görürüz. Bu resmin de aktör Frank Wilcox‘a ait olduğunu dipnot düşelim.

Dark Passage’ın diğer bir oyuncusu da yakın zamanda kaybettiğimiz Lauren Bacall… Adı anıldığında hemen Bogart’ın eşi olduğu akla gelse de Bacall’da kara filmlerin unutulmaz oyuncuları arasındadır. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni