iyiköfüfilm

19
Haz
2012

Rambling Rose (1991)

Kavram-Kuram-Fenomen Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Yaşça küçük bir erkeğin yetişkin bir kadınla birlikte olması düşüncesi ergenlik dönemimde benim için ilgi çekici konulardan birisiydi. Video döneminde kiraladığım ve geçtiğimiz günlerde arşivimden çıkarıp tekrar izlediğim film, beni o günlere götürdü ve küçük bir nostalji yaşamamı sağladı.

Martha Coolidge’in yönetmenliğini yaptığı film yönetmenin genelde ele aldığı kadın odaklı filmlerden biri. Yönetmenlik kariyerine belgesel filmlerle giriş yapan M. Coolidge, Tecavüze uğrayan bir liseli genç kızın hikayesini anlattığı Not a Pretty Picture (1976) filmiyle yönetmenliğe sağlam bir adım atmış ve kadınların cinsel istismarına kadar uzanan bir yelpazede filmler çekmiştir.
 
1935 yılında Amerika’nın Güneyinde geçen film o dönemde yalnız ve genç bir kızın hayatına odaklanmış. Genç kızımız ise yönetmenliğini David Lycnh’in Wild at Heart (1990) filmiyle o dönemde çıkış yapmış Laura Dern.
 
Sıcak bir yaz günü  elinde valiziyle Rose (Laura Dern), Hilyer ailesinin yanına ev işleriyle ve çocuklarıyla ilgilenmek için gelir. Hilyer ailesi kısa sürede bu güzel kızı benimser. Özellikle evin erkekleri, baba ve üç erkek kardeş Rose’a hayran olmuşlardır.  Baba ve evin diğer büyük erkeği 13 yaşındaki Buddy genç kızla farklı şekilde ilgilenmektedir. Rose’da kendisine karşı gösterilen bu ilgiden memnun karmaşık bir ruh hali içindedir. Buddy’nin Rose’a olan ilgisi sonunda meyvesini verir genç kızla küçük ergenimiz birlikte olur. Rose sadece ailenin hayatını değiştirmekle kalmaz geldiği kasabada da uçarı tavırlarıyla kasabalıların ilgisini çeker. (daha&helliip;)

8
Şub
2012

Don’t Torture a Duckling (1972)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

Don’t Torture a Duckling, gore’un usta ismi Lucio Fulci’nin yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Florinda Bolkan, Barbara Bouchet, Tomas Milian gibi karakteristik yüzlerin yer aldığı 1972 yapımı bir film. Film aslında yönetmen açısından bir önem taşıyor, çünkü Fulci’nin ilk şiddet efekti içeren sahneleri bu filmle başlıyor ve devamı diğer filmleriyle geliyor.

Hikaye İtalya’nın güneyinde, insanların ritüelleriyle yaşadığı küçük bir kasabada geçiyor. Fakat kasaba çocuklarının başı derttedir. En tanınanlarından üçü seri şekilde öldürülür. Birçok şüpheli vardır; çocukların ‘Big Baby’ diye alay ettikleri röntgenci Giuseppe veya voodoo büyüsü ile haşır neşir Francesco, bir de ilk sahnede kanlı ellerle gördüğümüz kadın Maciara var. Maciara, ölü çocuk doğurmuş ve akli dengesini bu nedenle kaybetmiştir. Maciara ölen üç çocuğun kilden vodoo bebeklerini yapmıştır ve en fazla şüpheyi o çekmiştir. Aslında bir de arsız, kendini reşit olmayan bir çocuğa izleten, şehir kızı Patriza var işin içinde. Acaba hangisi katil? Hepsi sorgulanır fakat sanılanın aksine hiç biri suçlu değildir. Bu trajik ve şiddet dolu hikayenin asıl suçlusu en güvenilen adam mıdır yoksa? Bu sorunun cevabını Fulci sağ gösterip sol vurarak veriyor. Herkes aklı başı yerinde olmayan sosyal anlamda dışlanmış karakterlerden şüphelenir. Bu durum her daim güncel olan bir sorundur. Yönetmen bu durumu vurgulayarak aslında toplumsal bir mesaj da gönderiyor.

Don’t Torture a Duckling seri katil cinayetlerini barındıran bir film; fakat öldürülenler ne seksi kadınlar ne de katilin işine burnunu sokan adamlar. Bu kez çocuklar öldürülüyor ve başladığı andan itibaren bizi suçlu arama cümbüşüne ortak ediyor. Film boyunca, şüpheli birçok çılgın insan karşımıza çıkıyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni