Türk sinemasının çakma filmler furyasından nasibini ziyadesiyle almış bir film olan Sapık Kadın’ı muhtemelen izlemeyen yoktur. Bu yüzden bu yazıda bu filmle ilgili bir takım isyanlarımı dile getireceğim.
Öncelikle Perihan Savaş’ın canlandırdığı Tülay isimli kadın karakteri -ki kendisi filmin adı Sapık Kadın olduğu için izleyicinin gözünde filme 1-0 yenik başlıyor- sapık değildir. Kendisi depresyondadır. Kendisine yapılanlar yüzünden depresyondadır ve en sonunda delirir. Sapıklıktan kasıt telefon sapıklığıysa o ayrı. Çünkü kadının Tarık Tarcan’ın hayat verdiği Ahmet isimli karaktere yaptığı tek kötülük geceleri telefonla arayıp uykusundan etmesidir. Bir de kızının tavşanını öldürüyordu ama ona da kılıf uydurdum, daha geleceğiz oraya.
Muhtemelen izlemeyen yoktur diye başlamıştım fakat yine de kısa bir özet geçeyim. Ahmet avukattır. Hüdaverdi’ninkilere çok benzeyen gözlüklerini takıp davalara girmektedir. Hukuk alanında parlayan bir yıldızdır. İş hayatındaki başarısı aile hayatında da sürmektedir, bir kızı ve kendisini çok seven, benim ise android olduğundan şüphelendiğim bir karısı vardır. Ahmet’in yolu gazeteci Tülay ile kesişir, karısı ve kızının kayınvalidesinin yanına gitmesini fırsat bilen Ahmet, Tülay ile orada burada sevişmeye başlar. Hevesini aldıktan sonra Tülay ile ayrılır. Tülay ise Ahmet’in peşini bırakmaktan yana değildir… (Gizemli gibi bitirdim.) (daha&helliip;)
![Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...](http://www.linkwithin.com/pixel.png)