Bir kadın film ekibi film çekmek üzere Afrika’ya giderler. Luce Habit (Rula Lenska) ekibin yönetmenidir. Filmin erkek başrol oyuncusu kampı terk eder. Bunun üzerine Luce yeni bir erkek oyuncu bulmak için Londra’ya gider ve yeni başrol oyuncusu Ray (Robin Askwith) ile geri döner. Filmi çekerken sadece kızlardan oluşan bir köy bulurlar. Köyde yaşayanlar Ray’in Queen Kong için çok iyi bir kurban olduğunu düşünerek onu kaçırırlar. Beklenen olmazi Queen Kong Ray’i yemez; çünkü ona aşık olmuştur. Filmin geri kalanı orijinal King Kong’la neredeyse aynı, Queen Kong İngiltere’ye götürülür ve tutulduğu yerden kaçar.
Filmin ilk otuz dakikası kelimenin tam anlamıyla bir zaman kaybı. Queen Kong’dan eser yok. Kendisini ancak otuz dakika sonra görüyoruz. Görüldüğü oldukça zavallı birkaç sahneden sonra, yaklaşık yirmi dakika sonra, Queen Kong yakalanıyor ve İngiltere’ye götürülüyor.
Filmin tamamı için fiyasko demek sanırım yanlış olmaz. Oyunculuk, efektler son derece kötü. Belki de filmle ilgili tek iyi şey, güzel kızların oynuyor olması. Anlaşıldığı üzere film King Kong’un bir paradosi niteliğinde. Film ucuzluğundan ötürü komik fakat sanırım yönetmen bunun farkına varmamış ki komik olmaya çalışan sahneler, diyaloglar, şarkılar ve danslar eklemiş. Filmi izlerken bazı bölümlerde sanki bir müzikal izliyormuş hissine kapılabilirsiniz. (daha&helliip;)