iyiköfüfilm

20
Eyl
2012

Re-Animator (1985)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

1985 yapımı “Re- Animator”, Howard Phillips Lovecraft’ın “Herbert West—Reanimator” adlı kısa öyküsünden uyarlanan Stuart Gordon yönetmenliğinde korku- komedi türünde kült bir yapım. “Re- Animator”, hem serisinin başlangıcı hem de kendine özgü atmosferiyle akıllara zarar ikili Stuart Gordon ve Brian Yuzna ürünü. Filmin yapımcılığını yapan usta yönetmen Brian Yuzna ise serinin devamındaki iki filmi olan “Bride of Re-Animator”, “Beyond Re-Animator” adlı filmlerin yönetmenliğini yapmıştır. Başrollerinde, Stuart Gordon’ın daha sonra diğer bir kült yapımı olan “From Beyond”da beraber çalışacağı Jeffrey Combs ve Barbara Crampton’ın yanı sıra “Bride of Re- Animator”de de yer alan Bruce Abbott ve David Gale  bulunmaktadır.

New England’daki Fantastik Miskatonik Üniversitesi’nde tıp öğrencisi olan Dan (Bruce Abbott), öğrenci evi geçim derdine düşmüştür. Dan, ev arkadaşı olarak İsviçre’den yeni gelen, tıbbi araştırmalar yapan Herbert West’i (Jeffrey Combs) alır. Dan’in kız arkadaşı ve tıp fakültesi dekanının kızı Megan (Barbara Crampton), West’le tanıştığı andan itibaren onda ters giden bir şeyler olduğunu Dan’in kafasına vura vura anlatmaya çalışır. Kendini deneylerine fazlasıyla kaptırmış çılgın bilim insanımız West’in deneyleri, karakterlerimizin her birini zıvanadan çıkarır.

 80’lerin en önemli üçü bir arada (korku- komedi-gore) filmlerinden olan “Re- Animator’de West, fosforlu kalem suyu şişesiyle ölmüş kişileri yeniden canlandırmaktadır. Bu şişeden her türlü nasibini alan karakterlerimizin de yaşadıkları hayat, hayat olmaktan çıkar. Film ve hikaye, Mary Shelly’nin Frankenstein’ını alıp ağır bir çekiçle kafasına vurur. Hatta serinin devamındaki “Bride of Re-Animator”, “Frankenstein’ın Gelini” gibi yola devam eder. (daha&helliip;)


Korkunç olmayan gülünç bir şey hiç görmedim. Eğer acıya neden oluyorsa komiktir; acıya neden olmuyorsa da komik değildir. ” – W.C. Fields

Bu konuda ilk akla gelen karakterlerden biri Ash (Bruce Campbell). Evil Dead : Dead by Dawn (1987) filminde ruhu ele geçirilmiş kız arkadaşı Linda’yı katlettikten sonra, şüphesiz ki karşılığını alması mümkündü. Ama Evil Dead serilerinde “zamana karşı yarışmak” gibi bir durum sözkonusu değil. Linda’yı parçalar halinde huzura erdirdikten sadece dakikalar sonra, sağ eli onu dövmeye başlar ve kafasında mutfak alet edevatlarından oluşan bir koleksiyonu kırar. Bütün bu olanlara karşılık, tabi ki o da boş durmaz, testeresine uzanıp kendi kendini doğramaya başlamaya hazırlanmadan önce “Şimdi kim gülüyor?” şeklinde bağırır.

İzleyicilerin güldüğü kesin. Sam Raimi’nin bu remake filmi Video Nasty ile Laurel ve Hardy birleşimi gibi. Joe LoDuca’nın 20ler tarzı soundtrack müzikleri eşliğinde, Ash’in eli fare deliklerine girip çıkıyor, etrafında dönüyor, gülüyor. Silahıyla vurduktan sonra sonunda Ash onu içinde Ernest Hemingway’in A Farewell to Arms kitabının bulunduğu bir kovanın altında yakalıyor. (daha&helliip;)


13
May
2012

En iyi 20 Korku Filmi Seks Sahnesi

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Seks ve şiddet… Beraber dondurma ve pasta gibi gidiyorlar, değil mi? İzlediğimiz çoğu korku filmi şiddet açısından tatmin edici olsa da peki ya seks? İkisi bir arada oldu mu ortaya gerçekten lezzetli işler çıkabiliyor.  Bu lezzetli ikilinin bir arada olduğu fakat bazı anlarda da bu ikilinin bir araya gelişiyle şiddetin boyutunun daha da arttığı, korku filmlerindeki en iyi seks sahnelerini sizler için listeledik. (daha&helliip;)


14
Ara
2010

Brian Yuzna Röportajı

Röportaj kategorilerinde yayınlandı.

Society (1989), Bride of Re-Animator (1989), Return of the Living Dead 3 (1993), The Dentist 2 (1998)  gibi kült olmuş bir çok filmin yönetmenliğini yapan ve Re-Animator (1985), From Beyond (1986), Dolls (1987) gibi hafızalardan silinmeyen pek çok filmin de yapımcısı olan Yönetmen, Prodüktör ve Senarist Brian Yuzna ile yaptığımız röportajı sizler için yayınlıyoruz.

Tolga Demirtaş: Merhaba Bay Yuzna, röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu benim için gerçekten büyük bir onur. Öncelikle son zamanlarda neler yapıyorsunuz? Yeni projelerinizden bize biraz bahseder misiniz?

Brian Yuzna: İspanya ve Endonezya’da geçtiğimiz on yıl boyunca çalıştıktan sonra (ve son filmim olan AMPHIBIOUS 3D’nin VFX ve prodüksiyon sonrasını tamamlarken Hollanda, Belçika ve Finlandiya’da geçirdiğim geçen yıldan sonra), Los Angeles’ a geri döndüm ve çeşitli projeler üzerinde çalışmaktayım.  Bunlar, NECRONAUTS (Terry Bissson’un kısa hikayesinden bir uyarlama), THE MEN (senaristi Dan O’Bannon; ve yönetmeni Stuart Gordon), RE-ANIMATOR devam filmi ve diğer çeşitli projeleri kapsıyor.

T.D.: İspanya’da Filmax için Fantastic Factory’de korku filmleri yapıyordunuz, fakat öğrendiğim kadarıyla artık orada çalışmıyorsunuz. Bunun sebebi nedir ve bu sizin için nasıl bir deneyimdi?

B.Y.: Fantastic Factory benim için mükemmel bir deneyimdi. Yıllardır bir “marka” yaratmaya çalışıyordum ve nihayet Filmax’ı buldum. Filmax prodüksiyonda yer almak isteyen İspanyol bir video distribütörüydü ve benim fikirlerimi beğendiler, sonrasında onları uluslararası müşterilerle tanıştırdım. Böylece, İspanya’da tam bir film prodüksiyonu konsepti oluşturmayı başardım – bu İspanya sinema sektörünün başarısına uluslararası piyasada katkı sağlayan bir konseptti.

Fantastik Factory başarılı olunca, Filmax hızla büyüdü ve iç çekişmeler meydana geldi bu da benim etkinliğimi azaltan bir faktör oldu.  Aynı zamanda, İspanya’da  Avrupalı olmayanlar, özellikle Amerikalılar için nitelik kazanmasını daha da zorlaştırmak için teşvik yasalarında değişikliğe gidildi. Fantastic Factory ile elde ettiğim başarıdan gurur duyuyorum. (daha&helliip;)


The Neanderthal Man 1953, Amerika yapımı, 78 dakikalık, siyah beyaz bir bilim kurgu filmi. Başrollerinde Robert Shayne, Richard Crane ve Joyce Terry’nin olduğu filmin yönetmeni ise E.A. DuPont. Film bazı sahneleri ve konusuyla 1931 yapımı Dr. Jekyll and Mr. Hyde filmini çağrıştırsa da, genel olarak 1980 yapımı Ken Russell’ın Altered States’i tadında bir film.

Film konusu bakımından döneminin oldukça ilerisinde. 50’li yılların tipik Amerikan bilim kurgu filmlerine baktığımızda genel olarak uzaylıların dünyayı istilası ya da istila çabaları konu edilmekteydi. The Neanderthal Man’de ise çılgın bir bilim adamı olan Prof. Clifford Groves’un ( Robert Shayne) çılgın deneyleri anlatılmakta. Prof. Groves geliştirdiği bir serum ile evrimi tersine çevirmiştir. Mağara adamları ve zeka düzeyleri üzerine çalışan bilim adamı deneyini çeşitli hayvanlar üzerinde denemektedir. Keşfini ilk kez bir insan üzerinde denemek içinse hizmetçisini seçer ve kadın bir mağara kadınına dönüşür. Bunun üzerine serum üzerinde tekrar çalışan çılgın profesör, serumu kendi üzerinde dener ve kendisini de bir mağara adamına dönüştürür. İçgüdüsel olarak etrafına zarar vermeye başlayan Profesör, modern insan gözünde bir ava dönüşmüştür. Filmde doktorun laboratuarında geçen sahneler, hareketleri ve yüz ifadeleri 1985 yapımı Stuart Gordon’ın Re-Animator filmine de ilham kaynağı olmuştur.

Filmin makyajları, bir önceki yazıma konu olan, korku ve bilim kurgu sinemasının kötü  ünlü makyaj uzmanı Harry Thomas’a ait. Dönüşüm sahneleri ve mağara adamı makyajı oldukça komik. Ayrıca oyunculuk da bir B film standartlarında. B filmlerinde genel olarak gördüğümüz zayıf oyunculuk, teknik yetersizliklere rağmen senaryo çoğu popüler filme göre başarılı ve diğer filmlere de esin kaynağı olacak türden. Zira kıyıda köşede kalmış birçok B filminin de günümüz sineması üzerindeki etkileri yadsınamaz. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni