“Eğer cehenneme gideceksen…iyi bir nedenle git.”
Lucifer 1973 senesinde küçük bir kıza işkence etmekle ve kız kurusu olmaktan vazgeçerek bir fahişe gibi giyinmeye başlayan bir kadını cezalandırmakla meşguldü. Tıpkı William Friedkin’in “The Exorcist” filmi şimdiye kadar yapılmış en iyi korku filmlerinden biri olarak kabul ediliyorsa Gerard Damiano’nun “The Devil in Miss Jones” filmi de şimdiye kadar yapılmış en iyi yetişkin filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu tabi ki “The Devil in Miss Jones”un şimdiye kadar yapılmış en erotik film olduğu anlamına gelmiyor. Senaryosu ve yönetmenliği Gerard Damiano’ya ait olan “The Devil in Miss Jones”, pişmanlık ve ikinci şanslar üzerine ve bu temaları cinsellik üzerinden işleyen gergin hikaye anlatımına sahip bir film. “Yetişkin filmlerinin” gerçek bir örneği olan Damiano’nun bu filmi 35mm ile çekilmiş olması ve oyuncuların aynı zamanda Grindhouse türü de olsa sinemalarda gösterilen filmlerde oynamış gerçek aktörlerden oluşmasıyla günümüz aşırı gonzo jinekolojik-yakın-çekimlerden oluşan dijital kamera pornosunun tamamen zıttı. Gerard Damiano aynı zamanda “Deep Throat”ın da yapımcısı, yani bu iki filmiyle Grindhouse’u bugünlere getiren iki dönüm noktasına imza atmış bulunuyor.
Miss Jones, büyük şehirde yalnız bir hayat yaşadıktan sonra intihar etmeye karar verir. Bu orta yaşlı kadın (iş işten geçene kadar cinselliğinin doruğunda olduğunu fark etmemiş olan bir kadın) küveti sıcak suyla doldurur ve jiletle bileklerini keser. Georgina Spelvin’in oyunculuğunun yanı sıra film müzikleri de bu sahnenin ciddi ruh halini başarılı bir şekilde yansıtır. Miss Jones yavaş yavaş ölümün soğuk kolları arasına doğru kayar. Sahne, Miss Jones’un ölü ve su üzerindeki bedeninin kızıl renkli ıslak mezarının statik çekimleriyle son bulur. Bu etkili görüntüyü izlerken onun için sempati duydum ve aynı zamanda yalnızlığının boyutlarını da hissettim. (daha&helliip;)