iyiköfüfilm

9
Kas
2013

The Cabin in the Woods (2012)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the-cabin-in-the-woodsDrew Goddard’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “The Cabin In The Woods”, Goddard’ın senaryoyu birlikte yazdığı arkadaşı Joss Whedon ile görsel efektleri yapamadıkları şeylere saklama merakıyla başlıyor. Alias ve Lost’un prodüktörlüğünü ve yazarlığını yapmış olduğunu öğrenmem bir şey ifade etmiyor aslında benim için, bu iki diziden de haz etmiyorum çünkü. Ama ilk yönetmenliğini bu filmle yapmış olması ekstra harika, çünkü film sarkastik bir korku çorbası! 

Ne kadar az CGI, o kadar iyi makyaj mottosuna sadık kalan yönetmen ve ekip, görsel efektlerin gerçeğin yerini tutmamasında hemfikir. Ama efektler kostüm ve makyajla da ancak bir yere kadar gidebildiği için sadece ve sadece yapamadıkları durumlarda görsel efekt kullanma sözüne sadık kalmışlar. Labirentli sahnelerde kullanılan bilgisayar efekti basit olmasına karşın labirent/mühendislik açısından daha karışık bir tarafı da var. Aynı zamanda ağız sulandıran canavarların hücum etme sahnesi öyle bir hal alıyor ki, sırf hangi canavar nerde, kime saldırıyor derken ufak tefek hatalar göze batmıyor bile. Şeffaf dönen küplerin birbirlerine uyum sağlayacak şekilde durdurulmaları baya zor olmuş. Çoğunu yeşil ekranda çekip kalanını sonradan eklemişler. Asansörlü sahnede özellikle(o kadar fazla asansör var ki) rastgele canavar çekimi yapmışlar. Küpleri de yine somut şekilde nasıl kullanacaklarını belirleyebilmek için en ufak küpün içine kocaman böcekler koyup onlarla çalışmışlar.

Beyindeki tetris olayı hesabının yani bu canavarların asansörden puzzle halindeki çıkış fikri detayının ayrıntılı şekilde işlenmiş olması da ayrı bir eğlenceli! (daha&helliip;)


Die-Screaming,-MarianneTürkiye’de “Çığlıklar Arasında” ismiyle bilinen Die Screaming, Marianne, İngiliz yönetmen Pete Walker’ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Susan George ve Barry Evans’ın yer aldığı bir korku-gerilim filmi.

İngiliz yönetmen Pete Walker özellikle 70’li yıllar boyunca korku ve seksploitation türünde işlere imza atmış bir yönetmen. Özellikle bu iki türü harmanladığı filmleriyle bilinen yönetmen, filmlerinde genellikle otoriteyi temsil eden bir figüre ve ahlaki ve toplumsal kurallara uymadığı için cezalandırılan bir karaktere yer verir. Otoriteyi temsil eden figürler genellikle rahip ya da yargıç olurken cezalandırılan ise genellikle genç bir kadındır. Andrew Sachs ve Sheila Keith ise filmlerinde sıklıkla yer verdiği iki isimdir.

Hikaye büyük ölçüde korku- gerilim ve dönemin popüler türü giallo arasında gidip gelmekte. Büyüleyici yıldız Susan George, ailesiyle yaşadığı Portekiz’den kaçarak İngiltere’ye gelen dik başlı Marianne’ye hayat veriyor. Babası eski bir yargıç olan Marianne annesinin ölümünün ardından büyük bir servete konar ve 21 yaşına ulaştığı anda para kendisinin olacaktır. Üvey kız kardeşi ve babası portekiz’e dönmesi için yolunu gözlerken (!) o sadece paraya değil aynı zamanda babasının kirli işlerine dair sırlara da ulaşmıştır. Ana hikaye olarak bu çerçevede geçen film, önemsiz alt hikayeleri de içinde barındırıyor. Oldukça tutarsız bir şekilde ilerleyen senaryo, bir sahneyi anlamaya çalışırken birden başka bir sahneye atlıyor. (daha&helliip;)


8
Ağu
2013

Deadly Prey (1987)

B-Film kategorilerinde yayınlandı.

deadly_preyDeadly Prey video döneminde birçok kez kiralayıp defalarca izlediğim, B türü bir aksiyon filmi. American Film Market tarafından Mart 1987’de piyasaya sürülen filmin yönetmeni David A. Prior. Ayrıca filmin başrollerinde oynayan Ted Prior da yönetmenin kardeşi.

Deadly Prey eski bir deniz komandosunun, ölümcül bir insan safarisi için kaçırılması ve bu ölümcül oyundan kurtulma hikayesini anlatır. Film genel olarak Sylvester Stallone’nin başrolünde yer aldığı 1982 yapımı First Blood filmini anımsatmakla birlikte ona göre adrenalin ve aksiyon açısından daha tatmin edici bir film.

Hogan isimli bir albay, eğitim verdiği paralı askerlerine ormanda avlanmaları için insan kaçırıp, onlara yem olarak sunar. Bu eğitimde hedefler canlıdır, her şey yolunda giderken yanlış bir adama denk gelir ve kaçırdığı Mike Danton, eski bir Vietnam gazisidir. Fakat Mike’ın kolay lokma olmadığını anladığını anda ailesini kaçırır ve Mike da hem kendi özgürlüğü hem de ailesini kurtarmak adına amansız bir mücadele ve intikam içine girer.

Başkahraman Mike Danton bir kahramandan daha fazlası olarak karşımıza çıkıyor. Doğal şartlar altında hazırladığı daldan yapılmış hançerler, bubi tuzakları ile maharetlerini gözler önüne seriyor.

Filmin ilk yarısında kahramanımız Danton, ormanın derinliklerinde kısa Jean şortu ile Tarzan ve Predator karışımı bir şekilde sağa sola koşturuyor. İkinci yarıda ise Rambo ve Komando karışımı bir hal alıyor. Filmdeki aksiyon sahneleri her B filmde olduğu gibi ucuz, fakat rahatsız edici değil. Sürekli devam eden tempo bunları görmezden gelmenizi sağlıyor. Bir filmde görebileceğiniz en fazla adam öldürme sahnesini Deadly Prey’de izlemeniz mümkün. Fakat oyunculuklar da bir o kadar kötü.
(daha&helliip;)


27
May
2013

Absurd (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

absurdYönetmenliğini Joe D’Amato’nun yaptığı, senaristliği ise George Eastman’a ait 1981 yapımı İtalyan korku filmi Rosso Sangue, Anthropophagus 2, Horrible ve The Grim Reaper 2 isimleriyle de biliniyor.

Absurd, İngiltere’de yayınlanan Video Nasties listesine girmiş, yasaklı filmlerden birisi. 1984 yılında İngiltere’de yasaklanan filmin piyasada “cut” ve “uncut” versiyonları bulunmakta. İngiltere’deki Medusa Home Video’dan çıkan Absurd, diğer Video Nasties filmleri gibi video kaset koleksiyonerleri arasında oldukça değerli ve aranan bir film.

Film, Amerika’da 80’li yıllarda Wizard Video tarafından Monster Hunter ismiyle piyasa sürülmüş. Ayrıca Alman black metal grubu Absurd’e de ismini bulmasında ilham kaynağı olmuş.

Absurd, Joe D’Amato’nun erken dönem filmleri kadar başarılı olmasa da içerdiği aşırı gore sahnelerle türün fanlarını ve D’Amato hayranlarını tatmin edecek boyutta.  Filmin senaristi ve aynı zamanda başroldeki cani karakteri canlandıran George Eastman, D’Amato’nun fetiş oyuncularından biri. D’Amato birçok projeye George Eastman ile birlikte imza atmıştır.

Absurd, bir rahibin bir adamı kovaladığı gotik bir sahne ile açılıyor. Anthropopaghus’un son sahnesinde George Eastman’i iç organlarını yerken bırakıyorduk. Burada da ilk filme bir gönderme gibi George Eastman ilk sahnede karnı yarılmış ve iç organları elinde bir şekilde çıkıyor. Vahşet sahneleri haricinde filmin temposu son yarım saat hariç çok yüksek değil. Son yarım saatte şiddetin artmasıyla birlikte tempo da oldukça yükseliyor. Buna Carlo Maria Cordio’nun sinir bozucu müziği de eklenince, izleyiciyi oldukça rahatsız eden son bir 30 dakika ortaya çıkıyor. (daha&helliip;)


30
Nis
2013

Angel (1984)

B-Film kategorilerinde yayınlandı.

angel15 yaşındaki Molly, okulunda çok başarılıdır. Öğretmenlerinin gözdesi bu kızın bir sırrı vardır. Geceleri “Angel” adıyla fahişelik yapmaktadır! Öğretmenlerinden gizlemektedir ama annesi onu terketmiştir ve babası ölmüştür. Bu yüzden para kazanmalıdır ve bulduğu tek yol budur. Solly adında erkeksi ve ağzı bozuk bir kadının (Susan Tyrrell) pansiyonunda kiralık bir odada kalmaktadır. Odası, yaşadığı bu ikili hayata kontrast oluşturacak şekilde, 15 yaşında bir kıza uyan pembelerle, kurdele ve ponponlarla süslenmiştir. Komşularından birisi iyi yürekli yaşlı travesti Mea’dir (Dick Shawn). Kit Carson adında, hala filmlerde kovboy rolü oynadığını zanneden yaşlı bir adam (Rory Calhoun) da dahil olunca, Molly’nin alternatif ailesi tamamlanmaktadır.

Bu başarıyla gizlenmiş ikili hayat kötü bir hadise sonucu yerle bir olur. Sokaklarda dolaşan bir seri katil vardır ve fahişeleri öldürdükten sonra tecavüz etmektedir. Bu nekrofilin son kurbanı Angel’ın bir meslektaşı olur ve Angel katili görür. Bundan sonra devreye polis girer ve Teğmen Andrews (Cliff Gorman), Angel’ın sırrını keşfeder. Fakat küçük kızın daha büyük sorunları vardır çünkü katil onun peşine düşmüştür. 

Konusundan da anlaşılabileceği gibi filmdeki polisiye ve gerilim unsurları istismar öğelerini bir adım geriden izliyor. Konu 15 yaşında bir fahişenin başından geçtiği için haliyle rahatsız edici. Neyse ki Angel’ı erişkin bir aktrist canlandırıyor ve sadece iç çamaşırlarına kadar soyunuyor. Herhangi bir müşterisiyle ilişkiye girdiği gösterilmiyor. Filmdeki birkaç meme gösterisine Angel’ın dışındaki kızlar katılıyor (Aslında bu istismar kalıplarına uymayan bir şey. Neyse…). Angel’ı canlandıran Donna Wilkes 15 yaşında bir fahişeyi canlandırabilecek şekilde minyon tipli bir aktris. Fakat her ne kadar saçlarını iki yandan at kuyruğu yapsa da yüzü yaşını belli ediyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni