iyiköfüfilm

29
Ağu
2013

Madman (1982)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

madman80’li yılların başında slasher filmlerinin popüler lokasyonu, göl kenarındaki kamp mekanlarıydı. Bu klişenin sürekli tekrarlanması türün fanları için küçük bir sorun olsa da lokasyonu başarıyla kullanan Friday the 13th ve The Burning gibi filmler de yok değil. The Burning’de olduğu gibi Madman filminde de senaryo oldukça basit. Kamp ateşi etrafında anlatılan korkunç bir hikaye ve sonrasında yaşananlar…

Madman’de bir slasherda olması gereken tüm unsurlar mevcut. Basit bir hikaye, cinsel olarak aktif bir gençlik grubu, vahşi ölüm sahneleri… Film her ne kadar çekildiği dönemde çok popüler olamamış, Paramount ya da Warner Bros.’un desteklediği yapımlar gibi büyük sinema salonlarında değil, çoğunlukla drive-in sinemalarında gösterilmiş olsa da zamanla kulaktan kulağa yayılarak, videonun da etkisiyle birçok kişiye ulaşmış ve türünün en iyi örneklerinden birisi olarak kabul görmüştür.  

Senaristliği ve yönetmenliği Joe Giannone’ye ait Amerikan yapımı Madman’in başrollerinde Gaylen Ross ve Tony Fish yer alıyor. Gaylen Ross’u George Romero’nun 1978 yapımı filmi Dawn of the Dead’den hatırlamak mümkün. Film aynı zamanda Madman Marz ve The Legend Lives isimleriyle de biliniyor. Türün filmlerinde sıkça karşılaştığımız korkunç bir hikayenin anlatıldığı, ateşin etrafında oturan gençlerden oluşan tipik bir sahneyle açılan filmde, gençlerden Max arkadaşlarına Madman Marz’ın gerçek hikayesini anlatır. (daha&helliip;)


7
May
2012

Blood and Roses (1960)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Uzun yıllardır saygı duyularak bilinen ve vampir mitine farklı bir yaklaşım getiren bu Roger Vadim filmi, sinema tarihindeki önemli yerini halen korumaktadır. Geçmişe dönüp baktığımızda, bu filmde zarif ve şık bir hikaye görüyoruz, aynı zamanda Sheridan Le Fanu‘nun Carmilla karakterinin erotizmini beyazperdeye en başarılı şekilde uyarlayan bir kaç filmden biridir.

1961 yılında ise durum farklıydı. O yıllarda, Hammer’ın abartılı bir yaklaşım sergilediği Dracula uyarlamasının yanında, Blood and Roses filminin hafif kaldığı ve biraz da sakin olduğu şeklinde yorumlar yapılmıştı. Değerli olduğu kabul ediliyordu ama korku filmi öğelerine sahip olmadığı söyleniyordu. Yönetmen Vadim’in ticari kaygılar ile sanatsal sunum arasında bir yerlerde kaldığı, eski moda tutuculuk ve Fransız New Wave akımı arasında bulunduğu söylenirken, duygusal öğeleri ön plana çıkarmak uğruna şiddet öğelerini feda etmesi eleştirilmişti.

Bu eleştiriler tamamıyla haksız sayılmaz, Vadim’in sanatsal içgüdüleri filmin açılışından itibaren açıkça görülüyor, Le Fanu ismine filmin belirsizliğini korumak adına yer verilmiyor. Annette Stroyberg (Carmilla) ve yardımcı oyuncu Elsa Martinelli aşk ve ölüm bahçesindeki kırılgan çiçekler gibi sunuluyor. Filmin en dikkat çeken sahnelerinden biri, serada iki kadının ani yakınlaşması, bu konsepti tam olarak somutlaştırıyor. Bu, homoerotik sinemanın önemli sahnelerinden biri – arka planda yağmurdan ıslanmış kadınlar birbirlerine bir öpücük verirken seranın camlarının nemlenmesi.

Kan dökmek bu tür filmlerde eşcinsel birlikteliğe göre daha kabul edilebilir olduğundan, bu sahnenin ön plana çıkışını hatırlamak biraz garip. Dramatik yaratıcılık yönü düşünülmediğinde bile aslında bu sekans ana karakterin içinde bulunduğu temayı yansıtıyor, ödüllendirilmeyen aşkın onun en büyük laneti oluşu. Bu duruma farklı bir bakış açısı getirilirse, yaygın olarak heteroseksüel romantizmin bir sembolü olarak görülen güllerin onu reddetmekten başka çareleri yok çünkü eşcinsel tutku nedeniyle yok ediliyorlar. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni