iyiköfüfilm

Son yıllarda özellikle Quentin Tarantino sayesinde grindhouse filmleri sinemaseverler arasında tekrar popülarite kazanmaya başladı. Gayrıresmi şekilde Tarantino, kendisini Amerikan istismar sinemasının kaybettiklerini kazandırmak adına bir sorumlu olarak seçti, Switchblade Sisters gibi filmleri hatırlatmayı üstlenmek yanında tabi ki aynı zamanda sinema izleyicilerini unutulmuş ve sıradışı filmleri araştırmaya yönelten referansların bulunduğu filmler yönetti. (Şunu da unutmamak gerekir ki Tarantino daha büyük izleyici kitlesi tarafından bilinen filmler konusunda da bir otoritedir.)

Daha sonra Grindhouse (2007) ortaya çıktı, Rodriguez ve Tarantino tarafından ortaklaşa yapılan büyük ilgi gören ve zevkle izlenen iki filmden oluşan bir proje. Gişe hasılatından daha önemli olan şey ise kült filmlere ilgi duyan sinemaseverlerin aklına grindhouse terimini tekrar yerleştirmesiydi. O günden sonra grindhouse, the real McCoys tarafından yapılan çift filmlerin pazarlama terimi olarak da kullanıldı. Aynı zamanda Hell Ride, Machete gibi taklitler ve Hobo with a Shotgun gibi yeni filmler de ortaya çıktı.

İstismar sineması geleneksel, iffet taslayan ve de kitleleri sıradanlığa alıştıran filmlere karşı bir tepkiydi. Özünde yatan içgüdü aslında benzer yönlere sahip mesela para kazanmak. Bunun yanında Jack Hill, Herschell Gordon Lewis ve Roger Corman gibi yönetmenlerin çalışmaları takdir edilesi çünkü amaçları ödüllerin peşinden koşmak ya da sosyal bilinçli taklidi yapmak değil. Düşük bütçeli korku filmleri, çete filmleri, erotik filmler ya da blaxploitation filmleri yapan yönetmenler bütçenin azlığından dolayı hızlı çalışmak ve idareli davranmak zorundalar. (daha&helliip;)


27
Nis
2012

“Korku” Nedir?

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.


Dracula (1931) 

Macar oyuncu Bela Lugosi popüler kültürün en ünlü canavarını başarıyla canlandırmıştı.

Korku gerçekliktir. Tasavvurdur. Önünüzde bıçağını kaldırmış bir şekilde bekleyen katille yüzleşmeniz gerektiği gerçeğidir. Yerdeki ölü eşinizdir. Aynadan sarkan et parçasıdır ve ileriden bir kamyonun hızla geldiğini gördüğünüz sokağa topunun peşinden fırlayan çocuktur. Kulağınızın içinden çıkan böcektir. Güç sahibi Nazi’lerdir.

“Korku” ve “dehşet” arasındaki fark nedir? Korku sonradan gelendir. Dehşet ise şüphedir, endişedir. Korkunç bir şey olacağına dair endişelenirsiniz. “O ses neydi?”, “Bebeğim nerede?”, “Erkek arkadaşım?”, “Bu kaşıntı da neyin nesi?”, “Peki ya bu şişkinlik?” Bütün bunlar sizi korkutur. Panik başlar, dehşete düşersiniz. Dehşet kapının arkasındaki şeydir, acının vaadidir. Korku ise düşündüğünüzün gerçeğe dönüşmesidir. Vaadin yerine getirilmesidir.

Sanat ve eğlence olarak korku en başından beri vardı. Aslanların, kaplanların ve ayıların görüldüğü mağara resimlerinden beri. İsa’nın son günleri bir korku hikayesi değil de nedir? Bir kıyım, adaletsizlik, vahşet ve öbür dünya hikayesi değil de nedir? İncil, Kuran, eski Çin ve Japon yazıtları; hepsinde korkutucu ve ruhsal faktörler bulunmaktadır. İnsanoğlunun acı verici sonları ve en kötü korkuları açıkça anlatılmaktadır. Hepsi de son derece gerçek ve kaçınılmaz olan sonumuzun köşe başında bizi beklediğini hatırlatmaktadır. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni