iyiköfüfilm

31
Eki
2010

SS. Sunda Röportajı

Röportaj kategorilerinde yayınlandı.

SS. Sunda (Sandro Yassel Spazio) ile Metin Demirhan’ın blogu sayesinde tanıştım. Blogdaki eski yazıları okurken Metin Demirhan’ın SS. Sunda ile yapmayı planladığı bir röportaj fikri olduğunu ve bunun maalesef gerçekleşemediğini öğrendim. Bu yarım kalmış projeyi hayata geçirmek istedim ve SS. Sunda’ya bir mail attım. Kendisi uzun süre Türkiye’den bir haber alamadığından oldukça şaşırdı ve mutlu oldu. Metin Demirhan’ın ölüm haberini aldığında da bir o kadar üzgündü, ilk verdiği tepki ise “fuck!!! He was too young!” oldu. Metin Demirhan’a yollamış olduğu promo DVD’sinin bende olduğunu öğrenince ve sıkı bir Killing fanı olduğumu duyunca, belgeselinin bir kopyasını bana göndermek istediğini söyledi ve röportaj teklifimi kabul etti. İşte o röportaj…

Tolga D.: Merhabalar, öncelikle bize biraz kendinden bahseder misin?

SS. Sunda: Kendimi yarı underground karikatürist, yarı da bağımsız film yönetmeni olarak tanımlayabilirim. Çizgi romanları ve film izlemeyi çok severim, fakat ilüstrasyonlar ve belgeseller pek ilgi alanıma girmez ama arada atıştırmalık almak gerek..

T.D. Yönetmenliğe nasıl başladın?

SS. Sanırım 1999 yılıydı, arkadaşlar arasında yaptığımız bir şaka neticesinde başladım. Birkaç kısa gore porno filmi yaptım.

T.D. Peki The Diabolikal Super Kriminal belgeseli fikri nasıl ortaya çıktı?

SS. O sıralar uzun metraj bir film çekmek için gerekli paraya sahip değildim ancak yapımcılığını kendimin üstelendiği bir belgeselin altından kalkabilirdim. Bu belgesel için de “Killink/Killing/Sadistik” karakterini seçtim. İtalya’da çoğu kişi tarafından hatırlanmıyorduda. Sanırım sadece Türkiye ve Arjantin’de bu “Suçun Kralı” karakter için daha ciddi ve tarihsel anılar var. The Diabolikal Super Kriminal pahalı bir çalışma oldu aslında ama tabii ki bir kurgusal yapımı düşününce ucuz olduğunu söylemem gerek. (daha&helliip;)


14
Oca
2010

Sadistik!

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Sadistik ve maceraları gerçek olmayan bir grafik şiddet üzerine kuruludur. İskelet kostümlü bir seri katilin bir dizi maceralarını içerir. Karakterimizin maceralarının günümüz film standartlarına göre daha uysal olduğunu söyleyebiliriz. Sadistik’in hikayelerin de korku filmlerini aratmayacak sertlikte sahneler görmek mümkün. 50 yıl geçmesine karşın Sadistik’in maceraları hala heyecan ve korku verici.

Karşılaştığımız çoğu Sadistik hikayeleri 1960’lı yılların İtalyan sinemasına hakim olan suç, korku, ve casusluk öykülerine dayanır. Sadistik’te 007 James Bond’daki gibi güzel kadınlar ve çıplaklık olmazsa olmazlardan biridir.

Serinin tutmadığı ülkelerin başında Amerika gelmektedir. Amerikan halkının küçük bir azınlığı tarafından takip edilen seri özellikle Avrupa’yı kasıp kavurmuştur. Seriye Amerikalıların ilgi göstermemesinin en önemli sebebi Meksikalıların Santo, Blue Demon serilerinin Amerikalılara daha cazip gelmesi ayrıca Spider-Man, Hulk ve Fantastic 4 gibi kendi kahramanlarını yaratmasıydı.

(daha&helliip;)


10
Ara
2009

Satanik (1968)

B-Film kategorilerinde yayınlandı.

satanik-posterSatanik, isminin çağrıştırdığı gibi içinde Şeytani unsurları içeren bir korku filmi değil. Film aynı yıl çevrilen Mario Bava’nın “Diabolik”i gibi maskeli bir çizgi roman kahramanının adaptasyonu. Yönetmenliğini Piero Vivarelli’nin yaptığı filmin başrollerinde ise Magda Konopka, Julio Pena, Umberto Raho, Luigi Montini yer alıyor. Satanik yüzündeki biçimsiz yaralardan kurtulmak isteyen Dr. Marnie Bannister (Magda Konopka)’in hikayesini anlatmakta.

1964 yılında İtalyan çizgi roman yazarı Max Bunker ( ya da bir diğer ismiyle Luciano Secchi) “Killing” isimli bir seriye başlar. Killing’in her kitapta olmasa da bazılarında alt başlık olarak Satanik ismi geçmekteydi. Seri, başka birçok İtalyan çizgi romanına ilham kaynağı olan 1911 yılında yayımlanan Fransız çizgi romanı Fantomas’dan esinlenmekteydi. Fantomas’da da başroldeki erkek karakter iskelet görünümlü bir kıyafet giymekteydi.

Yönetmen’in Satanik’ten öncede Mister X (1967) adında Diabolik tarzında bir casus filmi daha var. Satanik’ten sonra birkaç Emanuelle filmine imza atan yönetmen Piero Vivarelli ve yapımcı/senarist Eduardo Manzanos Brochero çizgi romanı filme çevirirken oldukça özgür davranmış. Çünkü filmde erkek bir kahraman yok, hatta iskelet görünümlü kıyafet giymiş birisi de yok.  Filmde yukarda da belirttiğim gibi Dr. Marnie Bannister’in hikayesi anlatılmakta. Dr. Bannister yüzündeki yaralardan kurtulmak istemektedir. (daha&helliip;)


2
May
2009

Killing Uçan Adam’a Karşı (1967)

Yeşilçam kategorilerinde yayınlandı.

kilink-ucan-adama-karsi3

60’lı yıllarda İtalya’dan dahiyane bir eser yayıldı dünyaya ve Türkiye’ye. Bu bir fotoromandı. Erotik polisiye mi desem? Sado-mazo mu? Fantastik anti kahraman mı desem? İskelet adam ya da iskelet resimli bir kostüm giymiş ,adı Killing olan bir anti kahraman.

İkinci sayfada Killing şöyle tanıtılıyor: “Dehşet saçıyor, şeytani dehası ile insanlara kabus hayatı yaşatıyor…” Dina adında bir sevgilisi var; seksi, devamlı siyah iç çamaşırlarıyla dolaşıyor (evde tabii ki). Fotoromandaki diğer kadınlar da çıplaklar; her fırsatta iç çamaşırlarıyla kalıyorlar, seksiler. Jartiyer, kırbaçlar, sado-mazo ölümler, işkenceler… İşte böyle bir fotoroman. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni