iyiköfüfilm

17
Eki
2013

Don’t Look Now (1973)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

dont-look-nowNicolas Roeg’in, Türkçe’ye Karanlığın Gölgesi ismiyle çevrilen kült filmi Don’t Look Now, izleyiciyi öngörülemeyen bir kabusa sürüklüyor. İngiliz yazar Dame Daphne du Maurier’in aynı adlı kısa hikayesinden beyazperdeye uyarlanan film, psikolojik bir gerilim. Aynı zamanda yazarın Rebecca, Jamaica Inn ve The Birds gibi hikayelerini usta sinemacı Alfred Hitchcock da beyazperdeye uyarlamıştır. Daphne Du Maurier’in hikayeleri yıllar içerisinde çeşitli film yapımcıları tarafından keşfedilmiş ve uyarlanmaya başlanmıştır. Hikayeleri genellikle korku, gotik ve doğaüstü imgeler üzerine kurgulanmıştır. Fakat bu imgeleri kullanırken melodramı da çok başarılı bir şekilde hikayelerine katmıştır.

Don’t Look Now filminde de yukarıda bahsettiğimiz gibi korku, gerilim, gotik ögeler melodram ile bir araya gelerek, sinema çevrelerince kabul gören gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden birisini ortaya çıkarmıştır. Filmi iki aşamada ele almak mümkün. İlk aşamada çocuklarını kaybettikten sonra evliliklerinde yaşadıkları sorunları, diğer bölümde ise çocuklarını kaybetmenin verdiği üzüntüyü atlatmak amacıyla Venedik’e gitmeleri ve burada yaşadıkları gerilim dolu hikaye ele alınıyor.

40 yılını dolduran film hem görsel zenginliği hem de başrol oyuncuları Julie Christie ve Donald Sutherland’in arasında geçen tartışmalı seks sahnesiyle hafızalarda yer etmiş durumda. Film, kasvetli bir İngiliz kırsalı sabahı ile başlıyor. John Baxter (Donald Sutherland) ve eşi Laura (Julie Christie) evde kendi işleri ile uğraşırken, iki çocukları dışarıda oyun oynamaktadır. Birden John, dışarıya koşmaya başlar ve kızını gölette boğulmuş halde bulur. Laura ise çığlıkları duyup dışarı çıktığında korkunç manzara ile karşılaşır. (daha&helliip;)


7
Kas
2011

Robotların Beyazperdeyi İstilasi

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Robotların bizi ürküten yanı nedir? Bizi huzursuz eden şey, düşünen makinelerin varlığı mı yoksa? Robotların, üretimde kullanılmasıyla milyonlarca işsizin ortaya çıkacağını düşünmek mi? Artık robotlar, filmlerde başrolleri parselliyorlar. Yakın gelecekte süper starların pabuçları belki de dama atılacak. Robotlar konusunda olumsuz düşünmemizde filmlerin rolü büyük. Bazen tersi de gerçekleşebiliyor. Örneğin West World  filminde Richard Benjamin’in, güzel bir fahişe robotla sevişme sahnesi görüntüleniyor. Kamera, sürekli güzel robotun elmas gözlerindeki derin anlamı ve yaratılan anlamlı bakışları yakalıyor. Tüm bunlardan çıkardığımız, bizi robotlardan ürküten sadece onların metalik soğukluğu ve akıllı fakat duygusuz oluşları.

Robotların ilk ortaya çıkışı 1926 yılında Metropolis filmiyle gerçekleşir. Fritz Lang tarafından çekilen bu film, 2000 yılında yeraltında çok ağır şartlar altında yaşayan işçilerin yaşamlarını konu alır. Maria adındaki genç ve güzel bir kız, işçilerin isyan etmelerini engellemeye çalışmaktadır. Ancak manyak bir kaşif, Maria’nın aynısı bir robot yaparak işçileri isyana teşvik ettirir. Bu film, robotlar ve bilgisayarlar konusunda insanların canını sıkan üç şeyi açıklamaya çalışmaktadır; robotlar insanlardan güzeldir, robotlar insanları taklit ederek onların yerini alabilirler ve robotlar insanları üzmezler. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni