iyiköfüfilm

13
Ara
2011

Top 10 Lezbiyen Vampir Filmleri

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

10. Dracula’s Daughter (1936)

Film, Universal’ın Dracula’sının devamı ve bir öncekinin tam da bıraktığı yerden devam ediyor. Kurnaz Lugosi’yi bir tabut içinde ve Van Helsing’i onun katili olarak tutuklanmış görüyoruz. Bu prodüksiyonun odak noktası, şaşırtıcı derece melankolik olan Gloria Holden’ın oynadığı Dracula’nın kızı, Macar kontes Maja Zaleksa üzerinde. Dracula’nın babası olduğu diğer kızlar arasından sıyrılıp nasıl en öne çıktığı hala cevaplanamamış olsa da aynı klasik repliği ondan da duyuyoruz: “Ben şarap içmem.”

Asıl peşinde olduğu psikiyatrist Dr Jeffrey Garth (Otto Krueger) olsa da aynı zamanda iki kadın kurbanı daha var. Çekildiği zaman için çok da şaşırtıcı olmayan bu lezbiyen durum çok ince şekilde işlenmiş ama bu listeye girmeyi kesinlikle hak ediyor. Dracula’s Daughter film tarihindeki ilk lezbiyen vampir olabilir ama bundan daha da önemlisi kendisi aynı zamanda insan kanına olan tutkusuna karşı psikolojik çare arayan ilk neurotik vampir.

(daha&helliip;)


19
Tem
2011

Vampyres (1975)

İstismar Filmleri Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Biraz klişe bir başlangıç olacak belki ama Jesus Franco’nun Vampyros Lesbos’u ya da Jean Rollin’in Daughters of Darkness’ı ne ise, José Ramón Larraz’ın Vampyres’i de o minvalde bir cevher. 1970’lerin “erotik lezbiyen vampir” çeşitlemeleri furyasının kanımca en nadide örneklerinden biri.

İki kadının sevişirken,  yüzünü göremediğimiz biri tarafından silahla öldürülmesi sahnesiyle açılan film, akabinde Ted (Murray Brown) adındaki bir adamın otele kayıt yaptırmasıyla devam ederek, seyirciye pek de anlamlı gelmeyen bir seyir izlemekte. Filmin yavaş yavaş açılacağının (!) sinyallerini ise jenerikte uçuşan yarasalardan almak mümkün. Bu arada karavanlarıyla kısa bir tatil için yola çıkmış bir çift, Viktoryan tarzı bir malikanenin yanına konuşlanmayı tercih eder. Çiftlerden Harriet (Sally Faulkner), henüz yolculuk halindeyken yol kenarında gördükleri iki kadını aklından bir türlü silememekte, çareyi sanatsal çalışmalar yapmakta bulmaktadır. Bu arada sevgilisi John (Brian Deacon), tam bir hödük gibi davranarak Harriet’ın korkularını ve endişelerini yok saymaktadır. Merak etmeyin kızlar, bu tip filmlerin standart kodu olarak, filmin sonunda intikamımız nasıl olsa alınacaktır. Peki ama Harriet’ın korkularının kaynağı kadınlar, aslında kimdir?

Filmin ana karakterleri, işte yol kenarında otostop yaparak kurbanlarını avlayan Fran (Marianne Morris) ve Miriam’dır (Anulka Dziubinska). (daha&helliip;)


16
Nis
2009

The Coming of Sin (1978)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the-coming-of-sinBence Jose Ramon Larraz’ın sinematografisindeki en tuhaf film The Coming of Sin (La Visita del Vicio). Bayağılıktan kurtulmaya çalışmasına ve  bu sebeple erotik yaklaşımı en azda tutmaya çalışmasına rağmen, film bütçesizlik sıkıntısının yarattığı  bayağılıktan kurtulamamış. (filmdeki en pahalı şey meşhur at maketidir.) Larraz bütçesizlikten dolayı filmde çoğu amatör olan oyuncularla çalışmıştır.

Film neredeyse temasız diyebiliriz. Lorna, kocası uzun zaman önce trafik kazasında ölmüş bir duldur.Ülkenin uzak bir yerinde tek başına yaşamakta ve zamanını resim taklitleri yaparak ve bazen de ortaya orijinal eserler çıkararak geçirmektedir. Yalnızlığa alışmış ve kendini aslında bu yalnızlıktan hoşlandığına inandırmıştır (Banyoda uzun süre makyaj için bu kadar zaman harcamasının nedeni de budur). Bir gün, arkadaşı, Lorna’ya Triana (Lidia Zuaso) adında çingene bir hizmetçi getirir ve şu an için bu hizmetçiyi yanında bulundurmasını ister. Muhtemelen on sekiz yaşında olan Triana, kâbuslarında at üzerinde çıplak bir adamın onu kovaladığını görür. Fakat bunların kâbus olmadığı ortaya çıkar, çünkü Rafael (Rafael Machado) dediği çıplak adam aslında gerçektir ve gerçekten de çıplak halde ata binmektedir. (daha&helliip;)


31
Mar
2009

Erotik Sinema

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

marilyn-monroeErotizm ile ilgili tanımlamalar, bu sözcüğün kökeninin Yunan mitolojisindeki aşk tanrısı Eros’a dayandığını belirtilerek başlar.

Erotizm ya da Erotizm sayılabilecek etkileri en güçlü biçimde yansıtan sanat dallarının başında sinema gelir. İnsan ilişkileri ve bu ilişkilerin maddeselleştirilmiş, görünürleştirilmiş göstergeler söz konusu olduğuna göre, her film erotik bir filmdir. Sinemada cinsellikle ilgili bütün görüntüler epey bir yolda, metaforlarla ortaya çıkarlar. Şöyle de denilebilir, popüler sinemada “erotik”, yasaklarla kurulmuş uzlaşmanın ve boyun eğişin sonucu ya da ürünü olarak anlaşılabilir. Çünkü tarihsel düzlemde “erotik”, o en geniş anlamıyla cinselliğin her türlü boyutu, baskı altına alınmaya çalışılmış; sonuçta erotik bu genel anlamıyla artık “tabuların, yasakların” kendileriyle özdeşleşmiştir. Bu durumda “erotik sinemanın tarihi de” tabuların, yasakların örttüğü, engellediği görüntüyü bize hatırlatıp duran, ama iş doğrudan göstermeye geldiğinde metaforları, başka araçları yardıma çağıran bir sinemanın tarihi olarak anlaşılabilir. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni