iyiköfüfilm

2
Tem
2014

Cannibal Apocalypse (1980)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Cannibal_ApocalypseAntonio Margheriti’nin yönetmenliğini yaptığı film Apocalypse Domani ve Invasion of the Flesh Hunters isimleriyle de bilinmekte. 1980 yapımı filmde John Saxon başrolde yer alıyor. İtalyan asıllı Amerikalı aktör John Saxon, yer aldığı western ve korku filmleriyle bilinen bir isim. Özellikle A Nightmare on Elm Street, A Nightmare on Elm Street 3: Dream Warriors ve Wes Craven’s New Nightmare filmleri ile Dario Argento’nun Tenebrae filminden hatırlamak mümkün.

Filmin İtalyan yönetmeni Antonio Margheriti ise kariyerine senarist olarak başlamış bir isim. 1960 yılındaki ilk filmi Assignment Outer Space ile yönetmenliğe geçiş yapan isim, kült haline gelmiş Castle of Blood, the Long Hair of Death, Wild Wild Planet gibi filmleriyle hatırlanabilir. Bu filmde de olduğu gibi John Saxon filmlerinde çokça yer verdiği bir aktör. Antonio Margheriti’nin en belirgin özelliklerinden birisi de türleri içiçe kullanmayı çok iyi becerebilmesi. Korku türünün yanı sıra bilim-kurgu, sword-sandal, savaş filmleri kategorisinde de filmler yapan yönetmen bu filminde alt türleri oldukça başarılı bir şekilde birarada kullanmış.

Video Nasties listesinde yer alan Cannibal Apocalypse, izleyiciyi Vietnam Savaşı’na götüren bir falshback ile açılıyor. Açılış sahnesi ile bu zombie filminin bir jungle macerası olmayacağı hakkında fikir sahibi oluyoruz. (daha&helliip;)


9
Eki
2011

Bir Türün Doğuşu: Slasher

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

Slasher alt türü genellikle bir seri katilin insanları vahşi şekilde öldürmesini anlatan filmlerin girdiği kategoridir. Katiller genellikle bıçak, ustura, balta gibi kesici aletler kullanır. Genellikle çoğu korku filmi bu tarz bir konuya sahip olsa da slasher türünü diğer türlerden ayıran kendine ait karakteristik özellikleri vardır. Türdeki filmler çok keskin olmasa da iki kola ayrılır; katilin kimliğinin belli olduğu filmler ve katilin kimliğinin belli olmadığı filmler. Kim olduğunu bildiğimiz filmlerde katiller bazen maske taksa da insanları öldürür, kimin yaptığını biliriz. Katilin belli olmadığı filmlerde ise katil ya maske takar ya da kamera ve ışık oyunlarıyla yüzü görünmez, kim olduğu anlaşılamaz. Bu filmler genelde polisiye yapı üzerine kurulur, filmde bir dedektif olmasa da izleyici kendini dedektif yerine koyup katilin kim olduğu hakkında tahminler yürütür ve film sürpriz bir son ile biter.

Genellikle modern ve post-modern örnekleriyle pek fazla alakası olmasa da ilk slasher örneği olarak Alfred Hitchcock’un yönettiği 1960 yapımı Psycho gösterilir. Fakat Psycho’dan aylar önce izleyiciyle buluşan Peeping Tom bilinen ilk slasher filmidir. Film, kurbanı olan kadınları öldürürken bir yandan da kameraya çeken psikopat bir katili anlatmaktadır. Psycho’nun bütçesinin çeyreği kadar bir para ile çekilmiş olan Peeping Tom gösterime girdiğinde büyük tepkiler almıştır. (daha&helliip;)


10
Mar
2011

The Girl Who Knew Too Much (1963)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

The Girl Who Knew Too Much 1963 yapımı bir giallo. Yönetmenliğini Mario Bava’nın yaptığı film ilk giallo film olarak gösteriliyor. Başrollerinde Dr.Marcello Bassi rolüyle John Saxon ve Nora Davis rolüyle de Leticia Roman yer alıyor. Thriller, sexploitation ve korkunun iç içe geçtiği film Bava’nın siyah beyaz olarak çekilmiş son filmi.

Nora Davis (Leticia Roman) Roma’ya hasta teyzesini ziyaret etmek amacıyla gelir ve bu seyahat sırasında bir cinayete şahit olur. Ortada bir ceset ve ipucu olmadığı için ilk başlarda polise gördüklerinin gerçekliğini kabul ettiremese de bir gün gazetede gördüğü haber ile bu cinayetleri işleyenin “Alphabet Killer” isimli cinayetlerini kişilerin soyadı sırasına göre işleyen bir seri katil olduğunu anlar. Nora bir anda kendini büyük bir belanın içinde bulur. Artık gizemli katilin yeni hedefi Nora olmuştur.

Film oldukça hızlı bir tempoya sahip. Senaryo ve oyunculuklar, özellikle genç ve etkileyici Nora Rolündeki Leticia Roman çok başarılı. Plajda güneşlenme sahnesinde kameranın baştan ayağa Nora’nın üzerinde olduğu sahnede ekrana ne kadar yakıştığını görmek mümkün. Ayrıca Nora ve Marcello arasındaki kısa aşk sahnesinde de biraz erotizm görmek mümkün. Aynı zamanda John Saxon’un da başrolde iyi bir iş çıkardığını söylemeden geçmek olmaz.  Bava’nın filmlerinde doğal ışık kullanmayı pek tercih etmediğini ve renk kullanımı konusunda ne kadar usta olduğunu biliyoruz, bu filmde kullandığı yoğun bir dramatik etki veren aydınlatma çok başarılı. Renk kullanımı olmayan bu siyah beyaz filmde bu etkiyi gölgelerle çok iyi yansıtmış.  (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni