iyiköfüfilm

directors_jeanrollin

Phil Hardy’nin The Overlook Film Encyclopedia:  Horror adlı eseri gibi başucu kitapları Rollin’in filmlerinden etkileyici şekilde bahsetmiştir. Hardy, Lips of Blood’u “hoş ve ürkütücü” ve Requiem For a Vampire’yi de “delicesine coşkulu sadist bir şiir” şeklinde tanımlamıştır. Bunun yanı sıra Cathal Tohill ve Pete Tombs’un Immoral Tales adlı unutulmaz eserinde Rollin’in kariyerine yaklaşık 60 sayfa ayrılmış ve onu “rüyaların yaratıcısı” olarak tanımlayarak Rollin’in filmlerine en büyük övgüde bulunmuştur.

Rollin’in filmlerinin isimlerine baktığımız zaman bu filmler içerisindeki tuhaf görüntüler hakkında ipucu edinebilmek mümkün. Filmlerin içinde ise bizleri bol miktarda egzotik, sadist sapkınlık beklemektedir: denizin açıklarına sürüklenen bir tabutun içine hapsedilmiş aşıklar, bir vampir çiftin evlilik seremonisi, kendi kolunu ikiye ayırarak kendi kanını deliye dönmüş bir şekilde içen bir dişi vampir, kadın kurbanlarını bir zindanın duvarlarına zincirleyen bir grup vampir, bir gemi enkazından sağ kurtulanlara işkence yapan korsan mürettebat, sosyetik kadınların kan içme ritüeli için bir şatoda toplaması gibi. (daha&helliip;)


15
Tem
2014

Kiss of Damned (2012)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

kiss-damned201270’li yıllar Eurohorror piyasasının en tanınan isimleri Jean Rollin, Jess Franco ve Jose Ramon Laraz gibi isimlerdi. Bu yönetmenler korku sineması üzerinde silinmez izler bıraktı. Xan Cassavetes ise filmlerinde şoke edici görüntüler ve çıplaklığı kullanmaktan çekinmeyen bu isimlerin izinden gitmeye çalışan bir yönetmen. Kiss of Damned’i izlediğinizde klasik bir Eurohorror atmosferinin içine girdiğinizi hissediyorsunuz. Bu bakımdan Kiss of Damned geleneklerine sadık bir film.

Djuna, inzivaya çekilmiş sakin bir hayat yaşayan ve hayvanların kanıyla beslenen güzel bir vampirdir. Bir gece video dükkanında yakışıklı Paolo ile karşılaşır. İkili birbirlerine büyük bir tutkuyla bağlanırlar. Bu tutku dolu bağ Djuna’nın Paolo’yu vampire dönüştürmesiyle doruk noktasına ulaşır. Herşey güzel giderken birden Djuna’nın kız kardeşi Mimi ortaya çıkar ve çiftimiz için hayat bir kabusa dönüşür.

Filmin başrollerinde Josephine de La Baume, Roxane Mesquida, Milo Ventimiglia ve Anna Mouglalis yer alıyor. İki kız kardeşi canlandıran La Baume ve Mesquida oyunculuğun yanı sıra modellik de yapan iki isim. Djuna’yı canlandıran Baume aynı zamanda bir şarkıcı. Filmin yönetmeni Xan Cassavetes ise aktör, yönetmen ve senarist olan John Nicholas Cassavetes’in kızı, Nick Cassavetes’in ise kız kardeşi. Amerikan bağımsız sinemasının önemli isimlerinden birisi olan baba Cassavetes, birçok Hollywood filminde de performans sergilemiş bir aktör. Özellikle 1968 yapımı Rosemary’s Baby ve 1967 yapımı The Drity Dozen filmlerinden kendisini hatırlamak mümkün.   (daha&helliip;)


1
Ağu
2013

Nemfomani Temalı Filmler

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

nymphomania_posters

Önümüzdeki günlerde Lars Von Trier’in Nymphomaniac (2013) filmiyle, nymphomania konusu oldukça tartışma yaratacak gibi görünüyor. Nymphomania (hypersexuality) genel olarak seks düşkünü kadınlar için kullanılan bir terim. Sözlük anlamı olarak “seks düşkünü kadın”, “erkek delisi” olarak tanımlanır. Nymphomanic durum aniden cinsel dürtülerde artış ve buna bağlı olarak cinsel aktivitenin artışı olarak ortaya çıkar. Bu duruma bazı ilaçların, alkolün ve uyuşturucunun sebep olduğu bilinse de genellikle sebebi tam olarak bilinmemektedir. Fakat psikiyatriyi ilgilendiren ruhsal bir davranış bozukluğu olarak kabul edilmektedir. Richard Von Krafft Ebing tarafından 1886 yılında, Psychopathia Sexualis isimli kitabında “hypersexuality” terimi kullanılmıştır. Bu terimi günümüzdeki anlamıyla değil “erken boşalma” sorununu tanımlarken kullanmıştır. Viktorya döneminde ise akıl hastanelerinde nymphomaniac kadınların tedavi edildiği bilinmektedir.

Bu ilginç durum, beyazperdede de kendine yer bulmuştur. İlk örneklerinden birisi ise 1963 Danimarka yapımı Days of Sin and Nights of Nymphomania’dır (Mellem Venner, 1963).  Film bir triologynin ilk filmidir ve filmde suç ve seks iç içe geçmiştir. Filmin senaryosu ve yönetmenliği Paul Nyrup’a aittir. (daha&helliip;)


Geceyarısı filmlerine duyduğum ilginin oluşmasını sağlayan ve eminim benim gibi bir çoğunuzun da bu filmleri sevme sebebi olan, 19 sayı çıkmış kült dergi Geceyarısı Sineması’nın editörü Kaya Özkaracalar’ın İyi “Kötü Film” takipçileri için imzaladığı Geceyarısı Filmleri kitabına sahip olmak için yapmanız gereken aşağıdaki yorumlar kısmına en sevdiğiniz gece yarısı filmini nedeniyle birlikte kısaca belirtmek. Yorum yazanlar arasından yapacağımız çekilişle bir takipçimiz bizden bu nadide kitabı kazanacak. Bol şans!

“Kayalıkların dibindeki sahillerin ve harabe şatoların ozanı Jean Rollin, İtalyan korku sinemasının öncüsü Riccardo Freda, “itibara  mazhar” görülen bir B tipi film yönetmeni Roger Corman ve onun genç takipçisi Michele Soavi, gotik korku filmlerinin ustası Antonio Margheriti, “öteki” korku filmlerinin kült yaratıcısı Lucio Fulci, karanlık asi diva Asia Argento, siyah eldivenli sihirbaz Dario Argento, korku sinemasından kayan büyük yıldız Soledad Miranda sinema tarihine unutulmaz izler bıraktılar.

Kaya Özkaracalar, “Günahkar Rahibe”lerden, “Nazi Erotika”larına,”Fahişe” filmlerden “Snuff” filmlerine kadar, korkunun, gerilimin ve vahşetin damarlarında geziyor.

Bütün bu filmler sizi KARANLIĞA DOĞRU ÇAĞIRIYOR. Korkunun kanatlarında huzur ve güven arayanlar için işte size: GECEYARISI FİLMLERİ… Emin olun, keyiften ÖLECEKSİNİZ!”

 


19
Tem
2011

Vampyres (1975)

İstismar Filmleri Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Biraz klişe bir başlangıç olacak belki ama Jesus Franco’nun Vampyros Lesbos’u ya da Jean Rollin’in Daughters of Darkness’ı ne ise, José Ramón Larraz’ın Vampyres’i de o minvalde bir cevher. 1970’lerin “erotik lezbiyen vampir” çeşitlemeleri furyasının kanımca en nadide örneklerinden biri.

İki kadının sevişirken,  yüzünü göremediğimiz biri tarafından silahla öldürülmesi sahnesiyle açılan film, akabinde Ted (Murray Brown) adındaki bir adamın otele kayıt yaptırmasıyla devam ederek, seyirciye pek de anlamlı gelmeyen bir seyir izlemekte. Filmin yavaş yavaş açılacağının (!) sinyallerini ise jenerikte uçuşan yarasalardan almak mümkün. Bu arada karavanlarıyla kısa bir tatil için yola çıkmış bir çift, Viktoryan tarzı bir malikanenin yanına konuşlanmayı tercih eder. Çiftlerden Harriet (Sally Faulkner), henüz yolculuk halindeyken yol kenarında gördükleri iki kadını aklından bir türlü silememekte, çareyi sanatsal çalışmalar yapmakta bulmaktadır. Bu arada sevgilisi John (Brian Deacon), tam bir hödük gibi davranarak Harriet’ın korkularını ve endişelerini yok saymaktadır. Merak etmeyin kızlar, bu tip filmlerin standart kodu olarak, filmin sonunda intikamımız nasıl olsa alınacaktır. Peki ama Harriet’ın korkularının kaynağı kadınlar, aslında kimdir?

Filmin ana karakterleri, işte yol kenarında otostop yaparak kurbanlarını avlayan Fran (Marianne Morris) ve Miriam’dır (Anulka Dziubinska). (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni