iyiköfüfilm

6
Ara
2016

Ivan Rassimov

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

ivan rassimov

Ivan Rassimov Yakışıklılığı ve enerjik sahne performansı ile Ivan Rassimov, birçoğu Britanya’da hem sinema hem de video olarak gösterilmiş olan 1970’lerin İtalyan filmlerinin popüler başrol oyuncularından biriydi. Western, savaş filmleri ve gerilim filmlerinde bir kahraman ve kötü adam olarak başarıya ulaşmış olsa da Rassimov’un o yıllarda adı çıkmış İtalyan yamyam filmlerindeki performansı hayran kitlesini garanti altına almıştı.

Trieste’de Hırvat bir ailenin çocuğu olarak doğan Rassimov üniversiteyi bıraktıktan sonra Vides prodüksiyon şirketi ile anlaştı ve Roma’ya taşındı. Oyunculuk çalışmaları ise kamu hizmeti yüzünden gecikti ve doğduğu şehirde Teatro Stabile ile geçirdiği bir süre sonrasında 1964’te polisiye komedi türündeki Super rapina a Milano’yu (Romalı Soygun Tarzı) çekmek üzere başkente döndü. John Huston’ın efsanevi La bibbia’sının (The Bible . . . In the Beginning, 1966) kadrosuna dahil edildiği zaman kötü şansı devam etti; sadece kendi bölümleri filmin son versiyonundan büyük ölçüde çıkarılmakla kalmamıştı aynı zamanda bu filmle yapmış olduğu sözleşmenin şartları ona Federico Fellini’nin Giulietta degli spiriti (Juliet of the Spirits, 1965) adlı filminde oynama şansına da mal olmuştu. (daha&helliip;)


30
Mar
2014

Eaten Alive! (1980)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

eatenalive-posterEaten Alive yada orijinal İtalyan ismiyle Mangiati Vivi, kült haline gelmiş Ruggero Deodato’nun Cannibal Holocaust’u ve Umberto Lenzi’nin Cannibal Ferox filmlerinin ardından gelen oldukça başarılı bir film.

Filmin yönetmeni Umberto Lenzi. Onun için çok fazla söze gerek yok. Filmin başrollerinde ise Robert Kerman, Janet Agren ve Me Me Lai yer alıyor. İkincil rollerde ise Ivan Rassimov, Mel Ferrer ve Franco Fantasia var. Amerikalı aktör Robert Kerman, Cannibal Holocaust filmindeki Dr. Harold Monroe rolüyle tanınan bir oyuncu. Sırp asıllı İtakyan aktör Ivan Rassimov ise Mario Bava, Sergio Martini, Umberto Lenzi ve Ruggero Deodato’nun birçok filminde boy göstermiş, istismar filmlerinin tanıdık yüzlerinden biri.

Her ne kadar yukarıda saydığım iki filmden daha az popüler olsa da özellikle istismar film koleksiyoncuları için çok önemli bir parça. İster istemez bir karşılaştırmaya girecek olursak eğer, Cannibal Ferox daha fazla kişiye ulaşsa da hikaye açısından Eaten Alive’ın daha ilgi çekici olduğunu söylemek gerek.

Yeni Gine’nin ormanlarında yaşayan ve korku salan yamyamların lideri Jonas (Ivan Rassimov), Amerikalı ve oldukça varlıklı bir kızı esir tutmaktadır. Kız kardeşini bulmak için ablası da onun peşinden gider. İşte bundan sonra herkesin izlemeye dayanamayacağı türden insanlık dışı zulümler, işkenceler, tecavüz, hadım etme, hayvan istismarı, bolca kanlı sahne ve çıplaklık ekrana yansır. Sağlam bir mideye sahip olmanız gerektiği konusunda baştan uyarımızı yapalım. (daha&helliip;)


26
Mar
2013

Macaroni Combat Filmleri

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

macaroni_combat1

Macaroni Combat, 60-70’li yılların para kazanmak için çekilmiş Hollywood filmlerinden esinlenilmiş İtalyan savaş filmleridir. Genellikle gişe rekorları kıran çeşitli Amerikan yapımlarının isimlerini ve konularını kullanırlar. Nam-ı diğer İtalyan yankileri olan deneyimli aktörleri kullanırlar ve bunlar genellikle kendi ülkelerinde unutulmaya başlanmış aktörlerdir.

Spagetti Western’le ya da Polizio türleriyle, Hollywood’da bu başarı dalgasıyla yeni tür filmler çekilmeye başlandı.  The Dirty Dozen,  The Guns of Navarone ya da Battle of the Bulge yerine And The Guns Still Thunder, The Battle of El Alamein, Commandos ve Eagles Over London  gibi Roma’da ya da Mısır çöllerinde çekilmiş filmler yapıldı. Bunlar düşük beklentili ve oldukça mütevazı filmlerdi.

Bu giriş bölümünden sonra, bu filmlerin her bir detayını inceleyeceğiz (oyuncular, mekanlar, film müzikleri, vb.). bu türün nerde başladığına ve başarılı (ve/veya başarısız) olduğuna bakacağız. (daha&helliip;)


1
Eyl
2012

Emanuelle Around The World (1977)

XXX kategorilerinde yayınlandı.

Emmanuelle (Laura Gemser) erotik sahneler vaad etme özelliğinin yanında dünyada geziye çıkmayı seven karakterlerden biriydi. Bu filmde ise öncelikli misyonu Hindistan’a giderek bir seks gurusundan (George Eastman) yeni şeyler öğrenmek. Laura Gemser‘ın oyuncu olduğu ve Joe D’Amato tarafından yönetilen bir Emmanuelle filmi olmasından dolayı hardcore seks sahneleri ya da hikayede enteresan geçişler görmek filmi izlemeden önce de tahmin edilebilen bir şey. Bu tahmin doğru çıkıyor ve filmde her ikisi de görülebiliyor.

Tekrar filmin konusuna gelirsem, Hindistandaki gezi sırasında Emmanuelle, Mary adında bir kadın ile (Brigitte Petronio) tanışıyor ve bu kadın kendisine Roma’da bazı kızların zorla Hong Kong’a gönderilmek üzere kaçırıldıklarını söylüyor. Bunun üzerine macerasever Emmanuelle duruma karşı duyarlı davranıyor ve kızları kurtarmaya karar veriyor. Bu kızlardan biri olan Cora (Karin Schubert) diğer kızları kurtarmak amacıyla Emmanuelle ile ortaklık kuruyor ve beraber bir maceraya atılıyorlar.

Bu filmde diğer Emmanuelle filmleri ile karşılaştırıldığında gelişen özellikler bulunduğu söylenebilir. Senaryo kurgusunun işleyişi daha akıcı hale getirilmiş örneğin. Belirgin olarak görülen bu gelişme dışında diğer şeylerin hemen hemen aynı olduğunu da söylemek gerek. Seks,erotizm,hardcore sahneleri (tabi sansürsüz versiyonu izliyorsanız) ve vahşilik. (daha&helliip;)


6
Nis
2011

All the Colors of the Dark (1972)

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

İşgüzar İtalyan istismar film yönetmenlerinin, birçok iyi yapımların rip-offlarını yaptığını biliyoruz. Roman Polanski’nin 1968 yapımı filmi Rosemary’s Baby de yönetmen Sergio Martino’ya bu filminde ilham kaynağı olmuş.  Fakat All The Colors of the Dark’da olaylar bir giallo altyapısında gerçekleşiyor ve yönetmen de ustalığını konuşturarak çok başarılı bir iş çıkarıyor. Filmin saykodelik rüya sahnesi ile olan açılışı, giallonun tüm unsurlarının ustaca filme yerleştirilmesi ve tabii ki güzel oyuncu Edwige Fenech’in varlığı filmi sadece bir rip-off olarak değil özgün bir sinema filmi olarak sunuyor.

All the Colors of the Dark (Tutti i Colori del Buio) belki de yönetmen Sergio Martino’nun en ilginç filmlerinden birisi. Geleneksel anlamda bir giallo değil, nev-i şahsına münhasır bir film. Senaryo ile giallo unsurların bir araya gelmesi ile sıra dışı bir film çıkmış ortaya. Tabi bunda yönetmen Sergio Martino’nun yanı sıra senarist Ernesto Gastaldi, filmin müziklerini yapan Bruno Nicolai ve oyuncuların büyük payı var. Giallo’nun “Altın Çifti” olarak tanımlanan Edwige Fenech ve George Hilton başrollerde. Bu iki oyuncu dışında filmde Nieves Navarro (ya da bilinen bir diğer ismi ile Susan Scott) ve korku ve istismar sineması izleyicisinin Bava’nın Planet of the Vampires, Martino’nun Your Vice is a Locked Room and Only I have the Key, Umberto Lenzi’nin Man From Deep River ve bunun gibi daha birçok filmden hatırlayacağı Sırp asıllı İtalyan oyuncu Ivan Rassimov yer alıyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni