5
Kas
2013

Don’t Go Near The Park (1979)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

İngiltere’de yayınlanan Video Nasty listesine girmesinin ardından büyük bir ün kazanan Don’t Go Near The Park, Amerika yapımı bir korku filmi. Sanctuary for Devil, Nightstalker ya da Curse of the Living Dead isimleriyle de bilinen filmin yönetmeni, yapımcısı ve senaristi Lawrence D. Foldes.

Filmimiz yaklaşık 12000 yıl önce yaşlı anneleri tarafından lanetlenen Tra ve Gar’ın hikayesini anlatıyor. Genç kalabilmek için insanların iç organlarını yemek zorunda kalan kardeşler, ebedi gençliği elde edebilmek içinse kendi soylarına mensup bir bakireyi öldürmek zorundadırlar.

Film üç farklı zaman dilimi içinde geçmekte. İlki yaklaşık 12000 yıl önce, prehistorik çağda geçiyor. Genç kalabilmek adına bir yamyam ritüelini kullanan kabilenin gösterildiği zamanda, iki kardeşin anneleri tarafından lanetlendiğini görüyoruz. Daha sonra günümüzden 16 yıl öncesine gidiyoruz. Lanetlenen kardeşlerden erkek olan, genç bir kadınla evleniyor ve Bondi adında bir kızları dünyaya geliyor. Üçüncü zaman dilimi ise günümüz. Bondi 16 yaşında, güzel bir genç kız, tam da 16. doğum gününde anne ve babasının kavgası sonucu evden kaçıyor. Bu laneti kırmak için elindeki tek şans kendi soyuna ait bir bakireyi kurban etmek olunca, kendi öz kızı bunun için ilk seçenek haline geliyor.

Video Nasty listesinde yer almasına rağmen filmde çok fazla gore sahne yok. Olanlar da oldukça başarısız ve ciddiye alınır türden değil. sürekli farklı zaman dilimlerine atlayan filmde, bir çok yeni karakter ortaya çıkıyor. (daha&helliip;)

Etiketler: aging Aldo Ray amulet Anthropophagus Attempted Rape baptism birthday Birthday Party Blood Bloody Body Of A Child bowels Boy Boy Eaten broken neck Brother Sister Relationship California Cannibal Cannibalism cave people child eaten Child Murder child murderess Child Strangling childbirth Children City Coffin corps Corpse Curse daughter Dead Boy Dead Children Death Death Of Child Disembowelment dysfunctional marriage Eating Human Flesh Entrails escape from home eternal life eternal youth Evil Evisceration Fishing Flashback flesh eater flesh eating Girl girl strangling Gore Guts Human Flesh Husband Wife Relationship Imperative In Title Independent Film Intestines Lawrence David Foldes Linwood Chase Macabre Marriage Mask Meeno Peluce Mercilessness Monster Murder murder of a boy mutilated child neck breaking Necklace Nightmare Park prehistoric times Rampage Rape! Reporter Ritual Sacrifice sadism Sadist Strangulation Tammy Taylor Teenage Boy teenage daughter Teenage Girl tribe Video nasty Violence virgin sacrifice Wedding wolf Zoo

17
Eki
2013

Don’t Look Now (1973)

2 Yorum

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Nicolas Roeg’in, Türkçe’ye Karanlığın Gölgesi ismiyle çevrilen kült filmi Don’t Look Now, izleyiciyi öngörülemeyen bir kabusa sürüklüyor. İngiliz yazar Dame Daphne du Maurier’in aynı adlı kısa hikayesinden beyazperdeye uyarlanan film, psikolojik bir gerilim. Aynı zamanda yazarın Rebecca, Jamaica Inn ve The Birds gibi hikayelerini usta sinemacı Alfred Hitchcock da beyazperdeye uyarlamıştır. Daphne Du Maurier’in hikayeleri yıllar içerisinde çeşitli film yapımcıları tarafından keşfedilmiş ve uyarlanmaya başlanmıştır. Hikayeleri genellikle korku, gotik ve doğaüstü imgeler üzerine kurgulanmıştır. Fakat bu imgeleri kullanırken melodramı da çok başarılı bir şekilde hikayelerine katmıştır.

Don’t Look Now filminde de yukarıda bahsettiğimiz gibi korku, gerilim, gotik ögeler melodram ile bir araya gelerek, sinema çevrelerince kabul gören gelmiş geçmiş en iyi korku filmlerinden birisini ortaya çıkarmıştır. Filmi iki aşamada ele almak mümkün. İlk aşamada çocuklarını kaybettikten sonra evliliklerinde yaşadıkları sorunları, diğer bölümde ise çocuklarını kaybetmenin verdiği üzüntüyü atlatmak amacıyla Venedik’e gitmeleri ve burada yaşadıkları gerilim dolu hikaye ele alınıyor.

40 yılını dolduran film hem görsel zenginliği hem de başrol oyuncuları Julie Christie ve Donald Sutherland’in arasında geçen tartışmalı seks sahnesiyle hafızalarda yer etmiş durumda. Film, kasvetli bir İngiliz kırsalı sabahı ile başlıyor. John Baxter (Donald Sutherland) ve eşi Laura (Julie Christie) evde kendi işleri ile uğraşırken, iki çocukları dışarıda oyun oynamaktadır. Birden John, dışarıya koşmaya başlar ve kızını gölette boğulmuş halde bulur. Laura ise çığlıkları duyup dışarı çıktığında korkunç manzara ile karşılaşır. (daha&helliip;)

Etiketler: 5 year old Accidental Death accidental drowning airport Allan Scott Altar ambulance apostrophe in title Apparition architecture Arrest artificial respiration Bare Breasts Bare Butt bath Bicycle Bishop blind psychic blind woman Blindness Blood Boat Boy Bridge broken mirror Bruise Brushing Teeth Cafe canal Candle Cat chance meeting Character's Point Of View Camera Shot Chase Children Church church restoration Cigarette Smoking Clelia Matania cross-cutting Cult film Dame Daphne du Maurier Dead Body dead body pulled from canal dead child dead daughter Death death by drowning death in childbirth Death Of Child death of daughter Death Of Protagonist deliberate cruelty disintegration Doll Don’t Look Now Donald Sutherland Dressing Drink Drinking drowned child Drowning Drunkenness Dwarf eating Fainting Family Relationships fate Father Daughter Relationship Father Son Relationship Female Frontal Nudity Female Nudity flash forward Flashback Food Girl gondola Grief grieving grieving father grieving mother grieving parent Guilt Hallucination Haunted By The Past hearse boat Hilary Mason Hitchcock Horse Hospital Hotel house manager Husband Wife Relationship Imperative In Title Italian italian flag Italy Jamaica Inn Julie Christie Karanlığın Gölgesi Kiss Knife ladder Letter loss of child Loss Of Daughter Lost Macabre Maid Male Nudity Marriage Massimo Serato medium Mental Illness mental instability Mirror mosaic Mother Daughter Relationship Mother Son Relationship Motorboat Nicolas Roeg Nudity Nun Occult Old Man Old Woman Pantyhose Photograph Police police inspector Police Station Policeman pond pornografik tasvir Prayer precognition premonition Priest Psychic Psychic Power Punctuation In Title Rain raincoat Rat Reading Rebecca refusing to believe Renato Scarpa Restaurant romantik Venedik Rural Setting Sadness saint nicholas scaffold second sight Serial Killer Sex sex in public Shower Sister Sister Relationship Slow Motion Scene Statue stretcher Subjective Camera Suitcase Supernatural Power Surprise Ending Surrealism Suspense talking doll talking with the dead Taxi Telephone Call THE BIRDS Topless Female Nudity trance Underwear Venedik venice italy Vomit Water Whiskey women's restroom writing

8
Şub
2012

Don’t Torture a Duckling (1972)

Yorum Yok

Giallo kategorilerinde yayınlandı.

Don’t Torture a Duckling, gore’un usta ismi Lucio Fulci’nin yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Florinda Bolkan, Barbara Bouchet, Tomas Milian gibi karakteristik yüzlerin yer aldığı 1972 yapımı bir film. Film aslında yönetmen açısından bir önem taşıyor, çünkü Fulci’nin ilk şiddet efekti içeren sahneleri bu filmle başlıyor ve devamı diğer filmleriyle geliyor.

Hikaye İtalya’nın güneyinde, insanların ritüelleriyle yaşadığı küçük bir kasabada geçiyor. Fakat kasaba çocuklarının başı derttedir. En tanınanlarından üçü seri şekilde öldürülür. Birçok şüpheli vardır; çocukların ‘Big Baby’ diye alay ettikleri röntgenci Giuseppe veya voodoo büyüsü ile haşır neşir Francesco, bir de ilk sahnede kanlı ellerle gördüğümüz kadın Maciara var. Maciara, ölü çocuk doğurmuş ve akli dengesini bu nedenle kaybetmiştir. Maciara ölen üç çocuğun kilden vodoo bebeklerini yapmıştır ve en fazla şüpheyi o çekmiştir. Aslında bir de arsız, kendini reşit olmayan bir çocuğa izleten, şehir kızı Patriza var işin içinde. Acaba hangisi katil? Hepsi sorgulanır fakat sanılanın aksine hiç biri suçlu değildir. Bu trajik ve şiddet dolu hikayenin asıl suçlusu en güvenilen adam mıdır yoksa? Bu sorunun cevabını Fulci sağ gösterip sol vurarak veriyor. Herkes aklı başı yerinde olmayan sosyal anlamda dışlanmış karakterlerden şüphelenir. Bu durum her daim güncel olan bir sorundur. Yönetmen bu durumu vurgulayarak aslında toplumsal bir mesaj da gönderiyor.

Don’t Torture a Duckling seri katil cinayetlerini barındıran bir film; fakat öldürülenler ne seksi kadınlar ne de katilin işine burnunu sokan adamlar. Bu kez çocuklar öldürülüyor ve başladığı andan itibaren bizi suçlu arama cümbüşüne ortak ediyor. Film boyunca, şüpheli birçok çılgın insan karşımıza çıkıyor. (daha&helliip;)