iyiköfüfilm

8
Haz
2013

Satan’s Slave (1976)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

satans_slave_1976_norman_j_warrenYönetmenliğini Norman J. Warren’in yaptığı Satan’s Slave, 1976 yapımı bir İngiliz korku filmi. Başrollerinde Michael Gough, Martin Potter, Candace Glendenning’in olduğu filmin senaristi ise David McGillivray.

Yönetmen Norman J. Warren, 70’li yıllarda yaptığı Prey, Terror ve Satan’s Slave gibi korku filmleri ve Spaced Out gibi seks komedileri ile İngiltere’de ismini duyurmuş bir yönetmen. Filmin başrol oyuncularından Michael Gough ise uluslararası alanda isim yapmış bir karakter oyuncusu. 150’nin üzerinde filmde yer alan oyuncu, özellikle 1958 yılından itibaren yer aldığı Hammer korku filmleri ile İngiltere dışında da ismini duyurmuş. Dracula (1958), Horrors of the Black Museum (1959), The Phantom of the Opera (1962), The Corpse (1970) filmlerindeki rolleri ile çoğumuzun aşina olduğu bir oyuncu Michael Gough.

Genç bir kız olan Catherine Yorke (Candace Glendenning) ailesi ile birlikte daha önce hiç görmediği amcası Alexander’ı (Michael Gough) ziyaret etmek için yolculuğa çıkarlar. Yolculuk bir trajediyle sonuçlanır ve geçirdikleri kaza sonucu, genç kız ailesini kaybeder. Oğlu Stephen (Martin Potter) ve yardımcısı Frances (Barbara Kellerman) ile birlikte yaşayan gizemli amcası Alexander, kızı yanına alır. Malikanede yaşanan gizemli olaylardan bir süre sonra Catherine de haberdar olur. Şeytana kadın kurban edilen yerde, yeni kurban da Catherine’dir.

Rosemary’s Baby (1968) ve The Exorcist (1973) gibi filmlerinin başarısıyla Satanik imgeler, hikayeler korku filmlerinde bolca kullanılmaya başlandı. 70’li yıllar boyunca bu tema etrafında dönen birçok düşük bütçeli film izleyiciyle buluştu. Satan’s Slave de bu dönemde İngiltere’de, çok da düşük olmayan bütçesiyle korku sinemasına hoş bir katkı sağladı. (daha&helliip;)


12
Mar
2013

La Cabina (1972)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

la_cabina1Akdeniz üniversitesi Sinema Topluluğu’nun bu yıl 3.sünü düzenledikleri Kısa Film Günleri’nde İyi “Kötü Film” olarak bizim seçtiğimiz kısa da La Cabina idi. La Cabina TV için yapılmış, İspanyol yapımı bir korku filmi. 35 dakikalık süresiyle kısmen uzun bir kısa olan La Cabina, filmin sonuna kadar izleyicinin ilgisini üzerinde tutmayı başarıyor ve kesinlikle hiç sıkmıyor. Filmin bitiminde filmi izleyen üniversiteli toplulukla yaptığımız kritiklerden de bunu rahatlıkla anladık.

La Cabina’nın Türkçe kelime anlamı “telefon kulübesi” ve film bir telefon kulübesinde geçiyor.  Filmin açılış sahnesinde bir kamyonetin arkasında getirilen bir telefon kulübesinin, parkın orta yerine getirilmesi ve oraya yerleştirilmesini izliyoruz. Oğlunu okula götüren bir baba görüntüye giriyor ve bu baba oğul parkın ortasına yerleştirilen bu kulübenin farkına varıyorlar. Her ne kadar çocuğun daha fazla ilgisini çekse de, oğlunu okula bırakıp geri dönerken kulübenin kapısını açık gören baba içeri girip telefonu kullanmak istiyor. İçeri girdikten hemen sonra kapının yavaşça kapanmasıyla adam içeride kilitli kalıyor.

La Cabina sadelik üzerine kurgulanmış bir film. Yönetmen, telefon kulübesine hapsolmuş bir adamın gerçeküstü hikayesini kara komedi gibi başlayıp kabusla sonlanan bir anlatımla beyazperdeye yansıtıyor. 2002 yılında izlediğimiz, yönetmenliğini Joel Schumacher’in yaptığı Phone Booth’un aslında çok da yeni bir fikir olmadığını ve bu filmden de esinlenmiş olabileceğini düşünmemek elde değil.

Tekrar La Cabina’ya dönecek olursak, film içerdiği zengin metaforlarla kalabalık içindeki yalnızlık ve yabancılaşma gibi kavramları ele alıyor. Kulübeye hapsolmuş adamın yaşadığı korku, umutsuzluk ve panik anlarını harika bir sinematografiyle izliyoruz. (daha&helliip;)


28
Ağu
2012

The Beyond (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

1996 yılında vefat eden Fulci, gore sinemasının en önemli yönetmenlerindendir. Peki, Fulci’yi nasıl bilirdik; “Zombie” serisi, “Demonia”, ” City Of Living Dead”,” The Eroticist”,  “The House by the Cemetery”,” Don’t Torture Duckling”  ve tabii unutulmaz “The Beyond”. Başrollerini Catriona MacColl ( Liza Merril) ve David Warbeck’in ( Dr John McCabe) paylaştığı The Beyond (E tu vivrai nel terrore! L’aldilà), İtalyan korku sinemasının en önemli örneklerindendir.

“The Beyond”, Amerika’nın Louisiana eyaletinde ismi ile müsemma Seven Doors Hotel’de geçmektedir. Film,  1927’de Schweick adında bir ressamın otelde katledilmesiyle başlar. “Bu günahsızı neden çiviliyorlar” denilmesine gerek kalmadan kendisinin cadı ilan edilerek katliamını izleriz. Bundan yıllar sonra oteli yeniden işletmek için alan New York’lu Liza Merril (Catriona MacColl) cehennemin yedi katına açılan geçit üzerinde at koşturduğundan bihaberdir. Böylece cehennem kapısı aralanmaya başlar.

Filmde korku türünün her türlü öğesini görmek mümkün. Cehenneme açılan kapı, önüne geleni harcayan geçit öğesi, hayaletler, korkunç küçük kız, zombiler, bütün uyarılara rağmen lanetli mekandan çıkmayan yeni ev sahibesi, başrolde anlamsız bakışlar atan bu kızımıza tutulmuş bir doktor… Zombi, kapısı ve aşığı olarak gelişen “The Beyond”,  her ne kadar Dario Argento filmleri (özellikle atıl kurt sahnesiyle/ Suspiria) ile karşılaştırılsa da kendine özgüdür. Kütüphaneci örümcek fantezisiyle beyinlerimize kazınan bu kült yapım, sürekli akılda dönen müziğiyle de unutulmamaktadır. (daha&helliip;)


29
Mar
2012

Blood on Satan’s Claw (1971)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Altmışların sonu ve yetmişli yılların başında ingiliz korku sinemasında kısa bir süre varlık gösteren ve “Folk Horror” olarak adlandırılan alt türü, “Wicker Man” filmi çerçevesinde anlatmaya çalışmış, bu arada türün bilinen örneklerinden birkaç ismi de zikretmiştik. İngiliz folklorünün pagan inanışlarıyla hristiyanlık dini arasında bir yerde bulunan şeytanın, kelimenin gerçek anlamıyla “vücuda gelme” hikayesini anlatan önemli bir film var sırada. Filme geçmeden önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor sanırım. Bir filmi belli bir tür içerisinde değerlendirmek, ortak unsurları analiz ederek seyircinin kavrayışına rehberlik  edebilecekse de, hiçbir zaman kusursuz kesinlikte bir yol haritası çizme yeterliliği ve iddiasına sahip olamaz. Film, anlatılan türün sınırlarından taşan özelliklere sahip olduğu kadar, bir başka yerde, bir başka tür içerisinde de değerlendirilebilir. Ya da belki, yazılanların hepsi uydurmadan ibarettir; filmi çeken, apayrı dünyaların izini sürmektedir.

1970 tarihli Blood on Satan’s Claw, başrolünde dönemin korku ve seks komedilerinin yıldızı Linda Hayden‘ın yer aldığı, yönetmenliğini o tarihe kadar korku türüne hiç bulaşmamış Piers Haggard‘ın, yapımcılığını ise meşhur Hammer Stüdyolarına rakip olmuş (ama tutunamamış) Tigon‘un üstlendiği bir film. Tigon‘un sicilinde bu filmden önce Witchfinder General‘ın bulunduğunu belirtmeden geçmeyelim.

17. yüzyılda İngiliz kırsalı. Ralph Gower, Edmonton’ların tarlasını sürerken tek gözlü tuhaf bir kafatasına rastlar. Durumu o sırada bölgeye Londra’dan ziyarete gelmiş  yargıca bildirir. Ama kafatası gizemli bir şekilde ortadan kaybolduğundan söyledikleri ciddiye alınmaz. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni