iyiköfüfilm

6
Tem
2013

Sexcula (1974)

İstismar Filmleri Korku Filmleri XXX kategorilerinde yayınlandı.

sexculaSexcula, adından da anlaşılacağı üzere oldukça garip bir Canuxploitation filmi. Yönetmen John Holbrook’un ilk ve tek yönetmenlik deneyimi olan filmde yer alan oyuncuların hepsinin de ilk profesyonel oyunculuk deneyimleri.

Genç bir kız, büyükannesinden miras kalan eski bir evde büyükannesinin gizli günlüğünü bulur. Erkek arkadaşıyla piknik yaparken günlüğü okumaya başlarlar…

Hikaye bizi 1869 yılına, Kontes Sexcula (Debbie Collins) ve ona deneylerinde yardımcı olan teyzesi Dr. Fellatingstein’ın laboratuvarına götürüyor. Aynı zamanda burada Kontes Sexcula’nın kendi cinsel ihtiyaçlarını karşılaması için yarattığı Frank de (John Alexander) yer almaktadır.

Dışardan bakıldığında Sexcula, tipik bir 70’ler porno filmi olarak görülebilir. Filmde pornografik seks sahneleri bol olmasına karşın film sadece bir porno film değil. 70’lerin erken dönem sexploitation filmlerini andıran bir korku-porno filmi.

Filmdeki seks sahneleri günümüz standartlarına göre oldukça sıkıcı olsa da, hikaye oldukça tuhaf ve eğlenceli. Filmin en dikkat çekici sahnesi ise bir kadının striptiz yaptığı sırada ortaya çıkan goril kostümlü birisiyle gerçekleştirdiği orgy.

Sexcula hakkında bilinenler 2011 yılına kadar kulaktan dolma bilgilerden ibaretti. Film yapıldıktan sonra bir kez gösterilmiş ve daha sonra kayıp statüsünde film avcıları tarafından bulunmayı beklemiş. 2011 yılında porno film koleksiyoncusu Dimitrios Otis tarafından keşfedilen film, Synapse Film tarafından DVD olarak piyasaya sürüldü. (daha&helliip;)


1
Ağu
2012

La orca (1976)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

La Orca, yönetmenliğini Eriprando Visconti’nin yaptığı bir İtalyan dram filmi. Başrollerinde Michele Placido, Rena Niehaus, Lisa Morpurgo ve Flavio Bucci’nin yer aldığı filmin aynı yıl itibariyle çekilmiş Oedipus Orca isimli bir devam filmi de bulunuyor. Bu filmin de yönetmeni yine aynı isim.

70’li yıllar boyunca kaçırılma filmleri oldukça revaçtaydı. Bunda özellikle dönemin Amerikalı zengin bir ailesinin kızı olan Patty Hearst’ün kaçırılma olayı büyük bir etkendi. 1974 yılında henüz 19 yaşında olan Patty solcu bir örgüt tarafından kaçırılır. Örgüt, hapisteki üyelerine karşılık Patty’i takas etmeyi teklif eder fakat reddedilir. Bir süre sonra kızı serbest bırakmayı reddeden grup, hazırladıkları video ile bir duyuruda bulunur: Patty örgüte katılmıştır ve Tania adını almıştır. Bir süre sonra örgüt için banka soygunu yaparken yakalanır ve hapse atılır.

İtalyan istismar sineması yaptığı Amerikan remake filmleriyle nam salsa da, kaçırılma konusu İtalyanlar için orijinal fikirlerle doluydu. Birçok terör örgütüne, mafya grubuna sahip İtalya’da kaçırılma neredeyse sıradan bir olaydı ve bu olayın filmlere yansıması da kaçınılmazdı.

La Orca’da ise mafya bağlantılı bir grup genç bir kızı kaçırır. Şımarık kurban Alice, Rena Neihaus tarafından canlandırılıyor. Kızı kaçıran grubun içinde yer alan yakışıklı ve genç delikanlı (Michele Placido) Stokholm Sendromu’nun tam tersi durumu yaşayarak genç kıza aşık oluyor. Tabi bu aşkın trajik sonuçlarının olması kaçınılmaz oluyor.  (daha&helliip;)


19
Haz
2012

Rambling Rose (1991)

Kavram-Kuram-Fenomen Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Yaşça küçük bir erkeğin yetişkin bir kadınla birlikte olması düşüncesi ergenlik dönemimde benim için ilgi çekici konulardan birisiydi. Video döneminde kiraladığım ve geçtiğimiz günlerde arşivimden çıkarıp tekrar izlediğim film, beni o günlere götürdü ve küçük bir nostalji yaşamamı sağladı.

Martha Coolidge’in yönetmenliğini yaptığı film yönetmenin genelde ele aldığı kadın odaklı filmlerden biri. Yönetmenlik kariyerine belgesel filmlerle giriş yapan M. Coolidge, Tecavüze uğrayan bir liseli genç kızın hikayesini anlattığı Not a Pretty Picture (1976) filmiyle yönetmenliğe sağlam bir adım atmış ve kadınların cinsel istismarına kadar uzanan bir yelpazede filmler çekmiştir.
 
1935 yılında Amerika’nın Güneyinde geçen film o dönemde yalnız ve genç bir kızın hayatına odaklanmış. Genç kızımız ise yönetmenliğini David Lycnh’in Wild at Heart (1990) filmiyle o dönemde çıkış yapmış Laura Dern.
 
Sıcak bir yaz günü  elinde valiziyle Rose (Laura Dern), Hilyer ailesinin yanına ev işleriyle ve çocuklarıyla ilgilenmek için gelir. Hilyer ailesi kısa sürede bu güzel kızı benimser. Özellikle evin erkekleri, baba ve üç erkek kardeş Rose’a hayran olmuşlardır.  Baba ve evin diğer büyük erkeği 13 yaşındaki Buddy genç kızla farklı şekilde ilgilenmektedir. Rose’da kendisine karşı gösterilen bu ilgiden memnun karmaşık bir ruh hali içindedir. Buddy’nin Rose’a olan ilgisi sonunda meyvesini verir genç kızla küçük ergenimiz birlikte olur. Rose sadece ailenin hayatını değiştirmekle kalmaz geldiği kasabada da uçarı tavırlarıyla kasabalıların ilgisini çeker. (daha&helliip;)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni