iyiköfüfilm

30
Mar
2014

Eaten Alive! (1980)

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

eatenalive-posterEaten Alive yada orijinal İtalyan ismiyle Mangiati Vivi, kült haline gelmiş Ruggero Deodato’nun Cannibal Holocaust’u ve Umberto Lenzi’nin Cannibal Ferox filmlerinin ardından gelen oldukça başarılı bir film.

Filmin yönetmeni Umberto Lenzi. Onun için çok fazla söze gerek yok. Filmin başrollerinde ise Robert Kerman, Janet Agren ve Me Me Lai yer alıyor. İkincil rollerde ise Ivan Rassimov, Mel Ferrer ve Franco Fantasia var. Amerikalı aktör Robert Kerman, Cannibal Holocaust filmindeki Dr. Harold Monroe rolüyle tanınan bir oyuncu. Sırp asıllı İtakyan aktör Ivan Rassimov ise Mario Bava, Sergio Martini, Umberto Lenzi ve Ruggero Deodato’nun birçok filminde boy göstermiş, istismar filmlerinin tanıdık yüzlerinden biri.

Her ne kadar yukarıda saydığım iki filmden daha az popüler olsa da özellikle istismar film koleksiyoncuları için çok önemli bir parça. İster istemez bir karşılaştırmaya girecek olursak eğer, Cannibal Ferox daha fazla kişiye ulaşsa da hikaye açısından Eaten Alive’ın daha ilgi çekici olduğunu söylemek gerek.

Yeni Gine’nin ormanlarında yaşayan ve korku salan yamyamların lideri Jonas (Ivan Rassimov), Amerikalı ve oldukça varlıklı bir kızı esir tutmaktadır. Kız kardeşini bulmak için ablası da onun peşinden gider. İşte bundan sonra herkesin izlemeye dayanamayacağı türden insanlık dışı zulümler, işkenceler, tecavüz, hadım etme, hayvan istismarı, bolca kanlı sahne ve çıplaklık ekrana yansır. Sağlam bir mideye sahip olmanız gerektiği konusunda baştan uyarımızı yapalım. (daha&helliip;)


9
Kas
2013

The Cabin in the Woods (2012)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the-cabin-in-the-woodsDrew Goddard’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “The Cabin In The Woods”, Goddard’ın senaryoyu birlikte yazdığı arkadaşı Joss Whedon ile görsel efektleri yapamadıkları şeylere saklama merakıyla başlıyor. Alias ve Lost’un prodüktörlüğünü ve yazarlığını yapmış olduğunu öğrenmem bir şey ifade etmiyor aslında benim için, bu iki diziden de haz etmiyorum çünkü. Ama ilk yönetmenliğini bu filmle yapmış olması ekstra harika, çünkü film sarkastik bir korku çorbası! 

Ne kadar az CGI, o kadar iyi makyaj mottosuna sadık kalan yönetmen ve ekip, görsel efektlerin gerçeğin yerini tutmamasında hemfikir. Ama efektler kostüm ve makyajla da ancak bir yere kadar gidebildiği için sadece ve sadece yapamadıkları durumlarda görsel efekt kullanma sözüne sadık kalmışlar. Labirentli sahnelerde kullanılan bilgisayar efekti basit olmasına karşın labirent/mühendislik açısından daha karışık bir tarafı da var. Aynı zamanda ağız sulandıran canavarların hücum etme sahnesi öyle bir hal alıyor ki, sırf hangi canavar nerde, kime saldırıyor derken ufak tefek hatalar göze batmıyor bile. Şeffaf dönen küplerin birbirlerine uyum sağlayacak şekilde durdurulmaları baya zor olmuş. Çoğunu yeşil ekranda çekip kalanını sonradan eklemişler. Asansörlü sahnede özellikle(o kadar fazla asansör var ki) rastgele canavar çekimi yapmışlar. Küpleri de yine somut şekilde nasıl kullanacaklarını belirleyebilmek için en ufak küpün içine kocaman böcekler koyup onlarla çalışmışlar.

Beyindeki tetris olayı hesabının yani bu canavarların asansörden puzzle halindeki çıkış fikri detayının ayrıntılı şekilde işlenmiş olması da ayrı bir eğlenceli! (daha&helliip;)


17
Şub
2013

The Angry Red Planet (1959)

B-Film Bilimkurgu Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

angry_red_planet_poster_01Invasion of Mars ya da Journey to Planet Four olarak da bilinen The Angry Red Planet, yönetmenliğini Ib Melchior’un yaptığı, başrolünde Gerald Mohr’un yer aldığı bir bilim kurgu filmi. 10 gün gibi kısa bir sürede çekimleri tamamlanan filmin bütçesi ise $200,000. Film yapımcı Norman Maurer ve Sidney Pink tarafından bu film için geliştirilen CineMagic tekniğiyle çekildi. Bu teknikte Mars’ta geçen sahnelerde, görüntünün üstünde kırmızımsı bir parıltı yer alıyordu. Oyunculara daha çok çizgi karakter görünümü veren bu teknikte bu sayede daha az gerçekçi olan arka plana daha çok uyum sağlanıyordu. Bu teknik daha sonra Norman Maurer tarafından The Three Stooges in Orbit filmine de uygulandı. Filmin iki yapımcısından biri olan Sidney W.Pink ise renkli 3-D filmlerin babası olarak gösterilen bir isim. Ayrıca spaghetti westernlerin ilk örneklerini yapan yönetmenler arasında yer alıyor.

Filmin yönetmeni Ib Jørgen Melchior, çoğunlukla American International Pictures için yaptığı düşük bütçeli bilim kurgu filmleriyle bilinen bir isim. Yönetmenliğin yanı sıra yapımcı, senarist ve yazar. Filmin başrol oyuncusu Gerald Mohr ise 1968 yılında vefatına kadar süren kariyeri boyunca 100 televizyon showu, 73 film ve 500’ün üzerinde radyo oyununda yer almış bir karakter oyuncusu. Filmde yer alan diğer oyuncular ise Naura Hayden, Jack Kruschen ve Les Tremayne.

4 kişilik bir ekiple yola çıkan uzay gemisi, Mars’tan Dünya’ya geri döner. İlk başta uzayda kayboldukları düşünülen ekiple daha iletişim sağlanır ve uzay aracı dünyaya iner. (daha&helliip;)


11
Eyl
2012

The Toolbox Murders (1978)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Abel Ferrara’nın 1979 yapımı kült mertebesindeki “The Driller Killer” filminin esin kaynağını oluşturan yapımlardan biridir “The Toolbox Murders”. Yönetmen Dennis Donnelly‘nin ‘sözde gerçek bir hikayeden ön bilgisiyle sunduğu 1978  yapımı film, 1980 yapımı ‘Shining’teki kapılı sahne ile ‘The Slumber Party Massacre’ slasherındaki matkaplı sahnelere esin kaynağı olur. Aynı zamanda beş sezonluk “The A-Team” dizisinin de yönetmenliğini yapmış olan Donnelly yönetmenliğindeki ‘The Toolbox Murders’, 70’li yıllarda şiddetin yalın halinin fazla allanıp pullanmadan seyirciye verildiği  ‘video nasty’ listelerine girmekte gecikmez.

1980’lerde The British of Film Classification (BBFC) (İngiliz Film Sansür Heyeti) tarafından yasaklanan “The Toolbox Murders”ın, vhs formatlarından dvd formatına geçmesi baya yıl almış. Ki bu da 2000’li yıllara denk geliyor. Şu anda bulması oldukça güç ama 2000 yılı sonlarında İngiltere’deki VIPCO (Video Instant Picture Company) film şirketi tarafından dakikalık kesilen sahneleriyle dağıtılma fırsatı bulmuş.  ‘VIPCO’; yasaklanan, kült, düşük bütçeli, b tipi korku filmlerinin distribütörlüğünü bizlerden pek esirgememekle birlikte Lucio Fulci’nin “The Beyond (1981)’u ile birlikte “Zombie Flesh Eaters” serilerinin haricinde Cannibal serilerinin ve daha (aslında dağıtımcılığını yaptığı filmleri saymaya kalkarsak liste çok uzun) pek çok filmde ismi geçen bir şirket. 

The Texas Chainsaw Massacre ile birlikte, Eaten Alive (1977), Poltergeist (1982), Salem’s Lot (1979), Invaders from Mars (1986), The Funhouse (1981) ve ‘Tales From the Crypt’ dizisiyle de aşina olduğumuz Tobe Hooper ustanın 2004 yılında tekrar “Toolbox Murders” ismiyle çekmeye karar verdiği (dikkat bu sefer ‘the’ yok) 1978 yılı kült yapım bu şekilde bilinilirliğini biraz daha arttırdı. (daha&helliip;)


Zombie Strippers, 2008 yapımı Jay Lee tarafından hem yazılan hem de yönetilen distopik dünyada geçen bir film. Kısa filmleri çoğunlukta olan yönetmenin uzunları arasında 2011 yapımı Alyce, Noon Blue Apples (2002) ve Season of Youth (2003) filmleri de yer alıyor. Normal seyirde ilerlemeye gerek duymadan anında konuya giriş yapan film, çok yüksek beklentilerle izlemememiz gerektiğini ilk sahnelerden belli etmesi, yönetmenin diğer yapımı olan Slaughter (2006) tadında.

Açılış sahnesinin George W. Bush ile yapıldığı, sistemdeki makinanın hatası sonucu Bush’un başkanlığının (arka arkaya) dördüncü dönemi olduğu bir zaman ve başkan yardımcısının da Arnold Schwarzenegger olduğu yakın gelecek Amerikası’nda geçen filmde, adalet bakanı olan Jenna Bush’un filmde verilmeyen “çok havalı” konuşması sonucunda ilerleyen olaylar! Bu olaylardan biri film içinde önemli yer tutan çıplaklık meselesi. Şöyleki; yapılan anayasal düzenleme ile toplum içinde “çıplaklık” yasaklanıyor. Bush’un kendisine uymayan bu yasaya el atması sonucu patlak veren savaş ve askeri kayıplar veren Amerika’da, bir amerikan firması çözüm üretmek için toksin üretir. İleride karşımıza çıkacak çlgın bilim adamının ürettiği bu virüsün bulaşıcılığı da verilen haberler arasında. Ortaya çıkan bu ciddi gelişme sonucu, olay yerine gönderilen hepsi de birbirinden (bir kişi dışında) “sert” olan ordu üyeleri duruma müdahale etmeye çalışır. Çılgın bilim adamının çılgın projesi; “eğitilebilen zombi askerleri”dir. Fakat deney sekteye uğrar, farklı cinsiyette farklı şekilde gözlemlendiği ortaya çıkar. X kromozumunda daha saf halde kalan ve mutasyona uğrayacak ama bunun çok sonradan farkedileceği bu deney şimdilik sadece erkekler üzerinde ilkelleştirici etkiye sahiptir. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni