iyiköfüfilm

6
Şub
2014

Faces of Death Serisi

İstismar Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

faces_of_death

Mondo filmlerin varoluş nedeni insanoğlunun aklının doğal olarak seks ve ölümün tuhaf yönleriyle meşgul olmasıdır. Faces of Death işte böylesi bir eğitimdir; konusu, seks ve şiddetin ve daha da fazlasının estetik açıdan incelenmesinde birçoklarından daha tutucudur…

Bir cenaze merasimi hakkındaki tekrarlayan rüya aklından çıkmayan Dr. Francis B. Gröss (anlatıcı ve sıra dışı patalog, diğer bir deyişle o gözlüklerle görebiliyor olması bir mucize) “anlam verme saplantısı” ile yaşamını sürdürmektedir -onu Dünya’nın çeşitli yerlerine götüren bir yolculuğa çıkaracak üç filmlik yeni ölümleri araştırma görevinin başlangıcını belirleyen bir rüya; görevi otopsi, mezbaha, suikast ve trafik kazası videoları toplamak.

Faces of Death’in açılışında Gröss bizlere “Kendinizi yolculuğa hazırlayın” diyerek karşılar, “her adımında kendi gerçekliğinizi daha iyi anlamanızı sağlayabilecek bir dünyaya yolculuk.” Mezbahalardan çıkarılacak bir anlam mı? belki de. Yol kenarındaki bir kazaya giden bir yolculuk mu? belki de. Hazır olun – Faces of Death gerçekten de sinirlere dokunur. Sansürsüz yaklaşımı bazen gerçekten şoke edici ve mide bulandırıcıdır. (Elbette sansürsüz şiddet – cinsel organların dahil olduğu bölümler rahatsız edici kısımların üzerine damlamış bir mürekkep lekesi gibidir- ve eğer varsa, tersine dönmüş bir mantık.) En mide bulandırıcı bölümler için: bir restoranda maymun parçalama ve beyin yeme sahnesi; büyükbaş hayvanların dini usullerle kesim yöntemi; fok avcılığı; ölüm sonrası prosedürler. (daha&helliip;)


22
Ara
2012

Maniac (1980)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Yönetmenliğini William Lusting’in yaptığı Maniac, gösterime girdiği yıllarda oldukça tepki çekmiş, şuan için kült bir mertebeye erişmiş bir seri katil filmi. Filmin başrolünde yer alan ve Frank Zito karakterine hayat veren Joe Spinell aynı zamanda filmin senaristleri arasında yer alıyor.

Frank Zito orta yaşlı, sahibi olduğu apartman dairelerini kiraya veren bir adamdır. Çocukluğunda yaşadığı olayların etkisiyle psikopat bir ruh haline bürünen adam,  genç ve yalnız kadınları öldüren bir seri katildir. Kadınları vahşice öldürdükten sonra ise tatmin olmayıp onların kafa derilerini yüzer ve kıyafetlerini de alıp evinde bulunan ve sayıları günden güne artan cansız mankenlerine giydirir. Bir gün, fotoğrafının bir moda fotoğrafçısı olan Anna tarafından çekildiğini görür. Kadını takip eder fakat kadından etkilenmiştir. Belki de Anna onu bu yoldan döndürecek olan kişidir ya da bir diğer kurbanı olacaktır…

Gore sahnelerin fazlaca yer aldığı Maniac, çoğu eleştirmen tarafından en rahatsız edici filmler içinde gösteriliyor. Oldukça soğukkanlı bir şekilde işlenen cinayetler son derece acımasız ve kanlı. Şiddetin bir bakıma pornografik tasviri de olan Maniac’da Joe Spinell psikopat katil Frank Zito karakterinde çok başarılı. Frank’in kadınları öldürüşünü oldukça detaylı bir şekilde izleyiciye yansıtan film, sadece Zito’nun dünyasında geçiyor. Çünkü filmde onun dışında gördüğümüz hiç kimse bir karaktere dönüşemeden öldürülüyor. Ayrıca seri katil filmlerinde görmeye alışık olduğumuz katili yakalamaya çalışan ya da onu durdurmaya çalışan bir karakter de yok bu filmde. (daha&helliip;)


13
Eyl
2012

The Long Kiss Goodnight (1996)

Kavram-Kuram-Fenomen kategorilerinde yayınlandı.

“The Long Kiss Goodnight”, yönetmenliğini Renny Harlin’in yaptığı 1996 yapımı bir aksiyona doyum filmi. “Die Hard 2”, “Cliffhanger”, “A Nightmare on Elm Street 4: The Dream Master”, “Deep Blue Sea” ve “Exorcist: The Begining” gibi leş ama sempatik filmlerin yönetmenliğini yapmış olan Harlin’in ismi, Gena Davis’le olan evliliği nedeniyle de hatırlanabilir. Başrollerinde, Geena Davis (Samantha Caine/ Charly Baltimore) ve Samuel L. Jackson’ın (Mitch Henessey)  yer aldığı filmin senaristliğini ise “Lethal Weapon” serileriyle ününe ün katmış cilalı aksiyon insanı Shane Black üstlenmiştir.

Film, Samantha Caine adlı bir ev hanımının ailesiyle birlikte mutlu bir tablo çizmesiyle, oradan oraya kelebekler gibi uçuşmasıyla başlar. Samantha’nın hafızasıyla ilgili problemleri, amnezisi vardır. Geçmişin izleri, film ilerledikçe sınıf ortamı misali “tek tek isminizi vermek istemiyorum” denilebilecek ajan hikayelerini konu alan filmler gibi su yüzüne çıkmaya başlar.

Çocukluk döneminde izlenen çoğu film, dizi, çizgi film hafızaya kazınacak derecede etki bırakabilmektedir. Sinemada izlediğiniz ilk film, annenizin elinden tutarak gittiğiniz Orhan Elmas’ın “Kayıp Kızlar”ı olabilir. Korku filmi izlemek için koltukların minderlerinin üzerinde zıplayarak mızıkçılık yapmış olabilirsiniz. Arı maya silgi yeme dönemi başlamadan barbie bebeklerin ayaklarını da kemirmiş olabilirsiniz. Peki aslında biraz kişisel anıları yaşayan bu çocuk, ergenken nasıl bir ruh hali yaşar… (daha&helliip;)


16
Tem
2012

Dead End (2003)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

Halihazırda tam patlayamamış ama başarılı şekilde kült hale gelebilecek, oyunu çıksa da oynasak dediğim “Dead End”, klişenin kilişesini yapan bir yol filmi. Tez şekilde araya girilen nefis trackleri olaya bodoslama dalan yapım, Jean-Baptiste Andrea ile Fabrice Canepa nın elinden çıkma. Bu janradan çıkıp ta ilginç olmayan yol filmleri ise sık görülmeyen bir durum. Sona girilen twistler ya da kaçma kovalama sırasının değişmesine aşina olduğumuz şu zamanlarda ilginç hale getirebilecek diğer şey korku türüyle masalsılığı birleştirip ters köşeye yatırmaya kasmamak. Oynanan oyun hep aynı.”Ömrün bitip yolun bitmemesi” durumuyla ilgili klişeye girmek istememekle beraber tam da bu film için geçerli olan durumun bu olması filmin önemli noktası. 

Filmin yönetmenliğini yapan Andrea(ayrıca 2006 yapımı işi olan Big Nothing in yönetmeni) ve Canepa, filmi yapma amaçlarını herhangi bir şeye saygı duruşu olayından bsğımsız şekilde veya “şöyle de yapsak daha ne kadar çöpe yaklaşabiliriz?” düşüncesinden çok “Asla sokağı terk etme!” argümanlarından yola çıktıklarını samimiyetle dile getirmişler. Bu iki kafadarın olaya başlama hikayeleri de bu paralellikte ilerlemiş aslında. 

Araba sahnesiyle olaya, diğer yol filmleri bodoslamasını kullanan yapımın ilk işi, hızlıca  karakterleri tanımamıza yardımcı olduktan sonra kafamıza önyargılarımızı yerleştirmek oluyor. Malumunuz, bilinen diğer örneklerde süregelen “arabaya asla bir yabancı alma!” ünlemi, hikaye ilerlerken bas bas kafamızda yankılanmasına rağmen “herhalde bir bildikleri var” diyip suspus izlemeye devam etmekle aslında klişenin klişesini yaptıklarını anlamak için filmin yarısını geçmiş olmanız gerekiyor. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni