Sosyal medya ve geleneksel medyadaki mevcut trendler/güncellemelere ve karşınıza çıkabilecek herhangi popüler kültür ya da kitlesel ticaret unsuruna dayanarak BDSM’nin yepyeni bir şey olduğunu varsayabilirsiniz. Ya da en azından sinema ve popüler sanattaki etkisinin sonunda hissedildiğini düşünebilirsiniz. Bunlardan ilkinin doğru olmadığını biliyoruz, insanlar tarihin başlangıcından beri birbirlerine keyifle teslimiyet ve hakimiyet gösteriyorlar. Ve ister inanın ister inanmayın ikincisi de doğru değil. BDSM birçok ülkede, türde ve yapımda yıllardan beri sinemanın bir unsuru olmuştur. Porno filmlerden animasyona, türe özgü sinema tuhaflıklarına ve popüler kültür erotik gerilim filmlerine BDSM sinemaya seyircinin kabul edeceğinden daha fazla işlemiştir.
Cruising, Secretary ya da yakın zamanda gösterime giren The Duke of Burgundy gibi filmlerin bir hayranı olarak BDSM’nin popüler sinemadaki kabulüne işaret eden önemli ve tanımlayıcı bir alana odaklanmak istiyorum: Eurosleaze. Bu terim sıklıkla kullanılıyor ama her zaman doğru anlamda değil, ve burada exploitation alt türleri ile kategorize edilen ve ağırlıklı olarak cinsel içeriğe odaklanan Avrupa menşeli filmleri ele alıyoruz. Bu kapsamlı bir liste olmasa da BDSM bakımından daha ezoterik ve tatmin edici bir içeriğe açılan bir kapı olması amaçlanmıştır. (daha&helliip;)