İyi”kötü film” severler olarak Türk Sineması’nın bilinmeyen dehlizlerinde ilerlemeye devam ediyoruz. Bu seferki yazıda sizlere Sabri Kaliç’in Gece Otostopçusu (1995) (VCD piyasasındaki ismi; Ölüm Yolculuğu ya da Ölüme Yolculuk) filminden bahsedeceğim.
Filmi rahmetli Metin Demirhan’ın arşivinden edindim. VCD olarak izlediğim film, kötü bir görüntü kalitesine sahip olmasına karşın beni oldukça etkiledi. Klostrofobik bir film olan Gece Otostopçusu’nun büyük bir bölümü bir aracın içerisinde geçmekte. Başrollerinde Billur Kalkavan, Yalçın Dümer ve Sabri Kaliç’ın olduğu filmde senaryo da S. Kaliç’e ait.
Filmimiz evli bir çiftin tatil hazırlıkları yaptığı bir sahneyle açılıyor. İlkay ve Cengiz tatil için Abant’a gideceklerdir. Son hazırlıklarını yapmaktadırlar fakat Cengiz olan bitenle ilgisiz ve sadece tv izlemektedir. Bu arada birbirine paralel sahneler arka arkaya gelmektedir. Filmin ilerleyen dakikalarında karşımıza çıkacak psikopat otostopçu da kendi evinde tv izlemektedir. Otostopçu da çantasını hazırlar ve dışarıya çıkar. Bu arada çiftimiz de tatil için yola koyulmuşlardır. Yolda büyük bir sessizlik içerisinde ilerleyen çiftin birbirleriyle olan sohbeti sırasında ikili arasında bir soğukluğun olduğunu anlıyoruz. İlkay zengin bir ailenin kızıdır. Cengiz ise İlkay’la olan evliliği sayesinde kayınpederinin marketler zincirinin müdürlüğünü yapmaktadır. Evliliği boyunca bunun yarattığı ezikliği hisseden Cengiz içten içe İlkay’a karşı bir nefret beslemektedir. İkili zevksiz ve sıkıcı geçen yolculuğu biraz neşeli kılmak için hiç düşünmeden yolda gördükleri bir otostopçuyu araçlarına alırlar. İlk başlarda gayet neşeli geçen yolculuk ilerleyen dakikalarda dehşet dolu dakikalara sahne olacaktır. Bu olay İlkay ve Cengiz’i birbirine daha da yaklaştıracak mıdır, yoksa ikili arasındaki uçurum daha da büyüyecek midir? (daha&helliip;)