iyiköfüfilm

6
Ağu
2014

The Burning (1981)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

the_burning_1981_posterTony Maylam yönetmenliğindeki The Burning, 80’lerin en iyi slasher filmleri arasındadır. Filmin senaryosunda ünlü yapımcı kardeşler Harvey ve Bob Weinstein’ın yanı sıra Peter Lawrence ve Tony Maylam’ın da imzası bulunmaktadır. Kıymeti pek fazla bilinmeyen “underrated” yapım, İngiltere’de uzun bir dönem yasaklılar listesinde “video nasties” kategorisinde yer alır.

The Burning’in hikâyesi bir gençlik kampı olan Camp Blackfoot’ta başlar. Kamp görevlilerinden Cropsy, gençler tarafından yapılan bir şaka sonucu korkunç bir şekilde yanar. Hastanede tedavi gördüğü yılların ardından yine bir gençlik kampı civarındaki ormanlara gelip dehşet saçmaya başlar. İntikamını kullandığı bahçe makası eşliğinde kamptaki günahsız gençlerden sırayla alır.

Filmde yer alan cinayet sahneleri, gore öğeleri de barındırmasının yanı sıra özenle yapılan bir çalışmanın ürünüdür. Tüm bu sahnelerde The Prowler, Friday the 13th, Maniac ve Creepshow’un makyaj dehası Tom Savini’nin imzası yer almaktadır. Özellikle gölde geçen saldaki katliam sahnesi, filmin en dikkat çeken ve en ünlü sahnelerindendir.

Filmin en önemli kozlarından biri de oyuncu kadrosunun neredeyse tamamının gençlerden oluşması. Bu durum, The Burning’in seyirci üzerindeki etkisini artırmaktadır. Ayrıca kadroya baktığımızda günümüzün ünlü isimlerini de görebiliriz. (daha&helliip;)


6
Nis
2014

White Dog (1982)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

white dogSamuel Fuller’ın yönetmenliğini yaptığı White Dog (1982) adlı kült korku gerilim filmi, Romain Gary’nin gerçek bir olaydan esinlenerek yazdığı romanından sinemaya aktarıldı. Oyuncu kadrosunda Kristy McNichol (Julie Sawyer), Paul Winfield (Keys), Burl Ives (Carruthers), Jameson Parker (Roland Gray) gibi isimler yer alıyor.

Oyuncu Julie, gece arabasıyla giderken beyaz bir Alman kurduna çarpar.  Yaralı köpeği veterinere götürüp tedavi ettirir. Köpeği evine değil, hayvan barınağına götürmek ister ama sahibi 3 gün içinde onu almazsa barınaktaki diğer köpekler gibi hayatına son verilecektir. Julie’nın bu duruma gönlü el vermez ve şehirden uzakta tek başına yaşadığı evine götürür. Gece, bir tecavüzcü Julie’nın evine girer ve Julie’ya saldırır. Boğuşma sesini duyan köpek, Julie’i kurtarır. Bu olay sonrasında Julie, köpeği iyice sahiplenir. Zaten köpeğin gerçek sahibini bulabilmek için astığı ilanlar da fayda etmemiştir.

Bir süre sonra köpek kaçar ve kanlar içinde geri gelir. Fakat Julie köpeğin kendisini koruduğunu düşünür ve üzerinde pek durmaz. Bir film setine götürdüğü köpek, siyah rol arkadaşına saldırınca köpekte bir tuhaflık olduğunun farkına varır. Çünkü bu beyaz Alman kurdu, bir saldırı köpeği olarak eğitilmiştir. Buna rağmen Julie köpeğinden vazgeçmek istemez ve onu vahşi hayvanlarının eğitilerek evcilleştirildiği bir kuruma götürür. Ama orada durumun daha vahim olduğunu öğrenir. Onu masum, kahraman bir köpek olarak görse de, o sadece siyahlara saldıran ırkçı olarak yetiştirilmiş “beyaz bir köpek”tir. Julie’nin getirdiği kurumun hem ortağı hem de vahşi hayvan eğiticisi olan siyah Keys’ten yardım etmek ister. Aslında onun için çok tehlikeli olan bu beyaz köpek, Keys için ırkçılığın tedavi edilebileceğini kanıtlamak için bir şanstır. (daha&helliip;)


22
Nis
2009

Neon Maniacs (1986)

Korku Filmleri kategorilerinde yayınlandı.

neon-maniacs

Neon Maniacs bir 80ler korku filmi. Ve bana bir diğer 80ler Rick Sloane filmi Hobgoblins’i (1988) anımsattı. Neon Maniacs uzun süre IMDb’de en kötü 100 listesinde yer alıyordu. Fakat sanıldığının aksine okadar da kötü bir film değil. Eğlenceli ve yer yer de korkunç olmayı başarabiliyor.

Neon Maniacs’taki yaratıklar sanki Mad Max filminden fırlamış gibi. Bu Post-Apokaliptik yaratıklar niye ve hangi amaçla orda bilinmemekle birlikte yaratıkların Gremlinler gibi sudan etkilendikleri belirtmekte fayda var. Yaratıklar sadece gece dışarı çıkıyorlar ve Golden Gate köprüsünün altında yaşıyorlar. (yaratıkları yok etmenin tek yolu su ve suya çok yakın yaşıyorlar… ilginç.)

Filmin açılış sahnesinde akşam vakti Golden Gate köprüsünün altında balık tutan bir adamı görüyoruz. Sonra adam eve doğru yola koyulurken Neon yaratıklarının vahşi saldırısına uğruyor. Daha sonra filmdeki esas kızımız Natalie ve arkadaşlarının birlikte olduğu bir minibüse konuk oluyoruz. Gençler parkta eğlenmektedirler ve Neon Manyakların hedefi olurlar. Bu saldırıdan kurtulan Natali daha sonra yaratıklar tarafında takip edilmeye başlar. (daha&helliip;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

İyiKötüFilm Hakkında
İyiKötüFilm Röportajlar
İyiKötüFilm Bağlantılar
Extreme Haribo Giallo For Dummies Immoral Tales Kahramanlar Sinemada Korkucu Once upon in a time in Western Öteki Sinema Sinematik Ters Ninja

İyiKötüFilm Feeds


İyiKötüFilm
yeni