1951: HON DANSADE EN SOMMAR (Arne Mattsson)

Bu neşeli ama trajik romantik drama İsveç sansasyonel filmler tarihinin başlangıcıdır. Filmin özgür cinsellik ve çıplaklık tasviri -özellikle de Ulla Jacobsson’ın çıplak göğüsleri- bol miktarda heyecan yaratmıştır. Film uluslararası başarıya ulaşmış ve Dünya çapında sansür uygulayıcıların başına dert olmuştur.

 

 

 

 

 

 

1960: JUNGFRUKALLAN (Ingmar Bergman)

Bu şiddet içeren Orta Çağ dramındaki acımasız intikam teması, şekillenmekte olan tecavüz-intikam alt türünün ilk örneği haline gelmiştir. İsveç basını haklı olarak filmi sansasyonalist bulmuş ancak Ingmar Bergman yine de Oscar, Altın Küre ve Cannes’da ödüle layık görülmüştür.

 

 

 

 

 

 

 

1967: JAG AR NYFIKEN – GUL (Vilgot Sjöman)

Bu çetrefilli politik dramın verdiği mesaj, filmde çıplaklık ve cinsel devrimin açık bir şekilde tasvir edilmesinden başı dönen izleyiciye büyük ihtimalle ulaşmamıştır. I am Curious (Yellow) adı altında İngilizceye çevrilen film beklenmedik bir şekilde uluslararası başarı elde etmiş ve günümüze kadar İsveç filmleri arasında en başarılarından biri olmayı sürdürmüştür.

 

 

 

 

 

 

1968: DOM KALLAR OSS MODS (Stefan Jarl)

Bu muhteşem belgesel sosyal piramidin en dibinde bulunan iki ergen erkeğin arkadaşlık, müzik ve biradan başka bir şey düşünmeden yaşamalarını konu almaktadır. Filmde bulunan özgün cinsel birleşme sahnesi muhtemelen pornografik olmayan filmler arasında türünün ilk örneğidir. Bu kaba seks sahnesi İsveç’te büyük tartışmalara yol açtı ve film sonunda yasaklandı. Başrol oyuncuları filmin galasında karışıklık yaratmak suçlamasıyla tutuklandılar.

 

 

 

 

 

 

1968: JAG – EN KVINNA 2. AKTENSKAPET (Mac Ahlberg)

Bu nihilist cinsel dram genç bir kız ile kendisinden yaşlı kocası arasındaki yıkıcı ilişkiyi işlemektedir. Tartışmalı cinsellik, sapkınlıklar ve Nazi hatıraları ile bezenmiş olmasıyla bu film İsveç sansasyonelfilmlerini tam gücüne kavuşturmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

1969: KARLEKENS SPRAK (Torgny Wickman)

Cinsel eğitim kisvesi altındaki Karlekens Sprak cinsellik ve cinsel anormalliklere giriş yapmak için sadece bir bahanedir. Film Dünya çapında büyük ilgi görmüş ve ahlaki açıdan çok daha tartışmalı devam filmlerinin yapılmasına ön ayak olmuştur. Cinsel birleşmeyi uzun ve sevgi dolu ayrıntılarla derinlemesine ekranlara getiren ilk uzun filmdir.

 

 

 

 

 

 

1969: KAMELEONTERNA (Trobjörn Axelman)

İsveç kültür kurumunun dünyasında geçen bu film dehşet verici görüntülerin, yoldan çıkmış cinselliğin ve şiddetin harika dozlarda bir araya gelmesiyle kotarılmış bir psikolojik gerilim filmidir.

 

 

 

 

 

 

 

1973: STENANSIKTET (Jan Halldoff)

Toplumdan intikam alma arayışı içindeki tükenmiş bir politikacı kendisine suikastçı olarak hizmet etmeleri için bir grup umursamaz genç çocuğu tutar. Son derece kasvetli olan bu bakış açısı medeniyetin çökmekte olduğunu ve acımasız Stockholm varoşlarının orada yaşayanların insanlıklarını nasıl tükettiğini gözler önüne sermektedir. Sansasyonelfilmler bu noktada olup biten bütün seks ve ahlaksızlığın arasında sosyal eleştiriye de yer vermeye başlamıştır.

 

 

 

 

 

 

1973: SMUTSIGA FINGRAR (Arne Mattsson)

Bu vahşi polisiye gerilim uyuşturucu, kadın ticareti, şiddet ve cinayetin kâbusumsu dünyasında geçmektedir. İlk yayınlandığı zaman kısa sürede yasaklanan ama şuanda erişilebilir olan Smutsiga Fingrar, sansasyonelfilmleri harika kılan hem delilikten hem de şok edici sahnelerden bol miktarda bulundurmaktadır.

 

 

 

 

 

 

1974: THRILLER – EN GRYM FILM (Bo A. Vibenius)

Türünün en iyi örneklerinden biri olan bu son derece ekstrem tecavüz-intikam filmi inorganik hard-core seks sahnelerini ekstrem şiddet ile birleştirmektedir. İsveç sansasyonelfilmlerinin kraliçesi Christina Lindberg’in çıkış yaptığı Thriller aynı zamanda Quentin Tarantino’ya Kill Bill serisi için büyük ilham vermiştir. Ingmar Bergman’ın çalışmalarını saymazsak bu film büyük ihtimalle en iyi bilinen sansasyonelfilmdir.

 

 

 

 

 

1974: INKRAKTARNA (Torgny Wickman)

Genç bir hippie çiftin sosyete malikânesine girmesiyle birlikte bu olağanüstü filmdeki anlatı unsuru da kaybolmaya başlar. Bunun yerine izleyiciye bol miktarda seks, yanlış anlaşılma ve gelecekteki Abba filmi Mamma Mia!’nın yıldızı Stellan Skarsgard’ın sağa sola sallanan aleti verilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

1975: JORDEN RUNT MED FANNY HILL (Mac Ahlberg)

Erotik sinema dünyasına açılmış genç bir kız hakkındaki coşkun bir bayağılık festivaline benzetilebilecek bu film Christina Lindberg ve Marie Ekorre sayesinde çıplaklığı ve cinselliği sonuna kadar sunmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

1975: BREAKING POINT (Bo A. Vibenius)

Bu muazzam bir şekilde hezeyanlı yapıt gelmiş geçmiş en vahşi ve tuhaf İsveç sansasyonelfilmidir-ve buna inanmak için kendi gözlerinizle görmelisiniz. Bunu yapsanız dahi idrak etmek neredeyse imkânsızdır. Hard-core pornografi, fütüristik çıplaklık, model tren saplantısı ve sapkın eşek şakalarının ahlaksız deliliğin harikalar diyarını meydana getirmek üzere bir araya geldiğini düşünün.

 

 

 

 

 

 

1977: KARLEKSVIRVELN (Anderi Fehrer)

Bu temposu yüksek hard-core seks filmi ahlaksız yaşlı suçlular ve 15 yaşındaki nemfomanların dünyasında geçmektedir. Bir sebepten ötürü bu tür filmlerin olabildiğince müstehcen çevrildiği bir dönemde yapılmış İsveç porno filmleri arasında en iyi ve en mide bulandırıcılarından biridir.

 

 

 

 

 

 

1978: FABODJANTAN (Joseph W. Sarno)

Küçük kırmızı kulübelerin üzerinden güneş ışığının eksik olmadığı etkileyici güzellikteki Dalarna bölgesinde çekilmiş olan bu seks filmi aslında cinsel istek uyandırmamasına rağmen büyük bir hit haline gelmiştir. Bunun nedeni büyük ihtimalle kalın bir sosisin cinsel amaçlarla kullanıldığı sahnedir.

 

 

 

 

 

 

1979: ETT ANSTANDIGT LIV (Stefan Jarl)

Jarl’a ait Dom Kallar Oss Mods adlı belgeselin bu şoke edici devam filminde ilk filmde rol alan herkes dibe vurmuş uyuşturucu müptelaları haline gelmiştir. Ölüm ve umutsuzluğun kol gezdiği bu film muhtemelen en yoğun ve en trajik film deneyimlerinden birini yaşatacaktır. İsveç’in o zamanlarda olanlar için vermesi gereken birçok yanıt bulunuyor.

 

 

 

 

 

1984: THE NINJA MISSION (Mats Helge Olsson)

Film yapımcılarına göre küçük bir bütçeyle hazırlanmış olan bu yüksek tempolu film, ABD listelerinde yıllar boyunca birinci sırada kalmıştır. Bu filmin yönetmen bozuntusu Mats Helge Olsson’ın en başarılı filmi olması yeterince şey anlatmaktadır. Gaz maskesi takarken kendi kusmuğunda boğulan adam sahnesi unutulmaz bir sahnedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

1985: BLOOD TRACKS (Mats Helge Olsson)

Olsson’ın slasher türündeki bu gülünç denemesi absürt bir hair metal grubunun dağlık alanda gerçekleştirdiği bir müzik videosu çekimi sırasında katledilmesini konu almaktadır. Bol miktarda kan dökülmüş ve çıplak kızlar yaklaşmakta olan bir çığın altında kalmaktan mümkün olduğunca yavaş bir şekilde kurtarılmıştır. Blood Tracks korkunç bir şekilde kötü ve bir o kadar da eğlendiricidir.

 

 

 

 

 

 

 

1987: STOCKHOLMSNATT (Staffan Hildebrand)

80lerde Stockholm sokaklarında kol gezen “kickers” adlı sokak çeteleri hakkındaki bu dramatize edilmiş yarı belgesel İsveçli çocukları telefon kulübelerini tekmelemekten vazgeçirmek amacıyla hükümet tarafından desteklenmiştir. Ancak yönetmek Staffan Hildebrand bunu tamamen yanlış anlamıştır ve ülke genelindeki şiddet olayları azalmak yerine artmıştır.

 

 

 

 

 

 

1993: SÖKARNA (Daniel Fridell)

Sansasyonelfilmler devrinin sonu Stockholm’de yaşayan iyi vatandaşları sinsice takip eden genç suçlular hakkındaki bu kasvetli, fütüristik ve hezeyanlı gerilim filmi ile gelmiştir. Seks, şiddet ve uyuşturucu kullanımının dramatik karışımı bu son filmin İsveç genelinde ahlaki paniğe neden olmasına yol açmıştır. Bu filmden sonra yerel sinema salonlarındaki ucuz heyecanlar sona ermiştir.

 

 

 

 

Tolga Demirtaş (tolga@iyikotufilm.com)