Wes Craven’ın yönetmenliğini yaptığı Deadly Friend (1986) adlı kült korku-bilimkurgu filmi, Diana Henstell’ın “Friend” adlı romanından uyarlandı. Filmin kadrosunda Matthew Labyorteaux (Paul Conway), Kristy Swanson (Samantha Pringle), Michael Sharrett (Tom ‘Slime’ Toomey), Anne Twomey (Jeannie Conway), Anne Ramsey (Elvira Parker) gibi oyuncular yer alıyor.
Paul Conway, bilime ilgi duyan yetenekli bir gençtir. Hatta kendi kafasına göre hareket edebilen BB adında bir robot bile yapmıştır. Paul, annesi Jeannie ile beraber yeni bir kasabaya taşınır. Yeni tanıştığı Tom ile hemen arkadaş olur, Samantha’ya karşı ise arkadaşlıktan öte duygular beslemektedir. Bu üç genç ve BB, cadılar bayramında pek de konuksever olmayan huysuz Elvira Parker’ın arazisindeki kilidi kırıp bahçesine girerler ve uzun zamandır kimsenin basmaya cesaret etmediği o zile basarlar. Bayan Parker’ın intikamı acı olur, tüfekle BB’yi haklar. Paul, BB’yi kaybettiğine ne kadar üzülse de hayatına yeni arkadaşlarıyla devam eder. Alkolik ve kıskanç birisi olan babası ile beraber yaşayan Samantha bir gün yine babasından şiddet görür ama bu sefer ölümle sonuçlanır. Paul, bir sevdiğini daha kaybetmek istemez ve Samantha’nın beyin ölümü gerçekleşmiş olsa da BB’nin beynini daha doğrusu mikroçipini ona takar. Samantha kendi bedeni ve bir robotun beyni ile hayata geri döner ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Deadly Friend filmi için modern bir Frankenstein uyarlaması olduğunu söylersek yanlış olmaz. İnsan beyninin gizemli sırrını çözmek isteyen Paul, işe bir robot tasarlamak ile başlar. Sonrasında bu sempatik robotun her komutunu dinlemediğini fark eder ve tehlikeli olabileceğini bile bile BB’yi imha etmez, deneylerine devam eder. Samantha için de aynı tehlikeyi göze alır ve onu engelleyemeyeceğini bilse de onu aynı BB gibi kaybetmek istemez. Hayatında sevdiği iki kişinin birleşmesinden zombivari bir android yaratmış olsa bile ona her şeyi yeniden öğretmeye hazırdır ama çoğu korku filminde olduğu gibi “öleni geri getirebilirsin ama geri gelen, senin sevdiğin kişi olmayacaktır.”
Filmde geçen rüya sahneleri ile bodrumdaki yanma sahnesini göz önünde bulundurduğumuzda Wes Craven’ın yönetmenliğini yaptığı A Nightmare on Elm Street filminin etkisinden kurtulamadığını görüyoruz. Biraz gençlik veya çocuk filmlerini andıran Deadly Friend; basketbol topuyla kafa patlatma, yanma ve final sahnesi gibi uçuk kanlı detaylarla kült olmayı başarıyor. Bunları çıkarttığımızda ise geriye pek de bir şey kalmıyor. Craven’ın izlerini taşıdığı için ve bu bahsettiğim kült sahnelerden dolayı izlenebilir ama çokta üzerinde durulmayacak 80’lerin ruhunu taşıyan bir korku filmi.
Müge İBRİKÇİ
Yorumunuz: