Yang Sze (Yang Tse), yerel bir işadamı ve bir ev hanımının çocuğu olarak, Canton’un varoşlarında, Çin’de dünyaya geldi. Canton’da genç bir adam iken, birçok kung-fu ustasının eğitimi altında çalıştı, ayrıca akrobasi öğrendi ve body building yapmaya başladı. Sonunda Çin’in power lifting (güç kaldırma) şampiyonu oldu. 1960’larda komünizmden kaçmak ve yeni bir hayat kurup, yeni fırsatlar yaratmak için genç Yang Sze Çin’den Hong Kong’a kadar yüzdü. Sonra vücut geliştirme eğitimi vermeye başladı. Kendisine küçüklüğünde birisi tarafından zorbaca davranıldıği için vücut geliştirmeye ve kung-fu’ya başladığını hiçbir zaman söylemedi.

O zamanlarda Sir Run Run Shaw’ın “Shaw Kardeşler” organizasyonunun dikkatini çekti ve genelde cüsseli, kaslı kötü adam rollerinde birçok filmde yer aldı. Şüphesiz ki fiziksel olarak ne kadar büyüdü ise o kadar büyük roller aldı ve beyazperdenin canavar kişisi haline geldi. Shaw Kardeşler de olduğu sürece dövüş sanatı becerilerini geliştirmeye devam etti. Kendini geliştirmeye devam eden Yang, 1970’de “Bay Hong Kong” unvanını kazandı ve Shaw Kardeşleri 1971’de bıraktı.

1973’te Bruce Lee tarafından bir kung-fu klasiği olan Enter the Dragon isimli filmde uyuşturucu baronu Master Han’ın (Shih Kien) bir numaralı dövüşçüsü Bolo’yu oynaması için seçildi. Bruce ile bir kere Winston sigaraları Tv reklamında birlikte çalışmış biri olarak(!), bu rolü almış olmaktan çok mutluydu ve bunu artı bir tecrübe olarak görüyordu. Dahası, çok iyi arkadaş olmuşlardı ve kung-fu çalışmak,  tartışmak için bir araya geliyorlardı. Bolo Enter the Dragon  filminde Bruce’a karşı bir dövüş sahnesinde kendisine yer verilmediği için oldukça üzülmüştü, ancak böyle bir sahnede olması gerektiği hiç düşünülmemişti. Çoğu insana göre böyle bir dövüş sahnesinin eksikliği, bu filmin tek hayal kırıklığıydı. Bruce, Game of Death isimli bir sonraki filmde kendisini öldüreceğinden emin olması konusunda(!) Bolo’ya güvence verdi. Ne yazık ki bu söz verildikten 10 gün sonra, Enter the Dragon’un post-prodüksiyonu henüz bitmişken Bruce Lee öldü.

Bolo filmin tanıtım yazısında Güneydoğu Asya Shokotan Karate Şampiyonu olarak yanlış bir şekilde tanıtılmıştı. Aslında becerileri gerçekten de herhangi bir öğreti, tek bir kara kuşağın gelebilmeyi umduğu seviyeden öteydi. Yine de alçakgönüllü bir şekilde kung-fu konusunda Bruce Lee ile kıyaslanamayacağını söylüyordu.

1970’ler ve 80’ler boyunca, markalaştırdığı “bakmadan dövüşme” stili ve düzenli olarak Bruce Lee (Huan Kin Lung) benzerleri tarafından öldürüldüğü yüzlerce kung-fu filminde başrollerde yer aldı. Chong Li ile Bloodsport isimli filmde başrolleri paylaşana dek büyük bir atılım gerçekleştirememişti. Çoğu insana göre Bolo, bu filmin ve Double Impact ile Tiger Claws isimli diğer birçok filmin gerçek yıldızıydı. Sürekli olarak Van Damme ve Bruce Lee gibi rakiplerini gölgede bırakan doğaüstü cesarete sahip yenilmez bir canavar rolündeydi ancak kaybetmek zorundaydı çünkü onlar kahramandı. (Üzücü, değil mi?) Legacy of Rage filmi için birkaç haftayı Brandon Lee’yi eğitmeye harcadı böylece genç yıldız kendi dişine göre bir rakip olabilecekti. Bolo kendi düzenine uygun olması için spor salonunda sabah saat 9 seanslarına rezervasyon yaptırırdı, ancak Brandon 12 ye dek ortalarda görünmezdi! Brandon bu durumu, sabahın erken saatlerine kadar diskolarda dans ettiğini ve yapımcıların ısrarı yüzünden zoraki olarak eğitimlere katıldığını söyleyerek açıkladı.

Shootfighter: Fight to the Death ve Shootfighter 2: Kill or Be Killed filmlerinde Bolo iyi adam olmak için bir şans elde etmişti. Elbette gerçek hayatta da iyi bir insandı! Kendisini iki oğluna adamış bir babadır ki oğullarından biri olan David de bazı filmlerde yer almıştır. Ve bir de kızı var. Bolo, Tapei Uluslararası Vücut Geliştirme Federasyonu’nun takım menajeri ve Hong Kong Spor Salonu İşletmeleri Derneği’nin başkanlığını yaptı.

Bolo, güne iki saat ağırlık kaldırma çalışarak ve akabinde Yang stili Tai Chi ile devam ederek başlıyor. Hayalindeki projenin Enter the Dragon filmine bir devam filmi çekmek olduğunu itiraf ediyor ve elbette bu filmin kahramanının kendisi olmasını çok istiyor.

Tolga DEMİRTAŞ (tolga@iyikotufilm.com)